Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - DNA ve insan Irkının Tarihi
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 30.01.17, 23:48
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart DNA ve insan Irkının Tarihi

DNA VE İNSAN IRKININ TARİHİ

CANLI KRYON KANALLIĞI
" DNA ve İnsan Irkının Tarihi"

Bu canlık kanallık Portland, Oregon’da verildi

Selamlar sevgililer, ben Manyetik Hizmetten Kryon’um.

Gerçekten burada olduğumuzu kanıtlamayı sağlayacak şekilde kendimizi göstermek üzere özgür seçimin kurallarını hükümsüz kılmak için herhangi bir şeyi verirdik. Ancak bu özgür seçim gezegeninde, bize açılan kapıyı açması gereken sizlersiniz. Yaşamlarınızda sizinle tüm süreçte birlikte yürüyerek, olduğumuz melekler gibi duruyoruz. Bu gezegende doğduğunuz noktada, melekler doğduğunuz yeri çevreler, sonra son nefesinize kadar sizinle birlikte kalırlar. O başlangıç haftalarında, gözlerini kocaman açmış bebeğin aslında meleklere baktığını görebilirsiniz! Bebek iki veya üç haftalık iken bile meleklere doğru yönelir veya hatta bazen onlara gülümser, çünkü bebek bizi tanır. Aslında o başlangıç günlerinde, çok fazla değişikliğin olduğu ve rahimden yeni çıkmış olmaya alışmak için çok şeylerin olduğu yerde hepiniz bunu yaptınız, melekler bebeği rahatlatmak için ordadırlar. Hatırlıyor musunuz? [Kryon gülümser]. Sonra yavaşça realite sizden kayar. Yavaşça. Ama birçoğunuz bebek sizin boş uzay dediğiniz yere baktığında ve gördüğü şeyden sevinç duyduğunda bunu gördünüz.

Bunlar şimdi sizinle birlikte olan aynı meleklerdir. Onların yaşı yoktur, biliyor musunuz? Ama sizin var. Tüm yaşamlarınızda sizinle birlikte oldular; yanınızda yürürler; sizinle gelirler; sizinle ayrılırlar. Ve onlarla hiç konuşmazsanız, size hiçbir şey söylemezler. Çünkü anlaşma budur. Ama oh, sevgili İnsan varlıkları, eğer bize küçük bir niyet aralığı verirseniz ve “Sevgili Tanrım, bana sevildiğimi göster” derseniz, bent kapağını açarsınız. Çünkü bu, bize izin verdiğiniz ölçüde yaşamlarınıza girdiğimiz zamandır. Bu, eşzamanlılığa, öğretiye, el tutmaya ve yapayalnız hissetmenin bitişine başlayarak, istediğiniz şeyi size verdiğimiz zamandır. Bu, hastalık veya yaşlılık ya da dramadan endişe duymayacağınız bir dereceye kadar sizi doldurduğumuz, beslediğimiz zamandır. Ve tüm göreceğiniz kim olduğunuzun vaadidir. Bu başladığımız günden beri bu şekilde oldu, çünkü bizim işimiz sizlerin bizim parçamız olduğunuzun farkındalığını sağlamaktır.

Mesaj kutsaldır

Hala bu kanallık işlemini merak edenler var. Bu, kanal berrak olduğunda en iyi işler. Tekil bir İnsan olma önyargısı bir kenara bırakıldığında işler. Bunun şekli budur ve her zaman bu şekilde oldu. Gezegendeki tüm kutsal metinler İnsanlar tarafından yazıldı. Bunun nasıl işlediğine bir bak, İnsan varlığı, çünkü sen kendin seni rahatlatan, senin Tanrı’dan geldiğini söyleyen o sözcüklerde bulduğun tüm kehanetlerden ve tüm iyi şeylerden sorumlusun. Ve böylece bir kez daha bu kutsal, kadim şekilde verilen bilgiyle önünüze geliyoruz.

Bu akşam bu odada olanlar için verilen bilgi gerçek zaman dediğiniz zamanda veriliyor. Buradaki bu oturumda söylenenleri dinleyenler ve işitenler bunun nasıl işlediğini biliyorlar. Ancak, zamanın bu lineer rotası bizim realitemiz değildir. Biz kuantumuz, bu nedenle benim önümde oturanlar için henüz gerçekleşmemiş olsa da, bu sayfaya kimin baktığının potansiyelini görebiliyoruz. Bu, bu mesaj tarih ile ilgili olsa da, hala kişisel bir mesaj olduğu anlamına geliyor ve bunun kadim gerçeğini hissetmeniz için sizi davet ediyoruz, çünkü kimlerin gözünün bu sayfada olduğunu biliyoruz.

Şu anda verdiğim tüm bilgi son 20 yıldaki Kryon mesajlarında verildi. Ama asla bu özeti vermedik, çünkü basitlik için, berraklık için konuları özetlemeye başlıyoruz. Sade konuşmalar ve sade sözcükler berrak kanallığın size getirebildiği şeylerdir.

Bugünün öğretisinin bilgisi

Sizin oturmanız ve ayaklarınızı yıkamamıza izin vermeniz bizim için armağandır. Ve partnerim size bilgi verirken, üçüncü dil burada olanların hepsinde mevcut olacaktır. Gelecekte dinleyecek ve okuyacak olanların bazılarına da dokunulacak. Çünkü kulaklarınız bu sözleri işitirken kim olduğunuzu biliyoruz, çünkü orada sizi görüyoruz. Yüzlerinizi görüyoruz ve sahip olduğunuz ışığı da görüyoruz. Bugün özgür seçim ile bu iletişimin yaşamlarınıza girmesine istekli olmanız tesadüf değildir.

Bugün verilen bilgi birçok insana aktarılsın. Şimdi verdiğimiz bu bilgi DNA’nın soyağacı ile ilgilidir… DNA’nın başlangıcından şu ana kadar. DNA’nın gezegende oluş şeklinden, işlediği şekilden, değiştiği şekilden ve bu yeni enerjide onu tasarlanmış olduğu şekilde kullanmaya başlayabileceğiniz yere yerleştirecek olan bununla ilgili bilmeye gereksiniminiz olan şeylerden sözedeceğiz.

Bu öğretide, partnerimin bugün konferans serilerinde başlamış olduğu yerden başlamalıyız. Çünkü onun bu son saatlerde öğretmiş olduklarının çoğu burada kapsanacak. Ancak, bu mesajı okumak vasıtasıyla bize henüz katılanlar için, başlangıçtan başlayacağız… bu sizin lineer bir dünyada yaşama şekliniz. DNA ve insanlığın tarihi ile başlıyoruz.

DNA ile ilgili tüm bu şeyler nedir?

Şu soru soruldu, “Kryon, neden DNA’dan bu kadar çok bahsediyorsun? O İnsan bedeninin biyolojik bir niteliği. İnsan genomu için mavikopya. 30,000 den fazla gen için kimyayı yazar. Ama neden bundan bahsediyorsun? Moleküler maddeler veya kimyadan söz etmiyorsun, öyleyse neden DNA’dan konuşuyorsun? Bunun yerine, bizimle spiritüel konulardan konuş”

Yukarıdaki eleştiri birçokları tarafından yapıldı. Onlar güçlü bir spiritüel arayış içindeler, ama hayal kırıklıkları görülüyor ve görünüşe göre İnsanın fiziksel bir niteliği olan DNA’dan neden söz ettiğimizi anlamıyorlar. Son olarak açıklamama izin verin, sevgililer, eğer siz bunlardan biri iseniz, DNA’nızın ne için olduğunu ifşa etmenin zamanıdır.

DNA hem fiziksel hem de spiritüel olarak kim olduğunuzun çekirdek unsurudur. Yüksek – Benliğin oturduğu yeri seçmek zorunda kalsaydınız, bu DNA’nızdadır. Olmuş olduğunuz her şeyin mavikopyası, Akaşik Kayıt DNA’dadır. Yaşamların hepsi, spiritüel büyümenizin hepsi, tüm yaşamlarınızdaki tüm yetenekleriniz oradadır. Birlikte geldiğiniz karma ve birçoklarınızın salıverdiği karma oradadır. O aydınlanmış eylemin kaydı oradadır.

İnsan ruhsal tarihiniz oradadır, kuantum parçalar halinde yazılıdır. Bazılarınız bir dereceye kadar bunu anlıyorsunuz, Lemuryalı olduğunuzu biliyorsunuz. Bu şekilde hissediyorsanız, içinizde olan şeyin inanılmaz enginliğini biliyorsunuzdur. Bu konulardan bahsetmemizin nedeni budur. Bir İnsanın buna inanması çok zordur, çünkü bu “kendinizin dışında” olduğunu hissettiğiniz şeylerin çoğunun aslında içinizde olduğu anlamına geliyor. Ancak bu, yaratıcının bir parçası olduğunuz ve üstatlık süreçlerinin içinizde olduğu, üstatların ve Kryon’un öğretilerini izler.

DNA’nın bilimi

Size şimdi bahsedeceğimiz şeyin kanıtını bilim sadece son birkaç yılda size verdi. Geçmişte üstü kapalı bir şekilde bundan bahsettik ve şimdi bilimin çözmeye çalıştığı şeyle ilgili gizem olmaması için bunu açıkça söyleyeceğiz: DNA’nız üç milyardan fazla kimyasal maddelerin gücündedir. DNA’nızın bir döngü olan her molekülünün içinde üç milyardan fazla kimyasal vardır. Bu o kadar küçük bir moleküldür ki, onu görmek için elektron mikroskobuna gereksiniminiz var.

Bilimsel bir uğraş olan İnsan Genom Projesi bir gizemi ortaya çıkardı: DNA kimyasının sadece %3’ü her şeyi yapıyor! DNA parçalarının protein – şifreli kısmından söz ediyoruz. Bu tek başına 30,000 den fazla İnsan geni üretir. Bu genler aradığınız yaşamın mavikopyasıdır. Ama DNA’nın sadece %3’ü tüm gen – üretim senaryosudur. Yüzde üç her şeyi yapıyor, projenin aramakta olduğu her şeyi. Bu nedenle gözlenen DNA’nın kimyasının %90’ı bir gizemdir, çünkü görünür olarak hiçbir fonksiyonu yoktur. Kimyanın %90’ının içinde gözlenebilir sistem, simetri veya biyolojik amaç yoktur. Protein – şifreli parçaların yaptığı gibi kimyasal kodlar yoktur. Doğasının gelişigüzel olduğu görülüyor ve bazıları buna “çöp DNA” adını veriyor.

Bazı biyologlar DNA’nın bu kısmının tekamül sürecinden arta kalan kimya olduğuna ve İnsan Varlıklar tarafından artık kullanılmadığına ikna oldular. Şifre yok ve hiçbir şey yapmadığı görülüyor. Bundan dolayı, eğilim onu önemsememektir. O yararsızdır.

-----------

Bir grup kadim insan şaşırtıcı bir keşif yapar: Bir zaman yolcusu tarafından sahile bırakılan şaşırtıcı kablosuz bir stereo müzik sistemi. Küçük, etkili hoparlörler en şaşırtıcı ritimleri pompalıyor ve adamlar bununla büyüleniyorlar. Ona dokunmaya cesaret edemiyorlar, ama nasıl üretildiğini veya önlerindeki ekipmanla ilgili herhangi bir şeyi anlamadan oturup müziğin keyfini çıkarıyorlar.

Günlerce sonra, görünürdeki bu sihire daha derinden bakmaya başlıyorlar. Meraklılar, çünkü merak İnsan Varlığının temel özelliğidir. Onu analiz etmeye başlıyorlar. Tekrar ona bakıyorlar, dokunmaya cesaret edemiyorlar ve büyükler sonunda herkese onun ne olduğunu çözdüklerini bildiriyorlar.

CD çaları, hoparlörlerdeki ana yükselteçleri ve işlemcileri görüyorlar… bir sürü ekipman. Ancak hoparlörler sesin çıktığı yer ve böylece tüm işi yapan görünüşe göre hoparlörler.

Kabile toplanıyor ve bulgularını anons ediyorlar: İleri uzay yaratıkları dünyaya indiler ve ekipmanlarından bazılarını bıraktılar. Kabilenin bilge adamları her şeyin ne yaptığını çözemiyorlar, ama iki küçük malzeme duydukları harika müzikten sorumlu. Ekipmanın geri kalanı bir gizem ve müzikle ilgisi olmayan uzay çöplüğü olsa gerek.

-----------

Meseli açıklamaya gerek yok. “Bütünün parçası” olarak anlaşılmayan şey bilgisizlik nedeniyle bir köşeye atılıyor. Bu örneğin içinde düşündüğünüzden daha fazlası saklıdır. Sadece, müziği çalan görülmeyen inanılmaz teknoloji değildir. Müziğin yaratılmasına ve kompozisyonuna ne dersiniz? Onu kaydedenlere ve onu CD çalara yerleştiren inanılmaz kaynaklara ne dersiniz? Müziğin kendisinin tarihine ve yüzlerce yıldır ritimlerin gelişimine ne dersiniz? Önlerindeki kumda saklı olan dev, zeki bir sır var ve onlar sadece hoparlörleri görüyorlar, çünkü “ses çıkaran” sadece onlar.

Tekamül ve Doğa Ana (Gaia) dediğiniz şey birlikte çalışır ve İnsan biyolojisine ve genelde yaşama gelince çok etkilidirler. İster gezegen üzerinde tam doğru zamanda fotosentezin ortaya çıkışı olsun veya ister İnsan genomunun gelişmiş olduğu şekil olsun, sistem gerekli olmayan şeyleri fırlatıp atar. DNA’nın anlaşılmayan %90’ı çöp değildir. O işlemcidir ve DNA’nın anlaşılan bölümünü çalıştıran talimatlardır. %3 tarafından çalınan müziği işleme tabi tutar, yürütür.

Onun ne olduğunu spesifik olarak anlatacağım ve bu açıklamada bunun kişisel olarak sizin için ne anlama gelebileceğini düşünmenizi istiyorum. DNA’nızın yüzde doksanı tam olarak ilahiliğinizin kuantum mavikopyasıdır. Akaşanızın mavikopyasıdır. Tüm yaşamların, gerçekleştirilen her şeyin, tüm büyümelerin, gelişmelerin, tüm kavrayışların ve tüm başarısızlıkların kaydıdır. Kendinizi Lemuryalılar olarak adlandıranlarınız için, en başından itibaren tüm yol boyunca gezegen üzerindeki deneyimin engin miktarını temsil eder, ki biz bundan söz edeceğiz.

Kuantum haldeki olaylar 3B’de mantıklı değildir. Kuantum fiziği lineer düşünenlere çok az anlam ifade eder ve siz lineersiniz. Bu nedenle, taşıdığınız “önyargı” şu gerçektir: Realiteniz Evren’in keyfini sürdüğü boyutların sadece birkaçına dayalıdır. “Resmin kalanı” kendisini ifşa edinceye kadar, büyük olasılıkla bilimsel arayışınız nedeniyle, sadece içinde oturduğunuz sınırlı realiteyi görürsünüz. 3B’nin dışındaki şeyler bir gizem olarak kalır, 3B’nin dışındaki şeyler görünüşe göre mantıklı ve sistemli olmak yerine gelişigüzel ve kaotiktir. DNA’nız ruhsal mavikopyanızı ve kim olduğunuzun tüm talimatlarını taşır. Bunların hepsi kuantum olan %90’nın içindedir.

Bundan dolayı, DNA tartışması yaratılışınızın, Akaşik kaydınızın ve ruhsal soyağacınızın tartışmasıdır. Bu nedenle buna yoğunlaşıyoruz.

İnsan bilinci… 3B?

Bu şeyleri birleştirmenin ve büyük resmi düşünmenin zamanı: Kuantum DNA’nın %90’ında İnsan bilinci vardır. İnsanlığın bilinci şifreler ve genler ile ölçülemez. O kimyanın sahasının dışındadır ve bilimin biyolojinin bir araya gelmesinin gizemli sonucu olarak gördüğü bir şey olmaya devam ediyor… tekrar, “bütün İnsanı” yaratan şeyin anlayışı yoktur. İnsan bilinci içinde, DNA’nızla konuşma, onu kontrol etme, onunla birlikte çalışma ve onun parçası olma yeteneğiniz vardır. Başlangıçtan beri öğrettiğimiz şey budur. Bu nedenle, kendi realitenizin en büyük sırlarından biri, kendi bedeninizin ve onun temel fonksiyonlarının yetkilisi olma yeteneğinizdir.

Yeni bilime göre, gezegenin kendisinin süreçlerinden bazılarının İnsanın düşüncesinden etkilendiği görülmektedir. Resmi elde etmeye başlıyor musunuz? DNA’nızın %90’ı aslında sizin kendi kişisel biyolojinizden daha büyük bir şeyin parçası olabilir.

Size anlattığımız ilk şeylerden biri, bilincin dünyayı hareket ettirdiğidir. Bilinç gezegenin titreşiminden sorumlu olan şeydir ve siz sizinle ilişkisi olmadığını düşündüğünüz şeyi her zaman değiştirebildiniz… gezegeninizde gerçekleşen şeyin realitesini. Bu gerçeği anlamaya başladığınızda, Gaia’nın SİZE tepki verdiğini mutlak şekilde anlayacaksınız!

Bunlar berrak bir tarzda anlatılan, onun çalışmalarıdır. Onun gerçekte ne yaptığını anlatmamıza izin veren, yalnızca İnsan genomunun gelişimi ve hiçbir şey yapmadığı görünen %90’ın açığa çıkmasıdır. İpucu: %90’a baktıkları ve onu şifrelenmemiş engramlar olarak incelemeye başladıkları zaman, DNA’nın en geniş kısmının gerçekte İnsan bedeninin biyolojisini çalıştıran makine olan %3’ün sinyal değiştiricileri olduğunu görmeye başlayacaklar.

İnsan bedeninin güçsüzlüğünün bilmecesi

Bir ay önce bu konudan bahsettik: Burada Dünya gezegeni üzerinde DNA tekamül merdiveninin en üstündesiniz ve güçsüz olan bir sisteme sahipsiniz… olmasını beklediğinizden çok daha güçsüz. Bu bir yeniden gözden geçirme.

Hücresel yapınız size orijinal olarak verilen şeyi temsil etmiyor. Gelişmek yerine, DNA’nızın kuantum bölümü İnsan bilincine (realitenizin sürücüsü) tepki olarak geriledi: Gerçek şu ki, bağışıklık sisteminiz çok iyi çalışmıyor! Gezegende birçok büyük hastalık ve virüsler tam bunun etrafında dolaşıyor. Fark ettiniz mi? Soğuk algınlığını bile durduramıyorsunuz.

Burada bir problem var diyebilirsiniz ve evet var! Çünkü kuantum olduğu farzedilen DNA’nızın %90’ı sadece %30 etkinliktedir. Size bu bilgiyi bir süre önce verdik, ama bu ders için, bu öğretinin mantığının özlü olması için tekrar veriyorum.

Kısaca şunu söyleyeceğim: Sisteminizde kanser olabileceğini ve bedeninizin bunu size asla söylemeyeceğini bilmek size nasıl hissettirir? Bedeninizin ne yaptığını keşfetmek için bir tıp uzmanına gidip teknik test yaptırmak zorundasınız! Bu ne tür bir sistemdir? İnsan Varlığına inşa edilmiş olan kendi kendine teşhis iyi çalışmıyor. Kanser insan bedeninin modern gıdalar ile başa çıkmadaki uyumsuzluğunun sonucudur. Sonuç bedenin beklenen çalışma şekli ile uyumlu olmayan sinyaller yaratır… gıda olarak alınan şeylerin kimyası ile dengeli olan tarzda hücrelerin dengeli bölünmesi. Bunun yerine, beden anormal büyüme üretir… en sonunda tüm organizmayı yiyip bitiren tümörler.

Kanser bir virüs değildir ve bulaşıcı değildir. Bunun yerine, bir dengesizliktir… modern toplum için bir alerjidir. Bedenin savunma sistemi aslında hiç de buna dahil değildir, çünkü kanser tüm bedenin savunmalarına her zaman yaptıkları şeyi yapan normal hücreler olarak görünür. Onlar normal değildir, çünkü spesifik olarak kanserlidirler, ama hücresel yapı içinde saklanmayı “öğrenmişlerdir”. Kuantum bir bilinç bedeni dengesizlik konusunda uyaran “biliş” sistemi yaratır. Sonuç, problem olduğunda sizin bunu o anda bilmenizdir, ama bilmiyorsunuz çünkü sistem tasarlandığı şekilde çalışmıyor.

Kuantum DNA’nın olması gereken bir diğer niteliği çok, çok daha uzun İnsan ömrü yaratımıdır. Beden yaşlanmak istemez! Yaşamak ister! Bu temel hayatta kalmadır, beden sezgisel bir süreç vasıtasıyla hücrelerin bölünmesi ile ilgili zeki bir senaryo yaratabilir. Bu kuantum güçlendirme olmadan, bedenin hücresel saati sadece günleri sayar ve ayın döngüsüne uyar. Daha iyisini bilmez. Tasarlandığı şekilde çalışmaz.

Aslında kadim insanların bazıları sizinkinden iki – üç kat daha uzun hayatlar yaşadılar. Bu, onların nerede bulunduklarına ve kuantumluluğun ne kadarını kaybetmiş olduklarına bağlı idi. Şunu bilin: Bu gezegende geliştirilmekte olan nıhai başarılı yaşamı uzatma süreçleri ortak olarak tek bir şeye sahip olacaktır… DNA’nın daha kuantum hale geri dönmesi için DNA’ya giden sinyallerin artması. Buna “DNA’yı aktive etmek” diyorsunuz.

Kuantum bir bilinç, “her şey ile bir” olan bilinçtir ve hücrelerin başıboş büyüyüp büyümediklerini ve uygun olmayan büyümenin sağlığı tehdit ettiğini kesinlikle bilir. Ama sizin bağışıklık sisteminiz sizi uyarmıyor. Bir şeyler bozuk, ama siz bu realitede büyüdünüz, söylediğim şeyin mantığı sizden kaçıyor. Eğer yeterince süre ellerinizin üzerinde ters bir şekilde durursanız, bir süre sonra bedeniniz yürümeye veya bütün yürüme fikrine karşı çıkacaktır. En sonunda, herkes nasıl yüründüğünü unutarak elleri üzerinde ters bir şekilde durarak açlıktan ölecektir. Yürümek sadece üstatların yapabildiği bir şeydir veya bunun gibi düşünceler gelişir. Bundan dolayı, hiç kimse yürümez. İnsan realitesinin zamanla geliştiği şekil budur ve bu yeni enerjide her gün zorlandığımız şey budur.

Omuriliğinizdeki sinirler koptuğu zaman, o bölgeye hızla akan ve birlikte geri büyümelerini engelleyen bir kimya vardır. Bunu biliyor muydunuz? İşlemin kendisi bilim tarafından biliniyor ve hatta bir ismi var! Bu istediğiniz şeyin karşıtı ve bedenin nasıl çalışması gerektiğinin mantığına zıt olduğu görülüyor. Bir şey bozuk.

Deniz yıldızı bir kolu yeniden büyütebilir, siz yapamazsınız. Tekamül merdiveninin tepesinde olmak nasıl hissettiriyor? Tüm bunların nedeni genleri yaratan “mavikopya”nın tasarlandığı şekilde işlev görmemesidir.

Ama bir zamanlar işlev yapıyordu…

Sizi başlangıca götürmeme izin verin.

Kuantumluluğunuzun yaratılması… içinizdeki yaratıcı

Herkesin görebilmesi ve işitebilmesi için, işitmeye gereksiniminiz olan onun tüm nitelikleri, sade dille burada sergileniyor. Yüz bin yıl önce, gelişmekte olan 17 tür İnsan Varlığı vardı. Doğanın çeşitliliğinin diğer hayvanların ve memelilerin bazıları ile ilgili gerektirdiği gibi, bir türün hayatta kalması için Gaia’nın sağladığı yerleşik çeşitlilik vardı. Gezegende maymunların düzinelerce türü ve birçok diğer hayvanın çok büyük sayıda çeşitliliği olduğu gibi, insanların da çeşitliliği gelişmekteydi. Ama fark ettiyseniz, bugün sadece tek bir tür İnsan vardır. Oh, farklı renkler ve yüze ait farklı nitelikler var, ama sadece tek bir tür var. Doğada gördüğünüz farklılıkların tipik türü yoktur. Kuyruğu olan ve olmayan türleriniz yok. Bir kıtada süper küçük, kıllı olanlarınız, diğer kıtada süper uzun, benekli olanlarınız yok. Bir şeyler oldu.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147