14.04.21, 13:24
|
|
|
Üyelik tarihi: 27.02.21
Bulunduğu yer: gökler de...
Mesajlar: 487
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Naim Nickli Üyeden Alıntı
• Böyle bir işi yapabileceği hâlde, bir kimsenin bundan kaçınması pek nâdir olur. Burada işin başlangıcını gözetmek lâzımdır. Başlangıçta mâni olmak lâzımdır. Başlangıcı ise gözdür. Alâ İbn Ziyâd der ki: “Hiçbir kadının örtüsüne bile bakma, kalbine bir şehvet, bir arzu düşer”. Aslında kadınların elbiselerine, örtülerine bakmaktan, onların güzel kokularını koklamaktan, seslerini duymaktan, hattâ haber göndermekten, onlardan haber almaktan ve sen onları görmesen de onların seni göreceği yerlerden geçmekten kaçmak vâcibtir, lâzımdır. Çünkü onları görmek olan yerde kalbde şehvet tohumu ve fena düşünceler saçılır.
• Kadınların da güzel erkeklerden kaçması lâzımdır. İsteyerek olan bakmaları haramdır. Gayr-ı ihtiyari göz alırsa günah değildir. Fakat ikinci defa bakmak haram olur. Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) buyurdu: “İlk bakış senin için, diğerinin ise günahı senin içindir”. Yine buyurdu: “Bir kimse âşık olsa, kendini korusa ve gizli tutsa ve bunun sıkıntısında ölse, şehid olur”. Kendini korumak da, birinci bakış tesadüfen olduysa, ikincisinden koruyup bakmamak, bakmayı istememek ve bakmak istememeyi kalbinde bulundurmaktır.
• Arada perde olmadan, meclislerde, misafirliklerde ve diğer yerlerde kadınlarla bir arada bulunmak gibi fesat tohumu yoktur. Kadınların örtü ve peçeli olması yetişmez. Hattâ beyaz örtü ve peçe taksalar da şehveti tahrik ederler. Belki de yüzleri açık olmaktan ziyade câzib görünürler. O hâlde, kadınların beyaz örtü ve temiz peçe ile yüzlerini bağlayıp dışarı çıkmaları haramdır. Böyle yapan kadınlar, kızlar âsi olur. Buna râzı olan babası, annesi, kocası ve kardeşi de bu günaha ortak olur.
• Şehvet niyeti ile bir erkeğin, bir kadın elbisesi giymesi, eline alması, koklaması, çiçek ve elma gibi lâtif şeyleri kadınlara vermek, kadınlardan, kızlardan almak veya onlarla yumuşak ve tatlı konuşmak câiz değildir. Kadın ve kızların sert ve keskin olmanın dışında erkeklerle konuşması câiz değildir. Nitekim Allah’ü Teâlâ buyurur: “Konuşurken mülâyim, tatlı sesle konuşmayınız. Kalbinde hastalık olan tamâ eder”. Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) hanımlarına, “Erkeklerle güzel sesle konuşmayınız” buyurur. Kadınların, kızların su içtikleri bardağın ağızlarının temas ettiği yerden içmek kasdıyle su içmek doğru değildir. Kadınların dişlediği bir meyveyi yemek de böyledir.
• Bir hâkim der ki: “Ebû Eyyûbe’l-Ensârî’nin (Radiyallâhü Anh) ehli ve çocukları, Rasûlullâh’ın (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) önünden kaldırılan ve mübârek parmaklarının ve ağzının değdiği tabakları, bereketlenmek ve sevaba kavuşmak için elleri ile silerlerdi. Bunda da nefis için lezzet ve zevk olursa günah olur.
• Kadınlarla alâkalı olan şeylerden kaçmak gibi, hiçbir şeyden kaçmak mühim değildir. Yolda karşılaşacağın kadın ve oğlanlara, bakman için şeytan seni zorlar. “Nasıldır? bir bak”, der. Şeytanla münâkaşa edip ona, “Niçin bakayım? Çirkin ise mahcub olurum ve günah işlerim. Çünkü güzel olmasını isterim. Güzel ise, helâl değildir, günaha girmiş olurum. Günah, hasret, elem bende kalır; o, gider. Arkasından gidersem, dinimi ve ömrümü peşine harcarım. Belki de maksadıma da kavuşamam”, demelidir. Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem), “Bir kimse bir kadına rastlar, şeytan şehvetini tâhrik ederse evine gitsin ve hanımı ile sohbet etsin. Çünkü o yabancı kadında olan, kendi hanımınızda da vardır, buyurdu.
( İmâm-ı Gazâlî, Kimyâ-i Saâdet )
|
nacizane eklemek istediğim bir kaç bilgiyi paylaşamak isterim,şehvet düşkünü insan nefsin ilk mertebesindedir,aşağılar aşağısı mesefesindedir,birde idrak yoksunluğu yaşar,OKUDUĞU AKLINDA kalmaz,yükleme olmaz,yada açığa çıkmaz...
ayette derki,NUR SÜRESİ 30.AYET
﴾30﴿ Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.
TABİ SADECE TEK BİR AYET YOKTUR,YERİ BURASI OLDUĞU İÇİN UYARI MAHİYETİNDE EKLEDİM...VESSELAM...
|