Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı
mezheple tarikati ayni kefeye koymak pek dogru olmaz,gelmis gecmis tüm islam alimlerinin ittifak ettikleri mezheple ilgili ayet var,Nisa suresi 115. ayeti kerimede şöyle buyrulmuştur: “Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygambere karşı çıkar ve müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir!” ayetteki muminlerin yolundandan baska bir yok kismi tum alimlerin mezhep konusunda ittifak ettikleri bolumdur,gerekirse bu ayet ve mezhepler konusunda alimlerin aciklamalerini da beyan etmek mumkundur....fakat tarikat konusunda alimlerin ittifaki yoktur bu konuda alimler kendi ictihadini ortaya koymustur,hulasa bu ahir zamanda mezhepsiz olmaz mezhebim yok diyen şirke duser fakat tarikatim yok tarikata bagli degilim diyen sirke dusmez aradaki keskin cizgi budur
|
Tasavvuf umuma şamil bir hareket degildir.Cok özel hassalari oldugu asikardir.Zorunlu degil gonulluluk esasina dayalidir.Herkese de acik degildir istidati ve nasibi olana aciktir.Bu dunyada ama olan ahirette de ama olacak hukmunden kurtulup gonul gozunu acip Allah a vasil olma yoludur.Tasavvufu hakkiyla kavrayamadigmizdan sirk kelimesiyle yan yana kullaniyoruz alakasi yoktur.Tarikatlar iki koldan gelir temelde cehri tarikatler Hz. Ali ye hafi tarikatler Hz.Ebubekire dayanir .12.yy da cikmamistir kurumsallasmasi ve yaginlasmasi 12.yy da olmustur.Islam toplumuna verdikleri hizmetler elestri yapilirken gözardi ediliyor .Tarikatin esas gayesi insani Allah in halifesi kilma cabasidir.Bu da nefis tezkiyesinden gecer insanin kendi nefsini kendisinin tezkiye etmesine imkan yoktur.Tarihte bir tane örnek yoktur.