Erişilebilir olduğumuz ölçüde varolduğumuzdan söz ediliyor
Her sabah yüzünü jiletlerle kazıyan adamlarız biz! Simalarımızda ne doğallık, ne de bir nur kaldı sırf bu yüzden! Barkodlanan, kayıt altına alınan mecburiyetlerle yaşıyoruz. Baz istasyonları adım adım peşimizde, hücrelerimizi talandalar. Büyük bir mikrodalga fırının içinde özümüzu yitiriyoruz saniye saniye. Kalbimizin derinliklerine uzanan dijital ellerle çarpılıyoruz, kerahatler uzadıkça uzuyor. Erişilebilir olduğumuz ölçüde varolduğumuzdan söz ediliyor. Bizi şarj kablolarına, adaptörlere, prizlere bağlı endişelere ve sevinçlere mahkum etme niyetindeler. O en sevdiğimiz ezginin orta yerinde başlayan reklamlardan başkası değil ruhumuza kasteden, acımasızca yağmalamaya yeltenen...
Ama direniyoruz!
Aşkımızla dalga geçiyor, kitabi ve afilli gerekçeler üreten kıymeti kuruşla eşdeğer adamlar. Son kullanma tarihleri biçiyorlar hayallerimize hiç durmadan...
Biz her sabah yüzünü jiletlerle kazıyan adamlarız. Yanağımıza tutturduğumuz o iğreti gergin gülümsemeyle başımız belada. Ama kalbimiz, o hâlâ nurla aydınlık ve hüzünle dipdiri... Kalplerimizin sesini duyuyor duyuruyor olmasak çoktan savrulup gitmiştik.
Kalbini alüminyum folyolara sarıp, naylon poşetlerle streç filmlerle paketlemiş adamlara yüzlerdeki nurdan, kalbin sesinden bahsetsek ne, bahsetmesek ne! Onlar analitik yaklaşımlarla, kendi beceriksizlikleriyle kör kütük sarhoş ve sağır adamlardır...
Bu adamlar var ya bu adamlar, üzerini kum kaplamış büyük kayalar gibiler, sen onlara bakınca büyük semereli bir dağ zannedersin. Ama ilk yağmurda foyaları ortaya çıkıverir.
Allahı kainattan sormaktan aciz kalmış, sorarken bile yorulmuş, firengî biriktirmiş çer çöp adamlardır bunlar. Çok cümle kurmuş, çok kitap okumuş, ötesi olmasın diye çırpınan adamlar. Zihnimize sınırlar çizme gayretinde habis adamlar!..
Eskiden ülkelere çizilen sınırları düşündükçe daralırdı yüreğimiz. Şimdi o sınırlar evimizin kapısına kadar geldi, hatta gövdemize dayandılar.
Neyseki aşıklar var, neyseki hâlâ bir kalbi olanlar, kalbinin sesini duyuranlar var... Aşksızlar korksunlar en çok, dertsizler utansınlar hallerinden, pes edenler, kalbi sus pus ıssızlaşanlar, memnunlar!..
Ve biz bütün sınırlara ve adamlarına direniyoruz her şeye rağmen! Kalbimizin sesine eşlik edip, vargücümüzle "Allah" diyoruz!
|