Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Munafik ne demek munafigi nasil taniriz
Tekil Mesaj gösterimi
  #4  
Alt 14.06.21, 16:27
HATTAP - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
HATTAP HATTAP isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 11.10.20
Bulunduğu yer: Siverek
Mesajlar: 1,026
Etiketlendiği Mesaj: 217 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kur’an’ın kelimelerini anlamlandıran uzaklaştırır, kendilerine uyanlara da “Kur’an size böyle verilirse alın, yoksa kaçın” diye sapık tavsiyelerde bulunurlar. (Maide Suresi/141)

Allah’ın ayetleri ile alay ederler. Niçin alay ettikleri sorulduğu zaman ise ” Biz lafa dalmış eğleniyorduk” diyerek kıvırmaya çalışırlar. (Tevbe Suresi/65) Kalplerinde eğrilik bulunduğu için, fitne çıkarmak ve kendi heveslerine göre yorumlar oprtaya katmak için Kur’an’ın müteşabih ayetlerini didiklerler.

Münafıkın yolu Rasulullah’la ve müminlerle de buluşmaz.

Kur’an bunu ” kendisine doğru yol açıklandıktan sonra Peygamberle ayrılığa düşer ve mü’minlerin yolunun dışında bir yol takip eder” (4Nisa Suresi/112) şeklinde belirtir. Rasullulah da münafıkın Allah!a ve Rasulüne karşı sevgisiz olduğunu belirtir. (Buhari)

Namaz kıldıkları halde kıldıkları namazdan habersizdirler. Namazı gösteriş için kılarlar. (Maun/4-6) Mescid’e geldiklerinde kendilerini kafese girmiş gibi hissederler. (Hadis-i Şerif, Keşfü’l Hafa)

Allah’ı aldatmaya kalkışır, namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yapar, küfür ile iman arası bocalarlar. (Nisa Suresi/142-143)

Özellikler yatsı ve sabah namazları zorlarına gider. (Buhari)

“Çok haram yerler” (MaideSuresi -42)

Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar. “Allah mal verirse mutlaka onu hayır yolunda harcarız” diye yemin ettikleri halde, mal mülk sahibi olunca cimrileşir, ellerini sıkı tutarlar. Allah’ı adeta unutmuşlardır. (Tevbe Suresi,/67, 75-76)

Münafıklar ortamın adamıdırlar. İnançları , ortdama göre oynar. İşte Kur’an münafıkları fitne ortamında nasıl tavır alacaklarını şöyle tesbit ediyor:

Her fitne ortamında İslam’dan uzaklaşıp, fitnenin içine tepetaklak giderler. Kendileri gibi diğer mü’minleri de inkara sürüklemek isterler. (Nisa Suresi /83, 89)

Ortamı gözetlerler. Mü’minler galip gelirse , onlardan gözükürler, kafirler galip gelirse ” Biz sizi mü’minlerden koruduk.” derler. (Nisa Suresi, 141)

Mü’minlerin belaya uğramalarını isterler, din hususunda şüpheye düşerler. Boş emellerle oyalanırlar. (Ha did Suresi, 14)

Münafıklar, İslam’ın bütün hayatı düzenleyen bir sistem olması konusunda da tereddütler içerisindedirler. Kim güçlü ise, Onun hükümlerine boyun eğer, İslam’ın üstün değer olduğunu unutuverirle. Kur’an’ın bu konudaki tesbitleri ise şöyledir:

Hüküm için Kur’an ve Peygamber’in tesbit ettiği hükümlere uymaya çağrıldıkları zaman şiddetle yüz çevirirler. Ya kalplerinde hastalık vardır, ya da şüpheye düşmüşlerdir. Ya da Allah ve Rasuluünün kendilerine haksızlık yapacağından korkmaktadırlar.

Kur’an’a ve önce indirilen semavi kitaplara inandıklarını söyledikleri halde Tağut’un önünde mahkeme olmak isterler Batılı inkar etmekle emrolunduklarıo halde Şeytan onları derin bir sapıklığa düşürmüştür. (Nisa Suresi, 60)

Cihad, münafıklar için adeta bir turnusol kağıdıdır. Onların ne durumda olduklarını hemen ortaya çıkarır. Çünkü cihad can ve malla verilen çetin bir imtihandır. Cihad karşısındaki tavırlarını Kur’an’dan takip edelim:

“Allah yolunda cihad edin” diye çağırıldıklarında ” Biz cihadı bilmiyoruz” gibi bahaneler uydururlar. (Ali İmran Suresi, /166) cihaddan geri kalmak için sıcağı, soğuğu, benzeri şartları bahane olarak gösterirler (Tevbe Suresi /81) kendi canlarını Allah’ın emirlerinden, Peygamber’in getirdiği dinden daha çok severler. (9/120) Savaşa çağırıldıklarında insanlardan Allah’tan korkar gibi korkmaya başlarlar. Hatta daha çok korkarlar. Kimisi " Bize niye savaşı farz kıldın? Bize bir süre daha izin versen olmaz mıydı” diye sorar. (Nisa Suresi /77)

Kalplerine düşman korkusu düşünce, üzelerine ölüm baygınlığı gelmiş gibi bakışları donuklaşır. Korku gittiği zaman ise mala düşkün olarak mü’minlere iğneli sözlerle sataşırlar.(Ahzab Suresi /19)

Allah yolunda bir görev söz konusu olduğunda, başkalarını siper ederek sıvışıp kaçarlar. (Nur Suresi, 63).

Zorlu mücadele zamanlarında evleri, barkları, çoluk çocukları, hep kendilerini bekleyen görevlerin önüne çıkar. (Ahzab Suresi, 13)

Cihada gidenlerin bir daha geri dönmeyeceğinden endişe ederek kendi canlarını kurtarmış olurlar. Oysa bu , herşeyin Allah’ın takdiri çerçevesinde cereyan ettiğine inanmamaktan doğan kötü bir zandır.(Fetih suresi /11-12)

Cihada çağırıldıklarında ağır ağır davranırlar. Kalpleri şüpheye düşmüş, kuşkular içinde bocaladıkları için cihada çıkmamak için izin isterler. Savaşa çıkan mü’minlere ölüm hjapis gibi bir musibet geldiğinde “Allah bana ihsan etti de onlarla beraber olmadım” diye sevinirler. Kimisi de ” Bizim gibi yapsalardı başlarına bu gelmezdi” der. Şayet cihada çıkarkarsa mü’minler arasında bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. (Tevbe Suresi, 45-47, Nisa Suresi, 72, Ali İmran Suresi, 166-168)

İslam’ın iyi gününe üzülür, zor gününde sevinir ve “Tedbirli davranmakla övünürler” (Tevbe Suresi, 50)

Kendileri cihaddan kaçtıkları gibi diğer mü’minleri de alıkoymaya, bir düşman baskınında da iç fitne çıkarmaya çalışırlar. (Ahzab Suresi, 18,14)

Münafıkların toplumdaki inanç gruplarına karşı davranışlarında da çıkar ve inançsızlık temel ölçüdür. Kur’an’da münafıkların değişik inanç grupları ile ilişkileri şöyle zikredilir:

Mü’minlere benzemeyi, mü’ minler gibi inanmayı küçümserler. Mü’minleri istihfaf ederler.

Mü’minler için hep kötülük temenni ederler. (Fetih Suresi, 6)

Mü’minlerden Allah korkusundan daha şiddetli korkarlar. (Haşr Suresi, 13)

Mü’minlere zarar vermek, inkarcılıkta bulunmak, mü’minlerin arasını açmak , Allah ve Rasulüne karşı savaşanlara gözetleme yeri hazırlamak için gerekirse mescidi bile kullanmaya , hatta mescid inşa etmeye kalkışırlar. Mü’minlere de ” Biz iyilik yapmak istiyoruz” diye yalan söylerler. (Tevbe Suresi, 107)

Kafirlerden gelecek bir izzet ve şeref ümidiyle müslümanları bırakıp kafirleri dost edinirler. (Nisa Suresi /139)

Kulakları hep yalanlardadır. İslam’dan uzak toplumlara çokça kulak verirler.

Kalplerinde hastalık bulunduğu için Yahudi ve Hristiyanlara doğru koşuşurlar. Gerekçeleri de “aman bize bir kötülük gelmesin” şeklindedir. (Maide Suresi /52) hatta kitap ehline “sizin aleyhinizde kimseye itaat etmeyiz. Savaşa tutuşsanız bile size yardım ederiz.” diye mü’minlere karşı yardım vaadinde bulunurlar. (Haşr Suresi /11)

Dikkat edileceği üzere, Kur’an- Kerim ve Hadisi Şerflerde bir kişilik çerçevesi çiziliyor. Bu ayet ve hadislerden bir sosyal ortam profili çıkarmak da mümkün.

Denebilir ki iktidarın kimde olduğunun bilinmediği, müslümanların zayıf düşürülmüş konumda gözüktüğü ortamlarda insanın kişiliği, bir iç muhasebe sürecine giriyor. Tercihler karşısında kalıyor. Kendini tanımlamakta ve durduğu yeri takdim etmekte tereddüde düşüyor insan.

Nifak tam da durduğu yerden emin olmayan insanın hali. Her tarafta oynamaya aday kişiliğini her tarafa pazarlamaya hazır bir insan…

Bugün nifak bahsi, birilerini damgalamak için değil, özellikle inancında samimi olanların kişiliklerini arındırma hassasiyetleri çerçevesinde gündeme alınmalı. Hanzale’nin ya da Hazreti Ömer’in hassasiyetleri çerçevesinde… Üzerine nifak gölgesi düşmemesi kaygısı ile…



(Alıntıdır.)

__________________
Dünyaya Bir Dahamı Geleceğiz? Deyip Her Türlü Harama Bulaşanlara Söyleyin. Ahirete İki Defamı Gideceğiz.
LÂDİKLİ HACI AHMET AĞA (K.S)
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147