Alıntı:
Erzurum Nickli Üyeden Alıntı
Abi Hızır diye bir kulun varlığına dair hiçbir delil yok. Sarih, sahih hadis de yok. Bir kaç senedi ihtilaflı hadis var o kadar. Kehf suresi 65. Ayette "katımızdan rahmet ve ilim verdiğimiz" diye bir ibare söz konusu. "Ledun" diye bir tabir kafa karıştırıyor bu ayette. Oysaki ledun kelimesi mekan zarfıdır Arapçada. Yani direk yanımızdan ilimlendirip gönderdiğimiz bir kul anlamındadır. O da belli ki manevi bir varlığa işaret ediyor. Ayrıca malumun ki peygamberler mutlak karakterlidir. Asla bir insanın bir şey öğretmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Haliyle burada musaya öğreten Allah azze ve celle'dir.
Hızır meselesine gelince; Arapça hazirun kelamından gelen Hızır sözcüğü; iki anlamda dir. İlk anlam heryerde her zaman hazır bulunan. Diğer anlam ise yeşil giyen demektir. Ehli sünnet itikadına göre heryerde her zaman hazır bulunan yine Allah zülcelal'dir. Ayrıca kıssanın başı tamamda sonuna bakmıyoruz. Musa o varlığa güç yetiremediği için o varlıkla arkadaşlık edemeyip yollarını ayırıyor. Musa zahire hükmediyor. Meselelerin batıni tarafını kaldıramıyor ki Allah zülcelal onu oraya yolladığı halde. Bu noktalardan da çıkarılması gereken dersler var kanımca.
Evet Allah Zülcelal "kun" dese kafi kafi de.. Peygamber yeri geldi dedi ki "bilmiyorum, bende sizler gibiyim."
Hal böyle olunca o günün şartlarında bir kelime öğrenmek için aylarca yol giden bir alim ile hicri 500 den sora icad edilmiş olan bu ledun ilmi, havas ilmi, simya ilmi biraz boşa çıkıyor. Çünkü asrı saadet de, tabiiun da ve sonraki nesilde de böyle bu tarz iddialar yok. Soradan icad edilmiş şeyler dir. Zira Medine müdafasında sahabi "Allah'ın yardımı ne zaman?" dedi dayanacak gücü kalmadığı için. Oysa ki Allah zülcelal birinin kalbine simya ilmini yada havas yada ledun ilmini doldurup en kötü ihtimalle peygamberini ve onun en sevgili dostlarını açlıktan hiç değilse muhafaza edebilirdi. Ama böyle şeyler göremiyoruz.
Ben bu tarz ilimlerin direk Allah tarafından bana verildi fln denmesini Allah'a karşı iftira olarak niteliyorum. Allah zülcelal en çok adalet kavramı üzerinde duruyor zira kelamında.. Ha kaldı ki biri gelse ledun ilmi var bende senin iş yerine zarar vericem dese kısas ederiz onla biz değilmi?
Peygamberlere hikmet verildi. Peygamberlerin durumu farklıdır. Bu bağlamda değerlendirilmemeli kanaatimce..
|
bu kadar lafa laf yetistirmeye calisirsam sayfalarca yazmam lazim,kurandan sana iki ayet soyledim ayetlerde birde isimleri belirtirse o kuran degil hikaye kitabi olur,o isimleride hadisten ve alimlerden ogreniyoruz,senin dedigine gore Hz hizir yok asaf berhiye yok o yok bu yok, o kadar allame islam alimi soylemis
inanmiyoruz,ben sahsen kucucuk aklimla bu konularda fikir beyan edemem ilmimde bilimimde aklimda yetmez,alimin dedigine inanirim,boyle konularda fikir beyan etmek beni 19.cu reşat halife ye cevirir,bazi konular alimin kiyasiyla ortaya cikar onu alim belirler,imami azam hz.leri ile muhammed bakir hz. lerin sohbetlerindeki kıyas mevzusunda oldugu gibi,yoksa namaz en temel vazife oldugu halde ay hali biten kadinin namazi degil orucu kaza etmesi gibi...idrar meni den daha necis oldugu halde meniden gusul,idrardan abdestin bozulmasi gibi.....iste bazi konularda alimin sozune muctehidin ictihadina inanmak gerekir,yok inanmam dersek alim biz oluruz o alimlik bizi alevli atese goturur