Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı
Ete kemiğe büründüm …. Yunus diye göründüm.
Sıyırın eti kemiği,işte onun sesi,işte onun kendisi.
Ol kadiri kün feye kün,lutfedici sübhan benem.
Kesmeden rızkı veren cümlelere sultan benem.
Nutfeden Adem yaradan,yumurtadan kuş türeten.
Kudret dilini söyleten,zikreyleten sübhan benem.
Hem batinem hem zahirem,hem evvelem hem ahirem.
Bu cümlesini yaratıp tertib eden Yezdan benem.
Yoktur anda tercüman,andaki iş bana ayan..
Bin bir adı vardır bir adı da Yunus,ol sahibi Kur’an benem........
Kanunu Sultan Süleyman´ın Şeyhülislam’ı Ebussuud Efendi: “ Yunus Emre tam kafirdir“
Bazıları tekkelerde toplanıp “Cennet Cennet dedikleri/Bir ev ile birkaç Huri/İsteyene ver sen onu/Bana seni gerek seni” diyenler kâfirdirler, katledilmeleri dine uygundur.Kanunu Sultan Süleyman´ın Şeyhülislam’ı Ebussuud Efendi: “ Yunus Emre tam kafirdir“......bunlari ben demiyorum kitaplardan okuyorum
|
İslam Tarihi içerisinde bir kısım ehl-i tasavvufun*“şatahat”*denilen ve görünürde İslam dininin esaslarına ters düşen sözlerinin küfür kabul edildiği bir gerçektir.*Hallac-ı Mansur*bunlardan biridir.*İbn Arabî*de kıl payı kurtulmuştur.
Bunun sebebi şudur: Şeriat, fıkıh alimleri, şeriatın zahirî hükümlerine göre konuları değerlendirmek durumundadır. Bu sebeple, zahiren / görünürde küfür sayılan söz ve davranışlara müsamaha göstermelerini beklememek gerekir. Nitekim, bir rivayete göre Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir:
“Kim kendini töhmet altında bırakacak bir konuma soktuğu için başkası tarafından suizanna muhatap olursa, sadece kendini ayıplasın.”(Kenzu’l-Ummal, 3/804).
Bununla beraber, tarih içerisinde bu gibi olayların yaşanmasına, yanlış imaj oluşturan bir kısım kapalı sözlerin varlığı yanında, işin tevil tarafına kulak asmayan alimlerin tolerans tanımayan sertlikleri de sebebiyet vermiştir.
Yunus Emre’nin tekfir meselesine gelince:
“Bugün İstanbul’un tarihi bir caddesine ismi verilmiş bulunan Şeyhülislam Ebussuud Efendi, dönemin devlet işlerini ve sivil hayatını dinsel hükümlere (şeriata) göre şekillendirmiştir. Bu yüzden, Yunus Emre’nin şiirleri bile dine aykırı sayılmış,*"Bu şiirleri okuyanların öldürülmesi gerekir."*diye fetvalar verilmiştir.
"Yunus Emre’nin,
'Cennet cennet dedikleri, bir ev ile birkaç huri / İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni.'
diye başlayan şathiyesini okumak, idam edilmeyi göze almak demekti." bilgisine yer veren yazar, kaynak olarak da M. Ertuğrul Düzdağ’ın yayımladığı “Şeyhülislam Ebussuud Efendi Fetvaları"nı vermiştir. Siz de bu kaynağa bakabilirsiniz.
Bu fetvaları, verdiğimiz bilgiler ışığında değerlendirmek ve Yunus Emre ve Hallac-ı Mansur gibi insanları -bu tür fetvalara bakarak- tekfir etmeye yeltenmemek en zararsız ve faydalı yoldur.