Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
İslam’ın ahkam boyutunsa, günlük hayat ve sistem planında getirdiği bütün ilkeler net ve açıktır. Ancak bu ilkelerin özellikle gönül aleminde yorumlanması ve Hakk’ın tecellilerinin algılanması herkes için farklıdır. Herkesin görmediğini görebilecek bir göz, herkesten farklı şeyler duyabilecek bir kulak, elbette başkaları tarafından yadırganacaktır. Bu durumda farklı şeyler duyan bir kimsenin, bunu duymayanların yanında ifşa etmemesi kendisi için daha sağlıklı bir yoldur. İnsanın ibadet ve taat sonucu hissettiği birtakım hazlarla gördüğü birtakım vakalar ancak kendini ilgilendiren ve bağlayan şeylerdir. Nitekim müfessir Alusi: ‘’Hayır, o(Kuran) kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık delillerdir. (El-Ankebut süresi 49.ayet) ayetini velilerin ve sufilerin gönlüne doğan birtakım sırları gizleme konusunda delil olarak göstermekte ve bu tür hakikatlerin rabbani alimlerden başkasına açıklanmaması gerektiğini belirtmektedir. (Ruhu’l-Meani) Ayrıca herkese anlayabileceği dilden konuşmak esastır. Nitekim hadiste: ’İnsanlara anlayabilecekleri biçimde konuşun. İyi anlatılamadığı için Allah ve Resulünün sözlerinin yalanlanmasını ister misiniz.’’ (Buhari)
|
Ne kadar derin ve kıymetli bir bilgi değerli hocam..ne çok bilmiyormuşuz ..
Allah razı olsun..