HÜDDAM NEDİR VE HÜDDAM EDİNMENİN ZARARLARI NELERDİR ?
Hüddam Nedir?
Cenabı hak kuranı kerimden önce inzal buyurduğu kütüp (kitaplar) ve suhuf (bazı peygamberlere gönderdiği sahifeler) un muhafazasınıda içindekilerle memur olan insanlara vermişti. Fakat sonuç malum.
Kuranı kerimi ise bizlere hidayet kaynağı ve rehber olarak göndermiş ama muhafazasını sadece bize bırakmamıştır. Kuranı kerimde “kuranı biz indirdik ve onu koruyacak olanda biziz” buyurmuştur. Ayette geçen biz lafzı kuranı melekler vasıtasıyla indirdiğine ve yine onları koruma işine vazifelendirdiğine işarettir.
İnen her sure hatta her ayetle beraber onun muhafızı ve hadimi (hizmetlisi) olan bir melek inmiştir. Her meleğin emri altında 1 den 70 bine kadar yardımcı melek bulunur.
Cinlerden iman etmiş olandan bazı gruplar (kavim – sülale) da topluca bu meleklerden birinin sevk ve idaresi altında yada bağımsız olarak hadim olmaya gönüllü olurlar.
Ayrıca her mümin kuranı kerimin topluca hadimi ve bütün hükümleriyle mükellefidir.
Bu üç sınıfın (özellikle insanlar ve cinlerin) ilk görevi içindeki emir ve yasaklara uymaktır.
İkinci olarak kuranı kerime yönelik yapılacak her türlü saldırıya, tahribat ve tahrifat girişimine karşı canları pahasına onu korumak, saldıranlara mukavemet etmek ve gerekirse onlara karşılık vermektir.
Melek ve cinlerin üçüncü görevleriyse o kuranı kerimi sürekli okuyan (yada belli ayet ve sureleri bir maksat için olsun yada olmasın) insanlara yardımcı olmak ve havas ve esrarından istifade etmesini temin etmektir.
Peki Bu Hüddamlar Elde Edilebilirmi
Soruyu şöylede değiştirebiliriz. Hüddam edinmek diye bi şey varmı? Ve mümkünmü?
Bu soru kafaları karıştıran çok çetrefilli bir sorudur. Şimdi biz kısaca hüddam edinmek mümkündür diyelim. Nasıl olduğunu anlattığımız zaman zaten cevap daha net anlaşılacaktır.
Hüddam Nasıl Edinilir?
Bunun iki yolu vardır.
1- Kuranı kerimin tamamını yada belli sure yada ayetlerini vird edinerek (sürekli ve düzenli şekilde okuyarak) o surelerin hadimlerinin yardımı sağlanır. Bir insan bir ayet, sure yada kuranı kerimin tamamını okuduğu zaman hadim olan melek yada cinlerden birisi hemen orda hazır olur. Sürekli okuyan kimse özel bir statü kazanır ve tutulan listeye girer. Kişi okurken melek ve cinler başında pervane olurlar. İnsan yanlış okuduğu zaman yüksek sesle doğrusunu okur ve düzeltirler. Böylece kişinin hatasınıda tamamlamış olurlar. Eğer okuyan insan dünyevi bir maksat için okumuşsa onu yerine getirmek için çalışırlar. Uhrevi bir maksat için okumuşsa Allah’a o kişi adına dua eder ve istediğini vermesi için yalvarırlar.
2- Hüddam edinmek deyince hepimizin aklına gelen, sakıncaları hesap edilmeksizin keşke bende edinsem dediğimiz, belirli usuller, azimetler ve riyazatlar sonucu kendini bir sure yada ayetin hizmetine adamış olan Müslüman cinleri kendine bende etmekten ibarettir.
Burada hemen şunu belirtmek isterim ki cinler bundan hiç hoşnut olmazlar. Çünkü birinin hizmetine giren cin artık sure yada ayetin hadimi değildir. Fakat Müslüman oldukları için, sürekli o sure yada ayetin okunmasına hürmeten insana zarar vermez ve isteklerini yerine getirir.
Bir kimse hüddam için riyazata girip evrad ve ezkara başladığı vakit melek ve cinlerin bundan hemen haberi olur ve maksadını bilirler.
Bir müddet kişinin riyazatı kesmesini beklerler. Eğer kesmez ve devam ederse bıraktırmak için çeşitli şekillerde korkuturlar. Daha bırakmazsa hadim taifesinden bir cin gelir. Eğer riyazat yapan bu gelenin gerçek hadim olduğu düşüncesine kapılır ve riyazatı bırakırsa (ki yüzde 90 ı bırakır) o cinle ömür boyu görüşür. Yok bırakmaz devam eder ve usulü tamamlarsa artık o cin taifesi surenin hüddamlığından azledilip o kişinin hizmetine verilir. O surenin hadimliğine de başka bir taife geçer.
Her sure ve ayetin hüddamının bir unvan ve mertebesi vardır. Surenin hadimliği görevi onlara geçince artık asıl isimleri ne olursa olsun o unvan ve ismi kullanırlar.
Peki cinler kendilerine zarar verilmesine ve ulvi hizmetlerinin son bulmasına sebep olan insanlara zarar verirlermi?
Cinler Müslüman olduğu için, okunan sure ve ayetinde hürmetine riyazat yapana zarar vermezler ama buğzederler. Çünkü onun yüzünden ulvi bir vazifeden alınmışlardır. Velevki riyazat yapan kişi islamı hakkıyla yaşayan kişi olmasa bile.
Fakat bazen aile efradı eğer uygunsuz yaşayan insanlarsa onlara zarar verebilir yada korkutabilirler.
. Hüddam edinmenin zararları çok büyüktür.
1- Dünyadaki Zararı: Hüddamcı yada cincilerin bu güne kadar iflah oldukları nerdeyse hiç görülmemiştir. Cinler sayesinde bir takım dünyalık edinen insanlar belli bir süre sonra sefalete düşmüşlerdir. Zira cinler o kişiye gece gündüz durmadan beddua etmektedirler. Yine hüddamcı ve cincilerin ölüm anlarıda çok zor geçer. Dünyadayken ibadetlerinden zevk ve tat alamazlar. Yanlarına ne melek nede ruhaniyetler yaklaşmaz. Çünkü onlar zalim durumuna düşerler. Allah’ın rahmetide zalimlere tecelli etmez. Ölüm zamanları gelince başlarında hiçbir melek (bedenlerinde vazifeli olanlar hariç), hiçbir ruhaniyet bulunmaz. O cinlerde artık onu terk etmişlerdir. Dolayısıyla şeytanla baş başa kalırlar. Şeytan onların imanını (bulundukları zor durumdan istifade ederek onu kandırıp ki ölüm anı insanın en zor zamanlarından biridir) ellerinden alırlar. Azrail a.s de onların canını bir kafir ve zalimin canı nasıl alınıyorsa öyle alır.
2- Ahiretteki Zararı: Başta peygamberimiz olmak üzere tüm nebilerin, velilerin ve kuranı kerimin şefaatından mahrumdurlar. Cinler kendilerini zorla hür iken zorla esir eden, kuran hizmetçisiyken bu hizmetten mahrum eden insandan şikayetçi olacak ve haklarını alacaklardır. Şunu unutmayalım ki kul hakkı sadece insanlar arasında cereyan eden bir hadise değildir. Cinlerle insanlar hatta hayvanlar arasında bile bir hukuk vardır ve her hak er yada geç sahibine iade edilecektir. Ayrıca kuranı kerimde bu kişiden şikayetçidir. Çünkü kuranın ayet ve surelerini dünya menfaatı için kullanmış, kuranı para karşılığı satmıştır. Kendisine ve tüm insanlara Allah’ın meccanen (karşılıksız olarak) hidayet, kurtuluş ve şifa kaynağı olarak gönderdiği kuranı kerimi maksadının dışına çıkarmış ve menfaat kaynağı olarak kullanmıştır. Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde “kuranı kerim ahirette mutlaka karşınıza çıkacaktır. Ya (ya rabbi bu beni öğrendi, okudu, bende yazılanlarla amel etti….. diye) şefaatçı olur yada şikayetçi olur. Şefaatı da makbuldür (şefaat ettikleri cennettedir) şikayetide makbuldür” buyurmuştur.
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
|