Geçim Darlığı ve Fakirlik Çekenler İçin Duâlar:
ʘ “Allâhümme ikfînî bi helâlike an harâmike, ve emnî bi fazlike ammen sivâke.”
[Hazreti Ali’den (k.v.) – Tirmizî, Daavât 121]
{Anlamı: Allâh’ım, Helâlinle Beni Harâmından Koru. Lütfünle Beni Senden Başkasına Muhtaç Etme.}
ʘ “Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddınî bi kazâike, ve bârik lî fi mâ kuddira lî, hattâ lâ uhibbe ta’cîle mâ ahharte, ve te’hîra mâ accelte.”
{Anlamı: Kendim, Malım ve Dînim Hakkında Her İşe Allah’ın Adıyla Başlarım. Allah’ım, Hükmüne Beni Râzı Et. Benim İçin Uygun Gördüğün Şeyleri Hakkımda Mübârek Eyle. Tâ ki Benim İçin Öne Aldıklarını Geri Bırakmanı, Geriye Bıraktıklarını da Öne Almanı İstemeyeyim.}
ʘ “Allâhümme innî eûzü bi vechike’l-kerîm, ve is-mike’l-azîm, mine’l-küfri ve’l-fakri.”
[Hazreti Ali’den (k.v.) – Tirmizî, Daavât 121]
{Anlamı: Allah’ım, Küfürden ve Fakirlikten Senin Keremine ve Büyüklüğüne Sığınırım.}
ʘ “Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hemmi, ve’l-hazeni ve’l-aczi, ve’l-keseli, ve’l-buhli, ve dalai’d-deyni ve ğalebeti’r-ricâl.”
{Anlamı: Allah’ım, Sıkıntıdan, Üzüntüden, Güçsüzlükten, Tembellikten, Cimrilikten, Borcun Yükünden ve Kişilerin Tahakkümünden Sana Sığınırım.}
✻ Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Bir Gün Mescide Girdi. Orada Ashaptan Ebû Ümâme’yi Gördü. Ona, “Ey Ebû Umâme, Namaz Vakti Olmadığı Hâlde Neden Burada Oturuyorsun?” Diye Sordu. O da, “Sıkıntı ve Borç İçerisindeyim Yâ Rasülullah!” Dedi. Bunun Üzerine Efendimiz Ona Aşağıdaki Duâyı Sabah-Akşam Tekrarlamasını Tavsiye Buyurdular:
ʘ Allâhümme innî eûzü bike mine’l-hemmi, ve’l-huzni, ve eûzü bike mine’I-aczi ve’l-keseli; ve eûzü bike mine’l-cübni ve’I-buhli, ve eûzü bike miıığalebeti’d-deyni ve kahri’r-ricâli.
{Anlamı: Allah’ım, Dünyâ ve Âhirette Gam ve Kederden Sana Sığınırım. Acizlikten ve Tembellikten Sana Sığınırım. Korkaklıktan ve Cimrilikten Sana Sığınırım. Borç Altında Ezilmekten ve İnsanların Beni Aşağılamasından Sana Sığınırım.}
Nitekim Bu Duâya Devam Eden Ebû Umâme (r.a.) Kısa Bir Zaman Sonra Borçlarından Kurtulduğunu Haber Vermektedir.
✻ Hz. Âişe (r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Aşağıdaki Duâyı Kendisine Öğrettiğini ve:
▬ “Uhud Dağı Kadar Borcun Olsa da Bu Duâya Devam Edersen, Allahû Teâlâ Sana O Borcu Ödemen Konusunda Yardım Eder.” Buyurduğunu Söylemiştir:
ʘ “Allâhümme fârice’l-hemmi, kâşife’l-ğammi, mucibe da’veti’l-muzdarrîn, rahmâne’d-dünyâ ve’l-âhireti ve rahîmehümâ, ente terhamünî, fe’rhamnî. Bi rahme-tike tuğnînî bihâ an rahmeti men sivâke.”
{Anlamı: Tasayı Açan, Kederi Gideren, Darda Kalanların Duâsına İcâbet Eden, Dünyâ ve Âhiretin Rahmân ve Rahîm’i Olan Allah’ım; Bana Merhâmet Eden Sensin. Senden Başkalarının Merhâmetine İhtiyaç Bırakmayacak Rahmetinle Bana Merhâmet Eyle. Beni Borç Sıkıntısından Kurtar ve Beni Borçlanacak Hâllere Düşürme.}
✻ Kim ki Vakıâ Sûresini Her Gece Okursa, Ona Ebedîyen Sefâlet İsâbet Etmez, Kim ki Bu Sûreyi Her Sabah Okursa Ona Ebedîyen Fakirlik Yaklaşmaz.
[Havassul Kur’an, Îmâm-î Yâ’fi]
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
|