Her ülkedeki ve ülkemizdeki medyum cinci vs… türü insanların çoğu kendilerinin bile farkında olmadıkları bir organizasyonun esiridirler. Tabii ki Şeytanilerin organizasyonları. Toplumda böyle kişiler üretilir. Özellikle şizofren eğilimi olan insanlar seçilir. Onlara sözde hastalar gönderilir ve cinci olup bitenlerden habersiz gelen hastaları iyi ettiğini zanneder. Oysa gelenler hasta değildir. Bir plan üzere rol yaparlar. İyileştiklerini cinciye söylerler, etrafa yayarlar. Cinci zaten kendini bir şey zannetmeye meyillidir. Öyle de zanneder.
Toplum akın akın, halk arasında cinci hoca diye tanımlanan böyle kişilere gider. Böylelikle o toplumun psikolojisi bozulur, ilişkiler zedelenir. Nasıl mı?
Bir aile cinciye gider. Cincinin en büyük sermayesi: ‘’Sana büyü yapılmış’’ demesidir. Öyle der. Kişiler tarif edilir. Bazıları insan psikolojisinden anlayan tiplerdir. Cinciye gelenler, tarif edilen kişiyi iş ortağına, kaynanasına, annesine, kardeşine, komşusuna, karısına, kocasına vs…benzetir. Kalbi zanla, vehimlerle dolar. Arkasından o kişiye kin, nefret başlar. Düşünün: Böyle bir psikolojide ilişkiler ne duruma gelir? Şeytan’ın istediği ortam oluşmuştur. Böylelikle organizasyonun asıl hedefi’ ’gerçek büyü’’ hedefine ulaşır. Bundan cincinin bile haberi yoktur. ‘’asıl büyü’’ organizasyonunda kendisi kullanılmıştır. Bir evden muska çıkmasa da zihin etkilenir. Kendine büyü yapıldığı şüphesi beynini kemirir. İşte ‘’asıl büyü’’ budur.
Bu yüzden medyum ve cincileri şeytaniler organize eder kimilerini medyatik kişiliğe sokup meşhur ederler ki televizyon aracıyla toplumun geniş bir kısmını etkileyebilsinler.
Örnekler çoğaltılabilir. Aynı yöntem, gizli servislerce de seçilen kişiler üzerinde uygulanır. ‘’Sen Mehdi’sin’’. ‘’İsa’sın’’, ‘’şusun’’, ‘’Busun’’, ‘’seni rüyada gördük’’ gibilerinden bunları kurgulayacakları planlarına meze yaparlar.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|