Kelime olarak*rabıta, bağ demektir ve tarikatlarda*“kendi şahsiyetinden sıyrılıp, şeyhinin veya Resulullah’ın manevî şahsiyetiyle bütünleşme, bir bağ kurma”*şeklinde uygulanır. Bu gibi disiplinlerin özü ve esası ayet ve hadislere dayandığı için bunlara bidat ya da hata demek insafsızlık olur. Ehl-i sünnet alimleri tasavvuf ve tasavvuf içinde bulunan bu disiplinlere ilişmemişler, tam aksine teşvik etmişlerdir.
Rabıta hakkında Üstad Hazretleri şu ifadeleri kullanıyor:
"Ey hizmet-i Kur’âniyede arkadaşlarım! İhlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi,*rabıta-i mevttir.*Evet, ihlâsı zedeleyen ve riyâya ve dünyaya sevk eden*tûl-i emel*olduğu gibi, riyâdan nefret veren ve ihlâsı kazandıran, rabıta-i mevttir. Yani, ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülâhaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır. Evet, ehl-i tarikat ve ehl-i hakikat, Kur’ân-ı Hakîmin*اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَ**-*كُلُّ نَفْسٍ ذَاۤئِقَةُ الْمَوْتِ*gibi âyetlerinden aldığı dersle,*rabıta-i mevti*sülûklarında esas tutmuşlar;*tûl-i emelin menşei olan tevehhüm-ü ebediyeti o rabıta ile izale etmişler. Onlar farazî ve hayalî bir surette kendilerini ölmüş tasavvur ve tahayyül edip ve yıkanıyor, kabre konuyor farz edip, düşüne düşüne, nefs-i emmâre o tahayyül ve tasavvurdan müteessir olup, uzun emellerinden bir derece vazgeçer. Bu rabıtanın fevâidi pek çoktur. Hadiste**اَكْثِرُوا ذِكْرَ هَادِمِ اللَّذَّاتِ*(ev kemâ kàl)*yani,*'Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz.'*diye bu rabıtayı ders veriyor."(1)
(1) bk.*Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a
---------- Post added 19.05.21 at 18:30 ----------
Cidden anlamamak için direniyorlar
|