Yakin nedir? ilmelyakin, Aynelyakin, Hakkalyakin ne demektir?
YAKÎN NEDİR? İLMELYAKîN, AYNELYAKîN, HAKKALYAKîN NE DEMEKTİR?
Yakîn ne demektir? Kur’an-ı Kerîm’de zannın karşıtı olarak ifade edilen yakîn ne anlama gelmektedir? Yine Kur’an-ı Kerîm’de yakîn kavramı ile ilgili zikredilen ilme’l-yakîn, ayne’l yakîn ve hakka’l-yakîn hakkında kısaca bilgiler…
Yakîn Bilgi, kesin bilgi demektir. Delil ve burhan ile elde edilen kesin bilgi anlamına gelmektedir.
a- İlme’l-yakîn nedir? İlme’l-yakîn Hakkında Kısaca Bilgi
Sâlim akıl ve sahih naklin ifade ettiği bilgidir. Kesinlik ifade eden bilgilerin en aşağı derecesidir.
İlim ile bir şeyi bilmek ve tanımaktır. Bu bilgi kesinliği ispatlanmış olan bilgidir. Kesinliği delillerle ispat edilmeyen şeye bilgi denmez, malumat denir. Bilginin yakîn mertebesi kesin bilgidir.
b- Ayne’l-yakîn nedir? Ayne’l-yakîn Hakkında Kısaca Bilgi
Ayne’l-yakîn, Duyularla ya da tecrübe ile elde edilen, bizzat müşahede sonucu ortaya çıkan bilgidir.
Kuran’ı Kerim’de Tekâsür sûresinde Ayne’l-yakîn bilgisine işaret edilmiştir: “Sonra andolsun onu yakîn gözüyle göreceksiniz” (Tekâsür, 102/5)
Bu tür bilgi ya gözlem ve deneye dayanan bilimsel bilgidir, ya da anlatıma dayalı tarihsel bilgidir. Birinci yolla elde edilen yakîn, ikinci yoldan elde edilen yakinden daha yüksek ve kuvvetlidir. Ateşi ya da Kâbe’yi görerek bilmek ve tanımak gibi. Hz. İbrahim’in ayne’l yakîn derecesindeki bir bilgiye ulaşmak için Allah’a müracaatı Kur’ân’da şöyle anlatılmaktadır: “Hani İbrahim `Ey Rabbim ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster’ demişti. Rabbi de ona, `Yoksa inanmadın mı?’ dedi. İbrahim: `Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim)’ dedi…” (Bakara, 2/260)
c- Hakka’l-yakîn nedir? Hakka’l-yakîn Hakkında Kısaca Bilgi
Hakka’l-yakîn, Bizzat yaşanarak elde edilen bilgidir. Kesinlik ifade etme bakımından en üstün bilgi çeşididir.
Bir bilginin hakikatine erme hadisesidir. Bilgi ve marifet mertebelerinin en yükseği olan bu mertebenin de çok mertebeleri vardır. Bu bilginin de yakîn mertebesine ulaşması ile kazanılan kesin bilgidir. Bu mertebe bilgiyi yaşama, hakikatine erme ve şüpheye yer bırakmadan işin doğrusunu anlama mertebesidir.
Kalp ile sezilip bizzat duyulan ve basiretle müşahade olunarak yaşanmak suretiyle hasıl olan bilgi mertebesidir. Bu bilgi yakîn ifâde eden bilgilerin en yüksek mertebesini teşkil eder. Bu yüzden “tatmayan bilmez” denilmiştir. Hakka’l-yakîn mertebesine ulaşan kimselere ehl-i marifet (marifet sahibi) ve arif denir. Bunların elde ettikleri bilginin sözle ifâdesi güçtür. Bazı müfessirlere göre Kur’ân’ın şu âyetleri ilmin bu mertebesine işaret etmektedir: “Ve O, gerçekten kat’î bilginin ta kendisidir.” (Vakı’a, 56/95); “Şüphesiz ki bu, kesin gerçektir.” (Hâkka, 69/51)
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|