Vizüalizasyon
Kesinlikle Okuyunuz.Garantili Astral Seyahat..
Beden dışı yolculuk sistemlerinin çoğu,vizüalizasyonun astral projeksiyonda oynadığı hayati rolü vurgulamıştır.Lancelin adlı kişi vizüalizasyonu beden dışı yolcusunun yönünü arzu edilen mekan ya da kişiye çevirme metodu olarak kullanırken,Muldoon kişinin aynadaki görüntüsüne bakması ve onunla bütünleştiğini gözünde canlandırması şeklindeki egzersizi BDD(Beden Dışı Deneyim)getirmek için önerir.Tibet yogileri ve Minnie Keelerin ''irtibat kaynaklarının''sundukları bedeni terk edebilme hedefli vizüalizasyon teknikleri ise listeler boyudur ve Yahudi Kabalistleri de zihinsel imgelemenenin gücünü önemsemekten geri kalmamamışlardır.Bu bakımdan bedenden ayrılabilmek için kurulan tüm sistemlerin böyle bir süreçten destek almaları sürpriz sayılmamalıdır.
TARİH
Vizüalizasyon ve zihinsel imgeleme büyük psikolojik bilinmeyenlerdir.Zihnin içerisindeki resimler hakkındaki bilgilerimizin fazla olmamasına karşın zihinsel imgelemenin gücü asırlardır bilinmektedir.Eski Mısırlılar zihinde tutulan imgelerin fizik evreni maddesel anlamda etkileyebileceğine ve yalnızca göz önünde canlandırma sayesinde arzu edilen bir olayın meydana getirilebiceğine inanırlardı.Mısırlı öğretmen Hermes Trismegistus un öğretileri ve felsefesi etrafında gelişen Hermetik büyücülük,düşüncelerinin fiziksel nitelikler taşıdığı ve bunlara yön vermek suretiyle kişinin dünyayı kontrol edebilceğiyararlarla yakından ilişkisi olduğuna inanılır.Bir başka eski okült inanç da bir imgeyi zihninizde tutmanız sayesinde gözünüzün önüne getirdiğiniz nesnenin niteliklerine büründüğünüzdür.
Günümüzde parapsikologlar imgeleme stratejilerinin bireylerin DDA güçlerini canlandırdığını ve zihnin maddeye üstünlüğünü kanıtlayan sonuçlar yaratabileceğini öğrenmişlerdir.Çok sayıda psişik,vizüalizasyon tekniklerini kapalı kutuların içine
''bakmak''vew benzer işler için kullanırken daha başka yetenek sahibi süjeler de iradelerini yöneltmek eşliğinde nesnelerin hareket ettiğini imgeleyerek onları gerçkten hareket ettirebilmektedirler.O halde bütün o eski inançlarda hiç olmazsa psikolojik bir hakikat payı olmalıdır.
Hristiyan tefekküründe ve bir şamanın sanatında da ritüel vizüalizasyonun büyük bir rolü vardır.Şamanlar mucizevi işler yaparlardı ve teknolojik bakımdan gelişmemiş kültürlerin şifacılarıydılar.(ve haldende öyledirler).Bir hastayı iyiliştirmeleri istendiğinde, başka dünyalara geçtiklerini,orada hastanın ruhunu bulduklarını ve onu bedenine geri getirdiklerini imgelemek suretiyle zihinsel bir yolculuğa çıkarlar.Aslında vizüalizasyonun kendini tanıma ve psikolojik aşkınlak vasıtası olarak kullanımı bütün dinlerde ve bütün dünya kültürlerinde görülür.Vizüalizasyon sanatı ve uygulaması Tibet'in tantrik yogasında zirveye ulaşmıştır ve imgeleme yeteneklerini geliştermeye yönelik özgün egzersizler bu yogada derinlemesine işlenir.Bizim teknolojik toplumumuzda dahi tıp ve psikoloji bilimleri zihinsel imgeleme gücünü öğrenmeye başlamışlardır.Bugün imgeleme stratejilerini kullanmak suretiyle kanser gibi hastalıklarla savaşıldığında ve hastalığın yok edildiğine dair bulgular mevcuttur.
Vizüalizasyon,ruhsal yol ve BDD arasında ilginç bir bağ vardır.Çoğu mistik gelenekler gerek bedeni terk etmek ve gerekse ruhsal aşkınlığa erişebilmek için vizüalizasyonun yaratıcı gücüne güvenmemektedirler.Özellikle Kabalizm,öğrencilerine ardındaki manayı görebilene kadar ''Hayat Ağacı'' denilen kompleks ve kozmolojik bir şemayı göz önüne getirmeyi öğretir.Büyük İbrani alimlerinden G.Scholem,''Eğer öğrenci ibrani şahsiyetlerin imgeleri üzerinde yeteri kadar odaklanabilirse,kendisini onun huzurunda dururken görebilir ve kendi benliğini unutabilir ve benliği ondan ayrılır ve kendi görüntüsünü onunla konuşurken ve gelecekle iligili haberler alırken görebilir.'' diye yazar.Sonra saf bir ışık onu kuşatacak ve Tanrı'yla birleşmeyi deneyimleyecektir.
Bu kuşkusuz ölüme yakın deneyimle (Klinik ölüm anındaki canlı BDD'ler) karşılaşan kimselerin nakilleriyle büyük bir benzerlik göstermektedir.Klinik ölümden sonra tekrar hayata dönen birçok kişi bedenlerinden nasıl ayrıldıklarını,görkemli bir beyaz veya altın renkli ışığa girdiklerini hatta bazen geleceğin ifşa edildiği görüntüler gördüklerinin anlatmışlardır.Connecticut Üniversitesi'nden Dr.Kenneth Ring halne bu fenomeni araştırmaktadır.Bu paralellikler Kabalistik vizüalizasyon bir tür ölüme yakın (BDD) deneyim meydana getirmeyi hedeflediğini önermektedir.
Ayrıca Roma Katolik Kilisesi de Vizüalizasyon ve BDD öğretilerinden soyutlanmış değildir.Suriyeli Aziz İgnatius M.S. 1.yy.'da ruhsallığı işleyen bir rehber kitapçıkta vecde erişmenin bir vasıtası olarak kutsal görüntüleri imgelemeyi öneriyordu.(Bir Arkadaşımız Yanılmıyorsam Hac İşaretini İmgelememizi Söylemişti.)Vecd teriminin Katolik düşünce tarihinde oldukça sıkıntılı bir yerş vardır ve ruhsal vecdin bireysel ruhun bedenden ayrılışını içerip içermediğini her zmana ateşli tartışmaların hedefi olmuştur.
Görünen odur ki,tüm buy usüller hep aynı yöne işaret etmektedir.Vizüalizasyon süreci bizim bedenimiziunutmamızı sağlamaktadır.Zihne et ve kemik yükünden ve onun maddi dünyasından kurtulma şansı vermektedir.Demek ki bedensizlik durumu öğrenciye ruhsal gerçekliğin mahiyetini daha iyi keşfetmesi ve bundan alınacak dersleri daha iyi öğrenmesi imkanını vermektedir.
TEKNİK
Vizüalizasyon,tartışmakta olduğumuzdan farklı bir tipre bir BDD'ye yol açıyor olabilir.Şu ana kadar gözden geçirilen metodların hepsi astral projeksiyonun bir çeşit '' ruhsal aracın'' fizik bedeninden ayrılmasını gerektirdiğ öngörüsüne dayanmaktadır.Muldoon bu araç için ''Astral Beden'' terimini kullanırken Fransız akışkancılar onu ''Fontom Duble'',Okültisler ''Eterik Beden'',vb. gibi isimlerle anmayı tercih etmişlerdir.Oysa kendiliğinden BDD geçirenler arasında kendisini böyle herhangi bir formda algılamayan birçok kişi vardır.
Buna örnek olarka Celia Green'nin BDD vakalarını topladığı sıralarda bağlantı kurduğu kişilerin %80'inin beden dışında iken kendilerini bütünüyle bedensiz olarak tanımladıkları bulgusunu verebiliriz.Bu bulgu İngiltere Bristol Üniversitesi'nden Dr.Susan Blackmore tarafından da doğrulanmıştır.Amsterdam Üniversitesi'nde BDD için sorgulana 172 öğrenciden olumlu yanıt veren 34 öğrencinin yalnızca dördü deneyim sırasında kendilerini fantom bir bedeni işgal ederken algılamışlardı.Çoğu kendilerini yalnızca boşlukta bir nokta şeklinde dolaşırken gördüklerini,bir şekilleri varsa bile bunun belirsiz olduğunu ya da hangi vasıtayla yolaculuk ettiklerinden haberdar olmadıklarını bildirmişlerdi.Bu veriler kısaca BDD dediğimiz genel kapsamın içine birbirinden farklı fenomenleri koyduğumuzu gösteriyor olabilir,BDD'nin farklı çeşitleri olması çok muhtemeldir.Bunlardan bir ruhsal bir bedenin serbest kalması anlamına gelirken bir diğeri basitçe şuurun bedeni terk etmesi şeklinde olabilir.
Bedensiz durumda yolculuk fenomeni bazı otoritelerin ise BDD deneyiminin gerçekte şuurun bedenden serbest kalması değil,algılayıcı benliğin geçici bir süre çevreyi fiziksel bedeninkinden farklı bir perspektiften gördüğü bir yönünün ortaya çıktığı bir çeşit algı anormalliği olduğuna inanmalarına yol açmıştır.Dolayısıyla BDD'nin duysal b,r illüzyon olduğunu ve gerçekte psişik bir fenomen olmadığını ileri sürmektedirler.Bu konu hiç şüphesiz tartışılmalıdır.
Hangi açıklama geçerli olursa olsun,vizüalizasyon egzersizleri bu merak uyandırıcı BDD tipinin deneyimlenmesinde anahtar öğe olabilir.Böyle bir deneyim normal olarak bir BDD sınıfına dahil edilecektir,Çünkü şuur,uzayda yer değiştirmiş ve bağımsız olarak ve o perspektiften ayrıntılı gözlemler yapar halde deneyimlenir.
Vizüalizasyon stratejileri vasıtasyıla bedenden ayrılmanın değişik formel yöntemler çok çeşitli kaynaklardan gelmektedir.Çoğunun anahtar öğesi basittir.Çevrenizi beden bağımlı olmayan bir perspektiften gözünüzde nasıl canlandırabileceğinizi öğrenmelisiniz.Bu strateji nihayetinde farkındalık odağınızı iradi olarak beden dışına kaydırabilmeyi öğrenene kadar çalışılmalıdır.Zihin dinamikleri programlarında halihazırda öğretilen basit bir yöntem şöyledir:
1.Pratik esnasında rahatsız edilmeyeceğiniz bir oda seçin
2.Yüzünüzü çıplak bir duvara ya da hiçbir görselliği olmayan bir yere dönerek rahat bir sandalyeye oturun.Görüntüsüz bir film perdesine ya da üzerine beyaz çarşaf örtülmüş bir kapıya da bakabilirsiniz.
3.Baktığınız yerde başka hiçbir şey olmamalıdır,bu yüzden görüş menzilinizdeki eşyaları kaldırın.
4.Görüş menzilinizin tam ortasına bir basit nesne (Kitap,Kül Tablası veya Vazo vsvs.) koyun.Nesnenin sade hatları olmalı,aşırı dekoratif unsurları olmamalıdır.
5.Nesneye onunla ilgili,her şeyi,şeklini,desenini,dokusunu,rengini ve kenar hatlarını iyice ezberleyene kadar bakın.
6.Gözlerinizi kapayın ve nesneyle birlikte odayı gözünüzde canlandırın.Yalnızca imgelemekle yetinmeyin,nesneyi ve odayı zihin gözünüzle tam boyutlarıtla ve perspektifiyle yeniden yaratın.
7.Zihninizde yarattığınız odayı ''Kafanızda'' değil,(Sanki X ışınları çıkarabiliyormuşcasına ve kapalı göz kapaklarınızın ardından onları görüyormuşcasına) ''Dışınızda'' imgeleyin.
8.İmgele silinmeye yüz tutunca ya da artık onu daha fazla tutamadığınız zaman gözlerinizi açın ve odanın nasıl gözüktüğü konusunda hafızanızı tazeleyin.
9.Aynı işlemleri tekrarlayın...
Bu,ön hazırlık egzersizinizdir.Bunu her gün 15-20 dakika süreyle uygulayarak başlayabilirsiniz.Burada anahtar,ara vermeden her gün pratik yapmanızdır.Egzersizde ustalaştığınız zaman programın bir sonraki aşamasına geçebilirsiniz.
1.Yukarıdaki alıştırmayı öününze bir saat koyara tekrarlayın.Zamanın akışını ezberleyin.
2.Gözlerinizi kapayın ve saati gözünüzde canlandırın.
3.Zihinsel saatinizin akışını izleyin.
4.Birkaç dakika sonra gözlerinizi açın ve zihinsel saatinizin gösterdiği zamanla gerçek saatin kadranındaki zamanı karşılaştırın.Eğer yaklaşık aynı zamanı gösteriyorlarsa vizüalizasyon güzünüz zirveye doğru tırmanıyor demektir.
Bütün bunların bedenden ayrılma ile ne ilgisi vardır?
Yanıt:Bu şekilde zihninizin bir bölümünü yavaş yavaş bedenizini dışına nakletmeyi(Projeksiyonu) öğrenecek olmanızdır.Duyusal etkileşim içinde bulunduğunuz dünyanın zihinsel bir kopyasını yaratmaya çalışmak sueretiyle,gerçek dünyadan mantal olaraka inşa edilmiş bir diğerine atlamayı öğrenmektesiniz.
Eğer sıkı bir şekilde ve yeteri kadar uzun süre pratik yaparsanız,bu tip algısal bir sıçrama kendiliğnden gerçekleşecektir.Bu fenomen bi BDD şeklinde deneyimlenecektir.Halihazırda Texas'ta yaşamakta olan bir yoga uzmanı ve yazarı Steve Richards bu egzersizin kendiliğinden BDD meydana getirmesi gücünü özel olarak işlemiştir.''İki hafta boyunca bu uygulamayı sadakatle çalıştıktan sonra bazı kendiliğinden astral seyahat denenemeleri yaşamaya başlayabilirsiniz.'' diye yazar.''Başlangıçta çok büyük şeyler beklemeyin.Fakat eğer sebat ederseniz,gecenin birinde uykuya dalmak üzereyken,tam kendinizden geçmeden önce 'dışarı adım attığınızı' deneyimleyebilirsiniz.Bu deneyimler en çok gece geç vakit ve sabah çok erken saatlerde geleceklerdir.''
Bir diğer şekilde ifade etmek gerekirse,yukarıdaki egzersizler zihni beş duyumuz vasıtasıyla topladığımız çevresel verilerden bağımsız olarak işlev yapma konusunda eğiteceklerdir.Akabinde zihin algılama işlevini bu organlara dayanmadan yapmaya başlayacaktır ve bu da bir BDD gerektirir.
Kendinizi eğittiğiniz süre zarfında,gidişatınızın uygun olup olmadığını anlamanıza yardımcı olacak bazı merak uyandırıcı deneyimleriniz olabilir.Örneğin Vizüalizasyon sırasında bir an iin gözlerinizi açık mı kapalı mı alduğunu bilmeyebilirsiniz..Uyumak üzereyken,gözlerini kapalı olduğu halde odanızı gayet net olarak görebildiğinizi bulgulayabilirsiniz.Bu çok anlamlı deneyim zihnin normal görüşün ötesinde bir algı seviyesinde işlev yapmaya başladığında işaret eder.Eğer bu olursa veya olduğuzaman,şuurunuzun bedenden ayrılmasını istemey çalışın.Büyük olasılıkla ayrılacaktır.
Gerçektende geçmişin büyük astral projeksiyoncularının hemen hepsi bu ilginç fenomeni deneyimlemişlerdir.Bir BDD oluşmaya başladığında,fakat şuur henüz bedenden ayrılmadan önceki aşamada iken,zaman zaman birey gözleri kapalı olsa ''gerçekte'' olduğundan daha aydınlık olacaktır.
Böyle bir BDD'nin gerçek mi yoksa hayal gücünün bir oyunu mu olduğu öncelikli bir konu değildir.Unutulmamalıdır ki ''Beden dışı deneyim'' sadece tanımlayıcı bir başlıktan ibarettir,
bedenden ayrılma deneyiminin bir açıklaması değildir ya da onu ifade etmez.Bugün çoğu Parapsikolog deneyim sırasında zihnin gerçek anlamda bedenden ayrılıp ayrılmadığından emin değildir.Bazı araştırmacılar zihnin belli bir kısmının bedenden uzaklaştığına inanmaktadırlar.Dr.Tart ve Dr.Scott bu temek görüşü paylaşanlardandır.Ancak Susan Blackmore ve John Palmer gibi birçok araştırmacı BDD'nin,zihinsel imgelemenin bir cilvesi olduğu kanısındadırlar.Dolayısıyla belli ''tipte'' bir deneyimin diğerlerine kıyasla bir zihin/beden ayırımı tanımına girip girmeyeceği akılları kurcalayan bir sorudur.Kişinin kendisini fiziksel bedeninden farklı bir konumdan çevresini gözlemlerken bulduğu herhangi bir deneyim geçerli bir BDD'dir.Deneyimin hangi özel formda olduğu,yukarıdaki tanıma uyduğu sürece,onun geçerliğini hükümsüz kılmaz.Yukarıdaki egzersizler kendiliğinden BDD'leri harekete geçirme amacına yöneliktir.Bunun yanında,deneyimi meydana getirmek ve denetim sahibi olabilmek için daha dinamik egzersizler de geliştirilmiştir.
Devamı Var.
Devamını Yakında Paylaşacağım..
Kaynak: Astral Seyahat Teknikleri
|