Alıntı:
Elifelif Nickli Üyeden Alıntı
Hakzılık karşısında susan dilsiz şeytandır bu tanım tam sana yakıştı, Kaç gündür bakara suresiniin 102.ayetini oku diyorum görmezden geliyorsun büyü yapanın akibetini bu ayet söylüyor. Büyü yapıpta af edilenin hangi ayette yazdığını getir yalnız içinde büyüden af olacağı yazsın. Bakara 102 büyü yapanın ne olacağı yazıyor sende büyücü ün af olacağını bildiren bir ayet göster. Görmezden geliyorsun çünkü kim bilir kime büyü yaptın şirke girdin burada kendini aklamaya çalışıyorsun iyi taktik ama çalışmaz söylemiş olayım.
|
KARDEŞİM UZUNCA VE DELLILLERIYLE UZUN UZUN OKU CELLANMEYE HACET YOK GUZEL KARDESIM SELAMETLE
*Bu konuda görebildiğimiz kadarıyla, büyücünün tövbesinin kabul olmayacağını söyleyenlerin delillerini şöyle sırlamak mümkündür:
1)*Büyücü küfürle birlikte yeryüzünde fitne fesat çıkarmayı da âdet edinmiştir. Bu durumda olanların öldürüleceği
“Allah ve Resulüne savaş açan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya uğraşanların cezası, öldürülmek veya asılmak, yahut el ve ayaklarının çaprazlamasına kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmektir. Dünyada onların cezası böyle bir rezilliktir; âhirette ise onlar için büyük bir azap vardır.”*(Maide, 5/33)
mealindeki ayetle sabittir.*(bk. Razi, Bakara, 2/102. ayetin tefsiri)
2)*Tövbesi kabul edilmeyen büyücüden maksat,*küfür içerikli sihrini gizleyen kimselerdir.*Çünkü bu durumdaki bir büyücü küfürle birlikte*“küfrünü gizleyip Müslümanlığını açığa vuran”*bir zındıktır.*Zındık ise ikiyüzlü olduğundan sözüne itibar edilmez. “Ben sihri bıraktım, tövbe ettim.”*demesi de inandırıcı değildir.
Ayrıca zina işlemesi sabit olan bir kimsenin tövbe etmekle cezadan kurtulmayacağı gibi, küfür içerikli bir büyücünün cezası da tövbe ile düşmez. Ayrıca cezalandırılması gerekir.*(bk. Kurtubi, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)
Bu ifadelerden anlaşılıyor ki, alimlerin*“Büyücünün tövbesi kabul olmaz.”*demelerinden maksat,*İslam hukuku açısından öngörülen dünyadaki cezayı kaldırmamasıdır.*Yoksa*zina eden bir kimsenin recim edilmesiyle birlikte uhrevi cezadan kurtulduğunu*beyan eden birçok hadis vardır. O halde büyücü de bu kuralın dışında değildir.
3)*Tirmizi’den rivayet edilen şu hadis de bu alimlerin bir diğer dayanaklarıdır.
“Büyücünün cezası kılıçla öldürmektir.”*(bk. Şa’ravi, ilgili ayetin tefsiri)*
Fakat bu hadis zayıftır.*(bk. İbn Kudame, el-Muğni, 9/31; Kurtubi, ilgili ayetin tefsiri)
4)*Hz. Ömer’in*“Erkek olsun, kadın olsun her türlü büyücüyü öldürün.”*şeklindeki hükmü de bir delil sayılmıştır.*(bk. Razi, a.g.y)
- Bu konuda alimlerin şu ifadeleri de önem arz etmektedir:
Büyücünün tövbesinin kabul edilmemesi,*dünyevi hükümleri icrası bakımındadır.*Yoksa samimi olarak tövbe etmişse ahirette büyücünün tövbesi de makbuldür.*(a.g.y)
- Bütün bu mülahazalara rağmen, bu konuda İmam Şafii’nin görüşü daha isabetli görünmektedir. Çünkü sihrin çeşitleri vardır. Küfür içeren, küfür içermeyen, adam öldüren, adam öldürmeyen... Şayet kısas olmayı hak etmişse, büyücünün tövbesinin kabul olmaması demek,*tövbesi*onu kısastan kurtaramayacak*demektir.
Eğer böyle bir cezayı hak etmemişse,*şirk, küfür dahil her türlü kötülükten samimi olarak tövbe eden kimsenin tövbesinin kabul olacağına*dair birçok ayet ve sahih hadisler vardır. (bk. a.g. y)
Nitekim rivayete göre İmam Malik de:*“Eğer büyücü veya zındık olan kimse, suçu mahkemeye intikal etmeden önce, gelip tövbe ederse tövbesi kabul edilir.”*demiştir.*(bk. Kurtubi, a.g.y)