Köleler Köleleri Eziyor.
Bir zamanlar Amerika’da iki sınıf köle vardı. Tarlada çalışan köleler ve evlerde çalışan köleler. Tarlada çalışan kölelerin hayatları çok zordu. Gün boyu güneşin altında çalışıyor, tehlikeli işlerde çalışıyor ve güneş çarpması, yılan sokması, açlık ve susuzluktan ölüyorlardı. Çoğu zaman yiyecek bir şey bulamıyor, soğuk su, temiz elbise bulamıyorlardı. Bunun yanında evlerde çalışan köleler daha konforlu bir hayat sürüyorlardı. Efendilerinden kalan yemekleri yiyor, onların eski elbiselerini giyiyor, en azından korunaklı bir yerde yaşıyorlardı.
Tarlalarda çalışan köleler özgürlüklerine kavuşmak için plan kuruyor, bu planlarına ev kölelerini de dahil ediyorlardı. Ama her seferinde ayaklanma olmadan bastırılıyorlardı. Elebaşları ibret olsun diye asılıyordu. Bunları ispiyonlayanlar ise evde yaşayan kölelerdi. Evdeki köleler özgür kalmak yerine, efendilerinin artıkları ile beslenmeye razıydılar.
Yeni dünya düzeninde durum aynen böyledir. Herkes dünyanın beşten büyük olduğunu biliyor. Bazıları bu düzene karşı çıkmak istiyor ama ev köleleri, bu beş ülkenin artıkları ile beslenmeye alışmış ve bu alışkanlığı da bırakmak istemiyor.
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|