Üç talak meselesi üzerinde müçtehitler ve fıkıh alimleri birçok açıklamada bulunmuşlar ve bunun neticeleri hakkında mufassal bilgiler sunmuşlardır. Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleri de bir lafızla verilen üç talakı, üç talak saymışlardır. Yani bir erkek eşine, ‘’seni üç talakla boşadım’’ dedi mi ister adetli ister temiz olsun ister o temizlik dönemi içinde eşiyle ilişkiye girmiş bulunsun, isterse hiç gerdeğe girmemiş olsun onu üç talakla boşamış olacağını söylemişlerdir.
a) Ayrı ayrı zamanlarda birer birer boşama yaparak üç boşamada bulunmak
b) B) Önce bir, daha sonra iki talak ile üç boşama hakkını kullanmak;
c) C) Önce iki sonra bir boşamada bulunmak suretiyle üç talak vermek
d) D) Bir defada üç talak vermek suretiyle bütün boşama haklarını bir defada kullanmak
e) Bu sayılan şekillerin hangisinden gidilecek olursa neticede üç boşama vuku bulmuş olacaktır. İslam fukahasının mevzuya ışık tutacak muhtelif fetvaları
Behçet Fetvalarından:’’ Bir kimse ‘’Şart olsun deyip de üç talaka niyet eylese bir boşama vaki olur’’
Açıklama: Üç talakın vukuu için sadece kalben niyet etmek kâfi değildir. Ya, sarahaten üç sayısını söylemek veya üç sayısını ifade eden bir işaretle boşama yapmak gerekir.
Ali Efendi Fetvalarından: ‘’Zeyd karısına beş taklakla boş ol, dese üç boşama meydana gelir’’
Açıklama: Hür bir erkeğin boşama hakkı en son üç defadır. Bundan fazla söylenmesi halinde üç talak vaki olur, geri kalanı lağv olur.
Abdurrahim Fetvalarından: Bir erkek karısına hitaben ‘’Eğer istersen benden üç talkla boş ol’’ dese kadında sukut edip ağlasa boş olmaz
Açıklama: Kadının ağlaması duyduğu haberden razı olmadığı ve boşanmak istemediğini ifade eder. Bu sebeple boşama vaki olmaz.
Bu geleneksel fıkıh kitaplarındaki fetvaların dışında Prof.Dr. Abdulaziz Bayındır Kuran Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar Kitabının 221. Sayfasında:’’ Kadını bir iddet süresi içinde birden fazla boşamak mümkün değildir. Sonuç olarak fıkıh kitaplarında yer alan talakla Kur’an’da yer alan ve Peygamberimiz tarafından uygulanan talak arasında hiçbir ilgi yoktur.’’ Diyerek bazı hadis ve ayetlerden sözünü tevsik eden çıkarımlarda bulunmaya çalışmıştır. Fakat Abdulaziz Bayındır’ın birçok spekülasyon yaratan hatalı düşünceleri olduğundan sadece bilgi olarak ifade ettim.