Gerçekte kulluk nedir?
Kulluk, yaratılan insan ile Yaratan Allah arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir ameliyedir. Bu yüzdendir ki, ilk inen vahiyde, Allah’ın yaratıcılığı ve insanın da yaratılmışlığı öne çıkarılmıştır:
“Yaratan; insanı yapışkan bir hücreden yaratan Rabbinin adıyla oku.”(Alak, 96/1-2).
Yine Kur’an’da, insanı Allah’a kulluk yapmağa davet eden ilk ayette de bu ilişkiye dikkat çekilmiştir:
“Ey insanlar! Hem sizi hem de sizden önceki insanları yaratan Rabbinize ibadet ediniz / kulluk yapanız.”(Bakara, 2/21).
Bundan anlaşılıyor ki, kulluk insan için bir fıtrat vazifesidir, yaratıcıya karşı bir teşekkür ifadesidir, ruhanî ve cismanî mekanizmaların yaratılış amacını gerçekleştirmeye yönelik bir kutsal eylemdir.
Şimdi, çok özet bir halde çerçevesini çizmeye çalıştığımız kulluk hakikatini birkaç madde halinde sunmaya çalışacağız:
Kulluk iki şekilde yapılır: Biri Yaratanın gıyabında, doğrudan ona hitap etmeden yapılan, diğeri ise, onun huzurunda, ona hitaben yapılan kulluk..
1. Yaratanın gıyabında yapılan kulluk, şöyle özetlenebilir:
a. Kulluk: İnsanın kâinat çapında görülen “salatanat-ı rububiyete”; yaratma, yönetme, düzenleme, dizayn etme gibi harika işlere bakıp, yüce Allah’ın büyüklüğünü tasdik etmek, sanatının güzelliğini alkışlamaktır.
b. Kulluk: Allah’ın güzel isimlerinin birer yansıması olan varlıktaki güzel sanatları görmek, kendi aralarında bunları müzakere etmek ve birbirinin ibret nazarına sunmaktır.
c. Her birisi birer manevî hazine olan Allah’ın güzel isimlerinin cevherlerini, idrak terazisiyle tartmak, kalbin kıymet-şinaslığıyla takdir edip değer vermektir.
d. Kulluk: Kâinatı / göklerin ve yerküresinin sayfalarını Allah’ın kudret ve hikmet kalemiyle yazılmış bir kitap olarak algılamak, mütalaa edip tefekkür etmektir.
e. Kulluk: Kainat çapında görülen harika sanatlar, ince nakışlar, süslü dizaynlar penceresinden bakıp, Yüce Yaratıcının manevî cemal ve kemalini temaşa etmek, onu yakından tanımak, onu sevmek ve ona saygı duymaktır.
2. Yaratanın huzurunda -ona hitaben- yapılan kulluk, şöyle özetlenebilir:
a. Kulluk: Her zaman Allah’ın huzurunda olduğunu idrak etmek ve ona göre bir duruş sergilemektir. Eserden müessire / sanattan sanatkâra geçmektir.
b. Kulluk: Yüce Yaratıcının, harika ve mucizeli sanatlarını teşhir etmek suretiyle kendini tanıttırmak istediğini anlamak ve bu isteğini imanla karşılayıp mukabele etmektir.
c.Kulluk: Rahman ve Rahim olan Allah’ın, sonsuz rahmetinin bir yansıması olarak bin bir türlü rahmet ürünlerini sergilemekle kendini sevdirmek istediğini idrak etmek; onun bu isteğini, kendisini severek yerine getirmek, sevgisini ona tahsis etmek ve kendisi de ona kulluk ederek kendini ona sevdirmeye çalışmaktır.
d. Kulluk: Sonsuz kerem ve ihsan sahibi olan Allah’ın, maddî-manevî sayısız nimetleriyle insana ikramlarda bulunup, maddî-manevî duyu organlarına hitap edip, damağına ve dimağına keyif ve lezzetler enjekte etmek isteğini kavramak, buna mukabil; fiilleriyle, sözleriyle, tutum ve davranışlarıyla, hatta elinden gelse varlığının bütün zerreleriyle ona övgülerini, şükranlarını sunmaktır.
e. Kulluk: Atomlardan galaksilere kadar her yerde yansımaları görünen Allah’ın celal ve cemal sıfatlarına karşı “Subhanellah, elhamdulillah, Allahu ekber” diyerek hayret içinde ayakta el-pençe durmak, iki büklüm olarak rükua varmak, yüzünü yerlere sürerek secdeye kapanmaktır.
Ayrıca, kulluk; ibadet ve ubudiyet olarak da ikiye ayrılır: Oruç, namaz, hac, zekât birer ibadet olarak kulluk olduğu gibi, hayatı kolaylaştıran, insanların yararına olan her türlü teknoloji üretmek de bir kulluk görevidir. Örneğin; araba yapmak, gemi yapmak, uçak yapmak, yol yapmak, köprü yapmak, çeşitli sanayi ürünlerini istihsal eden fabrikalar kurmak da bir kulluktur. Şüphesiz, gerek ibadetin gerekse ubudiyetin bir değer ifade etmesi için, Allah’ın rızasını esas yapmak ve işlerinde samimi olmak şarttır.
Alıntı
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..
|