Naim Nickli Üyeden Alıntı
Mustafa Öztürk'ün Kur'an hakkındaki kabul edilemez konuşmasına binaen şunları söylemek istiyorum.
1- Lütfen Kur'an'ı akademik bir kitap olarak görmeyi bırakın! Bu, kitap dağları yürütmek, yerleri parçalamak, ölüleri diriltmek için gelmedi. Binlerce mesele için geldi ve her meselesi de hayatın içine dairdir. Bu kitap karı koca arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Baba oğul arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Komşu ile komşunun ilişkilerini düzeltmek için geldi. Zengin ile fakir arasındaki ilişkileri düzeltmek için geldi. Zina edenlerin nasıl tövbe edeceklerini öğretmek için geldi...
2- Kur'an'ın iki yönü vardır. Bu Kur'an kitaptır ve hitaptır. Canlı bir kitaptır. Hayatın içindedir. Evlenirsin, bir dosttan tavsiyeler babından Kur'an sana tavsiye verir. Sana der ki, sen eşinin elbisesi oldun. O çıplaktı, sen onu örttün. Sen çıplaktın, o seni örttü. Boşanmak istersin, seni yine karşısına alır ve tavsiyelerde bulunur. Yeri gelir kızar. Kadınların mihrine karışma der. Birbirinizle o kadar sarmaş dolaş oldunuz yani bu mu der? Eski güzel günleri unutmayın der. Yetim malını yemeyi, ateş yemeye benzetir. . İlmiyle amel etmeyene anladığımız dilden örnek verir. Kitap taşıyan eşek ile ilmiyle amel etmeyen alim aynıdır der. Yeri gelir bağırarak konuşan kişiye der ki, maharet bağırmaksa eşeğin de bağırması var. Bağırdıkça eşeğin sesi gibi çirkinlik yapıyorsun der. Yeri gelir hakkı gizleyen din adamını köpeğe benzetir.
3- Seninle yürüyen bir Kur'an'dır bu. Kadınların avret yerine bakmayın der. Erkeklerin de avret yerine bakmayın der. Evinizin içine girer ve çocuklarınız, uyuduğunuz vakitlerde yatak odanıza paldır küldür girmesinler der. Sonra yemek yerken ister dostlarınla ye ister tek başına ye ister akrabalarınla ye der. Davet edildiğin yerde çok zaman harcama. Ev sahibini küstürmeden oradan ayrıl der. Belki ev sahibi utanıyor da sana söyleyecek yüzü yoktur der. Ama onun adına ben sana söylüyorum. Yemeğini yedin, çayını içtin artık kalk der. Seninle sofrana kadar gelen bir Kur'an'dır bu.
4- Eşinle ilişkiye dikkat et der. Adetli iken ona cinsi münasebetle yaklaşma der. Bu bir ezadır, hastalıktır, mikrop kapmadır der. Helal olan yönden yaklaşın der. Hayvanlar gibi ulu orta sevişmeyin der. Kur’an açıkça söyler. Gizli kapaklı ifade etmez. Cünüp oldunuz mu yıkanın der. Su yoksa toprağı eline yüzüne sürün der. Oruç gecelerinde eşini arzuladığını bilir. Bir ay boyunca birbirinize sabredemeyeceğinizi bilir. Oruç gecelerinde ilişkiye girebilirsiniz der. Yani hayatın her anında seninle yaşayan bir kitaptır bu. Kitaptan ziyade hitaptır bu. Bir kanun metni gibi soğuk değildir.
5- Miras taksiminde yanındadır o. Önceden vasiyetini belirterek her hakkı hak sahibine ver der. Yoksa tüm iş mirasa kaldı mı işler karman çorman olur der. Vasiyet ve borçtan sonra miras gelir der. Herkesin hakkını kesirlerine ve küsuratına kadar anlatır. Ölüyorsun, senin arkandan bıraktığın mali işleri halleden bir kitaptır bu.
6- Ticaret yapıyorsun. Vefalı ol diyor, akitlere bağlı kal diyor. Ölçü tartını düzelt diyor. Eğer kendin için alırken tam alırsan ama başkasına verirken eksik ölçüp tartarsan tüh sana diyerek azarlar seni. Kul hakkına kendi halkından daha fazla önem verir. Ortaklık kurmak istersin. İş ortaklarının birbirine yaptığı haksızlığa değinir. Sorunu çözmenin yolunu gösterir. İflas edecek duruma gelirsin, sana borç vermeleri için herkesi teşvik eder. İşlerin rayına bininceye kadar alacaklılarına Kur'an der ki, bekleyin, bu adam işini gücünü toparlasın. Sonra gidip paranızı isteyin. En kötü gününde seninle alacaklıların arasında arabuluculuk yapar.
7- Faiz tuzağına mı düştün? Tefeciyi karşısına alır ve ona der ki, ona faizli kredi verdiğin için bana savaş açtığının farkında mısın? Senin için tefeciyi hizaya getirir ve sigaya çeker. Sana da der ki, adamın parasını geciktirmeden ver! Yani Allah, düştüğün zaman ne halin varsa gör demez. Bilakis senin için tefeci ve faizci ile muhatap olur ve onu uyarır, seni uyardığı gibi. Hayatın içinde Allah yer almasaydı ne bilecekti faiz belasına düştüğünü?
8- Sonra sana der ki, bırak şu içkiyi! Faydası olabilir. Ama bak bakalım zararına! Karın gitti gidiyor! Çocukların senden uzaklaştı. Kazalar, belalar hep bunun yüzünden! Hem içkili olduğun vakit seni huzuruma bile kabul etmiyorum. Üstünden kokusu ve sarhoşluğun gidinceye kadar yanıma uğrama der. Allah bile sen sarhoşken yanıma gelme diyorsa, kim sana gel diyebilir? Bak işte, sarhoşla konuşan bir kitaptır bu. Onu da muhatap almış.
9- Sonra kendi pisliğini görmeyip başkasına leke atanlara da Kur'an hitap eder. Gözündeki çöpü çıkar, sonra milletin gözündeki çapağa bak der! Soysuzluğunu görmeyip asil bir insan gibi davranan kişiye bak hele der! Nasıl da akıl veriyor millete! Sakın böyle piç kurularına aldırmayın der. Şerefsizin önde gidenine dikkat edin der. Çünkü Kur'an, kendi pisliğinin içinde boğulan kişilerin başkalarının kusurlarıyla ilgilendiğini çok iyi bilir. Bu yüzden burada da hitap eder. Burada da söyleyecek sözü vardır.
10- Kur'an hayatın içindedir. Doğarken yanındadır. Süt emerken yanındadır. Çocuk iken yanındadır. Ergen iken yanındadır. Evinden kaçırılan bir çocuk olsan bile yanındadır. Bir köle olsan yanındadır. Kız ya da erkek isen yanındadır. Evlenmek için seni dürter. Bakara Sûresinde seni evlendirelim der. Nisa da tekrar eder. Nur da tekrar eder. Araf'ta tekrar eder. Evinde huzur mu yok? Sorunu çözmek için hakem ister, aklınızı başınıza almanızı ister. Sonra olmadı mı ayrılın, ikinizi de zengin edeceğim der!
11- Gençlik yıllarında yanındadır. Sana güzel gençlerden örnekler verir. Sonra iş kurmanı ister. Zekât vermeni, infak etmeni, sadaka vermeni, dünyayı iyilikle doldurmanı ister. Malını ve aileni korumanı ister. Bu uğurda gerekirse ölmene izin verir. Sonra ikide bir çocuklardan bahseder. Çocuk sahibi olmanı ister. Çocuğu olmayan peygamberlerin ıstırabını anlatır. Çocuğundan koparılmış bir peygamber babanın halini anlatır sana. Çocuğunu nasıl terbiye etmen gerektiğini öğretir sana. Eşini ve çocuklarını sevmeni ister. Onları ateşten korumanı ister. Onları mutlu edeyim derken kendini de helak etmekten uzak tutmanı ister. Sonra yaşlanır ve çoluk çocuğa karışırsın. Torun torba sahibi olursun. Boynun bükülür. Sana diyecek sözü olmasa da çocuklarına emreder. Şu yaşlı kadına bakacaksın! Şu yaşlı piri faniye hizmet edeceksin! Annen babana bakıyorsan cihattan da hacdan da muafsın!
12- Gördün mü işte doğduğun gün yanında olan kitap yaşlandığın gün de yanında... Ölünce de yanında olacak merak etme! Arkandan sövülmene izin vermeyecek. Onların yaptıkları gelip geçti. Siz halinize bakın der yeni gelen nesle!
13- Yatak odanda yanında, banyoda yanında, abdest alırken yanında, çarşıda, pazarda, sokakta, savaşta, sevişte, barışta, borçta, günahta, samimiyette, riyada, ibadette, kavgada, yemekte... Her yerde yanında! Yolda mı kaldın? Merak etme zekât alanların listesine dahil oldun!
14- İşte özellikleri anlatmakla bitmeyen kitabın hikayesi budur! Bu kitap aşktan da söz eder, zıkkım ağacından da söz eder. Fahişeden de söz eder, gaydan söz eder. Ömrünü ibadet ediyormuş gibi iki yüzlülükle geçirenden de bahseder, zina edip tövbe eden ve kurtulandan da bahseder. Muz salkımından da bahseder, gıybet etmenin insan eti yemek kadar iğrenç olduğundan da bahseder.
15- Çünkü bu kitaptır ve hitaptır. Hayatın içinden bir kitaptır. Hayatın içinde bu halleri yaşayan herkese bir hitaptır. "Nerede olursanız olun o, sizinle birliktedir" ayeti işte budur. Her nerede olursak olalım, hangi konum ve pozisyonda olursak olalım, hangi hali ve ahvali yaşıyor olursak olalım o, bizimledir ve bize söyleyecek bir kaç çift lafı var.
|