Alıntı:
caspercrazy Nickli Üyeden Alıntı
Görevleri isteyenlere büyü öğretmekti. Fakat büyü öğrenmek isteyen kişilere büyü öğretirken , bu bilgilerin karşılığının cehennem olduğunu söylemeden kimseye büyü öğretmezlerdi. Harut ve Marut’un bu hikayesi Kur’an-ı Kerim de şöyle anlatılıyor;
– İnsanlara sihir öğretiyorlar ve Babil’de Harut ve Marut’a bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı.
Hal o ki ikisi biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik. Sakın sihir yapıp da kafir olmayan. Demeden kimseye bir şey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını bozacak şeyler öğreniyorlar. Yemin olsun ki;
büyüyü her kim satın alırsa onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkıyla bilselerdi uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi. Allah bu ayetlerle Harut ve Marut isimli iki meleği insanları denemek için gönderdiğini ve onlardan öğrenilen büyülerin tek karşılığının cehennem olduğunu söylüyor. Fakat bir çok insan cehennemi kabul edip Harut ve Marut isimli iki meleğin öğrettiği büyüleri yaparak kendilerini sonsuza kadar lanetlemiş oldular.
Eski kitaplarda anlatılanlara göre bu iki melek insanların kötü huylarını insanların yalancı olduğunu gördüler ve Allah’a ;
Biz onlardan daha iyiyiz neden onları bizden üstün tutuyorsun?
Allah’ta bu iki meleğe insanların nefsi olduğunu söyledi;
Sonrada size nefis vereceğim eğer günah işlerseniz sizi de azaba çarptıracağım, dedi.
Harut ve Marut’ta bunu kabul ettiler. Fakat nefis sahibi olduklarında ikisi de bir çok günah işler ve sonunda da azaba çarptırıldılar. İkisinin de cezası dünyada bir mağara da kıyamete kadar baş aşağı asılmak oldu. Harut ve Marut bir mağarada baş aşağı kalma cezası aldılar aynı zamanda Allah’ın verdiği görevi tamamlayarak kıyamete kadar cehennemi kabul edenlere büyü öğretmeye devam ediyorlar.
Eski alimler bu mağaranın Şam yakınlarında bir yerde olduğunu ve ancak büyük çaplı büyüler yapan ve cinliler tarafından haber verilmiş büyücülerin o mağaraya gidip Harut ve Marut’tan bilgi edinebileceklerini söylüyorlar. Yine eski alimlerin kitaplarında tehlikeli ve bilgili bir büyücünün Şam’da bu mağaraya gidişi şu şekilde anlatılıyor;
– Büyü ilminde ilerlemiştim bir gün hocam bana gelerek eğer ilmini büyütmek istiyorsan Şamdaki Harut ve Marut’un bulunduğu bu mağaraya gitmen gerektiğini bu mağaranın iki dağ arasında kaldığını söyledi. Şam diyarına yola çıktım. Yirmi günlük yoldan sonra burada tanıştığım muska yazan bir kadın bana mağaranın yolunu gösterdi. Bende gittim. Mağaranın girişinde çalılar vardı. Çalıları temizlerken;
– kimdir o!
Diye bana seslendi. İsmimi ve babamın ismini söyledim. İçeriye girdiğimde ayaklarından aşağıya asılmış iki varlık bana öğrenmek istediğim büyüleri sordu. Bende söyledim. Büyülerin nasıl yapılacaklarını anlattıktan sonra beni gönderdiler. Harut ve Marut’a iki topluluk arasında savaş çıkarmak için Ay’ın Hilal’in hangi şeklindeyken ve yılın hangi mevsimindeyken büyü yapmam gerektiğini sordum. Tanıştığım bir büyücünün Harut ve Marut ile karşılaşması şu şekildedir;
– büyü ilminde ilerlediğim yıllarda bir gece evrim altındaki bir cinliğim bana görünerek istersen Şama gidip Harut ve Marut’tan bir takım sırlar edinebileceğimi söyledi. Ben de bir süre sonra ramazan ayında Şama doğru yola çıktım. Şam’da kısa zaman kaldıktan sonra şehrin çok dışındaki iki dağ arasındaki bir mağara arasına geldim.
O sırada bir ses kimdir o diyerek bana seslendi. Kendimi tanıttıktan sonra;
– Ey lanetli kul izin verilenlerdensin, içeri gir, dedi.
Sonra içeri girdim. Mağaraya girdiğimde korkuyla titremeye başladım. Bismillah içeride iki iri yarı varlık baş aşağı mağaranın tavanına asılmıştı. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Onların Harut ve Marut isimli iki melek olduğunu anladığımda bana öğretecekleri şeyin karşılığının ancak cehennem olduğunu bunu kabul edip etmediğimi sordular. Bende kabul ettim. Öğrenmek istediğim büyüyü bana anlattılar. Sonrada oradan ayrıldım. Bu yaşıma kadar şahit olduğum şeyler karşısında daha kötüsünü görmemiştim. Allah’ın iki meleği azap içindeydi.
Harut ve Marut Allah’tan aldıkları görevlerini kıyamete kadar sürdürecek olsalar da onların nerede olduğunu ancak ilminde ustalaşmış ileri seviyedeki büyücüler cinleri aracılığıyla öğrene bilirler. Kitapta anlatılanlara göre Şam tarafındaki iki dağın arasında kalan ve insan bedeninin zor sığacağı bir girişi olan mağaradalardır. Fakat unutulmamalıdır ki büyü yapana da yaptırana da Allah ihanet eder. Ve Kur’an-ı Kerim e göre de bu iki melek Allah’ın lanetini kabul ediyor musun ? Sorusuna cevap vermezsen asla sana bir şey öğretmezler.
|
Doğrudur kardeşim meselenin kıssasını ve yaşanmış büyücü hikayelerinde de okumuşlugumuz var lakin cevap olarak var olan büyü meselesi madem tılsım gibi aletlerle yapılıyor veya cinler alet ediliyor bunun daha derini lazım gelir selametle ...