Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Ben şahsen acizane tasavvuf ve yine benzeri hususlarda teolojik fay kırıklıklarına yeni bir kırık daha eklemekten ömrüm boyunca imtina etmişimdir. Bu hususta Elmalı’nın Hak Dini Kuran Dili adlı tefsirine çok ehemmiyet veririm. Elmalı Hak Dini Kuran Dili tefsirinde bugün kendisini İslam’a izafe eden birçok farklı grup, fırka, cemaat, tarikat veya hareket arasında derin ihtilaf ve çatışmalara sebep teşkil eden muhtelif görüş düşünce ekol ve eğilime yer vermiş dahası tümden ret ya da tümden farklı dini düşünce ekol ve gelenekten istifade cihetine gitmiştir. Mesela, İhlas suresinin tefsirinde uzun uzadıya İbn Sina’yı konuştururken, kimi zaman Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin Vahdet_i Vücut anlayışından, kimi zaman da Gazali’nin işrak felsefesine ve bu felsefenin vahdet-i vücut fikriyle bütünleştirilmesine vesile olan Mişkatü’l- Envar adlı risalesinden alıntılar yapmıştır. Yine Elmalı, Fahreddin er- Razi’nin ansiklopedik hüviyete sahip tefsirinden alabildiğince istifade ederken, bu tefsirdeki hâkim Eş’ari bakış açısını ön plana çıkarmak yerine Ehl-i Sünnet’i şemsiye bir kavram olarak değerlendirmiş ve bunun bir yansıması olarak Selefiyye, Eş’ariye ve Maturidiyye gibi mezhepler arası iç ihtilafları dillendirmekten imtina etmiştir. Öte yandan Fil suresinin tefsirinde gelenekçi çizginin çok sıkı bir temsilcisi gibi davranarak Muhammed Abduh’un yorumunu tahrifle eşdeğer sayarken, Hz. İsa’nın babasız olarak dünyaya gelişini, monomer bir hücreden teşekkül etmiş olabileceği şeklinde açıklamak gibi oldukça modern bir yoruma imza atabilmiştir.
Elmalı’nın İslam ilim ve kültür mirasından istifade tarzı bugün çok ihtiyaç duyduğumuz geniş ufuk ve perspektif hakkında güzel bir misal teşkil etmektedir.
|
Müthiş bir bakış açınız var. Allah sizden razı olsun.
@
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Asıl şirk nefsimiz, çünkü bir şeyhe tabi olmaktan kaçındığımız için yani doğru mu anladım ben?
Bu çok sakat bir bakış açısı. Bizim tasavvufa karşı çıkışımız, tasavvufun Kuran ve sünnet temeline oturmadığı için. Kulluk Allah ile kul arasında ki bir meseledir. Kimsenin nefsi günahı sevabı Allah ile olan bağlantısı bir başkasını alakadar etmez ki. Bir adamın Allah ile ilişkisi Allah kul düzeyinde gayet iyi olabilr. Bu sebepten ötürü kendine taraftarlar toplamak zorunda değil ki. Bu meseleyi çok farklı yerlere taşır, taşıyorda gördük. Oysa ki yaşadığımız topraklar çok büyük Allah dostları yetiştirmiştir. Adı konulmamış bir çizgide hemde. Hiç biri bir tabiiyet kabul etmemiş, şefaat vaad etmemiş. Bir insana bağlanıp onu Allaha yaklaşmak için sebep kılmak konusu İslam dininin tüm temellerine dinamit koymaktır. Allah inancı olan ama Allaha yaklaşmak için sebepler arayan bir topluma indi kuran unutmayalım bunu. Bu konu çok uzadı. Yazmak istemiyorum artık çünkü tarikat ehlinin yüzüne hak üzere bir yanlışı vurulduğunda ortaya çıkan düzeysizliği, kabalığı, kibri ve cehli yukarıda görüldüğü üzre umuma malum oldu.