Keşf gerek vücud gerekse şühud açısından; yani gerek görmek suretiyle gerekse idrak yoluyla perdenin arkasındaki gizli manalara muttali olmaktır. Gözünden gaflet perdesi kalkıp basiretle kâinata baktığında insan, çok ince bazı sırlara aşina olabilir. Halk arasında bir söz vardır: ’Bakmakla görmek arasında fark vardır. Her bakan göremez.’’ Bakıp görmek ve farkında olmak olayların ve eşyanın inceliklerine agah olmaya çalışmak da bir Keşf arayışıdır. Keşfin ardından ulaşılabilenler ise hikmettir, marifettir. Keşf bir emek ve çile işi olmakla birlikte bir yerden sonra Hakk vergisidir. ‘’Andolsun sen gaflette idin; derhâl biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir.’’ (Kaf süresi 22.ayet)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|