Alıntı:
Ademm Nickli Üyeden Alıntı
Soyleyenen sözleri yargısız insaf yaparcasına yanlış veya doğru demek ne kadar mantıklı ki ?
Insanoglu belli nefsi mertebelere ulaşınca mülhime ve mutmain nefeste bazı haller zuhur eder kişi bu hallere çok önem verir hacı ali bayram farklı bi niyette söylemiş olabilir o sohbeti tamamani .dinlemek gerek ki ona gore bi fikrimiz olsun örnek olarak mübareğin biri gece geç saate kadar ibadet etmiş tabi yorulmuş yatağa uzanmış kafasına yastığa koyup tam uyuyacakken yastığın zikir çektiğini duymuş o hal üzere yastık dahi uyumaz zikir çeker sen mi uyursun diyip tekrar kalkmış zikir çekmiş bazı erler vardır edebe çok önem verir edep timsalidir haa tavsiye olarak söylenebilir uzanarak zikir çekme edepsizlik olur diye lakin farz diyip insanlara anlatmak doğrudur demek te olmaz
S sohbeti veya yazdığı kitabının pdf veya okuduğun yeri cekip atarsan daha güzel olur selametle ...
---------- Post added 22.07.21 at 12:45 ----------
Göklerde ve yerde bulunan*her şey ALLAH tesbih etmiştir. O, Aziz'dir, Hakîm'dir.(Hadîd, 57/1)
|
madem istedin kitaptan bir bölüm......Allah ism-i celâli,
her zaman ve her yerde,
herkes tarafından zikir edilebilecek bir esma değildir.
O isim bütün esmalarını camiğ olduğundan zikrinde,
adaba eksiksiz riayet gerekir.
Arada bir hatırlamayı kastetmedik tabii…
Düzenli zikirden bahsediyoruz.
Öyle insanlar var ki
günde binlerce kere Allah ism-i celâlini okuduğunu söylüyor.
Allah ism-i celâli,
“ayaklar hareket halindeyken zikir edilemez”.
Edilirse fayda yerine zarar hâsıl olur.
Yürüyen bir insan,
içinde Allah ism-i celâli olan bir ayeti okuyamaz.
Okursa mesul olur.
Çünkü dünyada ve kendi nefsinde şiddet,
olumsuz her şey yani celâl tecelli eder.
Literatüre girmiş birçok zikir şekli,
Kur’an’ın özüne muhaliftir; ne yazık…
Maalesef;
Kuran-ı Kerim;
“Göbekten aşağıda azalar hareket ederken OKUNMAZ!” hükmü
“Göbekten aşağıda tutulmaz!” şeklinde çarpıtılmıştır.
Tıpkı;
“Temiz olmayanlar bu kitaba yaklaşamazlar” hükmünün
“Abdestsiz Kur’an okunmaz” şeklinde çarpıtıldığı gibi…
Çarpıtmaların kasıtlı yapıldığı şüphe götürmez bir gerçektir…
Birincide yanlış zikirle şeytana fırsat tanınırken,
İkincide Kur’an-ı Kerim’in düzenli ve sürekli okunması önlenmiş
Ve hükümlerini hayatımıza taşımamız engellenmiştir…
Azizim;
Namazın adabı,
her konuda bize ibret olmalıdır.
Dikkat edilirse;
Namazda tekbir kulaklarda “Allah” ve “Ekber” sözleri getirilir,
uzun kıraatler, sol el, sağ el tarafından sıkı sıkıya bağlıyken okunur.
Celâl esmaları,
hareketsiz durumlarda,
kıyam halindeyken
yahut vücudun baş bölgesinde okutulur.
Tekbir getirilir getirilmez, el bağlanır.
Rükûda,
kemal esması olan “El-Aziym” esması zikredilir.
Secdede,
sırf cemal olan “El-âlâ” ismini tespih ederiz.
Otururken bütün azalar sabittir.
Göz dahi hareket ettirilmez, secde noktasından ayrılmaz.
İhtiram ve dikkat, ciddiyet hat safhadadır.
Otururken;
Sağ ayak başparmağı dik olarak yere sabitlenirken,
Sol ayaküstüne oturulur.
Bütün bunların bir anlamı olduğunu açıklamak üzere;
Resulü Kibriya Efendimiz aleyhisselâm
“Namazda sol elinizi sağ elinizle bağlayın,
sol ayağınızın üstüne oturun ki, şeytan vuslat bulmasın” buyurmuştur.
Bu sırdan da anlayacağımız üzere vücudumuz bir hakikat kimyasıdır.
Sol yanımızla Allah’ın celâlini,
Sağ yanımızla cemâlini temsil ederiz.
Sol el ile iş yapmak en aza indirgenmiş, çoğunlukla sağ elin kullanılması istenmiştir.
Sol elle tespih çekmek kesin olarak yasaklanmıştır. “Kitabı sol tarafından verilenler, hüsrandadır” denilmiştir.
El işte göz oynaşta zikir yapılamaz…
Özellikle; namaz dışında, toplu zikir olmadığı bilinmelidir.
Geşmiş günahlarımızdan ve halen içinde bulunduğumuz sıkıntılardan;
ARINMA DUASIDIR