[QUOTE=Sin;109153]Bir gün İslam dünyasının en büyük kutuplarından (Kutbül-ârifînden olan) Muhyittîn-i Arabî Hazretleri kabristan ziyaretinde bulunduğu sırada küçük bir çocuğun bir mezarın üzerine kapanıp hüngür hüngür ağladığını görür. Allah dostu büyük evliya Muhitîni Arabî Hazretleri o çocuğun neden ağladığını bildiği halde yinede ona ağlamasının sebebini sorar. Çocuk ‘ bu mezarda annem yatıyor ve burada ona azap ediyorlar büyük işkence görüyor’ der. Bunun üzerine Muhyittîni Arabî Hz.leri Yarabbi, ‘Bu mezarda Cehennem ateşi var. Hadîsi Şerifte’Kendisi için veya bir başka Müslüman için yetmiş bin kelime-i tevhit okuyanın günahları affolunur’ buyuruluyor. Yetmiş bin Kelime-i Tevhid okumuştum ve sevabını kimseye bağışlamamıştım, bu kadının günahlarının affı için bağışlıyorum’ dedikten sonra, o ağlayan feryad eden çocuk birden sevinç ve neşeye boğulur ve koşarak gelir Muhyittînin Arabî Hazretlerini boynuna sarılarak annemi affettiler’ der. Bunun üzerine İbni Arabî Hazretleride Allah’a şükürler olsun, bu gühahkar kadın Kelime-i Tehlil (Tevhid) sayesinde günahtan ve büyük azaptan kurtuldu der.
İhlas;
Kelime-i Tevhidi ihlasla zikreden kimse kısa zamanda kelime-i tevhidin meyvesini toplamaya başlar. Yalnız zikirde ihlas çok önemlidir. İhlas riyakarlığın zıddıdır. Allah ayeti kerimelerde ve hadisi şeriflerde;
‘İhlasla ibadet edin. Allah ancak ihlasla yapılan ibadetleri (amelleri) kabul eder’ ‘ihlasla yapılan az amel (az bile olsa) kıyamet günü sana yetişir (seni bulur.) buyuruluyor.
‘İbadetlerini ihlasla yapanlara müjdeler olsun. Onlar hidayet yıldızlarıdır. Fitnelerin karanlıklarını yok ederler.’
İhlasla yapılan zikir ve ibaderler; kişide bulunan nefsi emareyi (nefsinin arzu ve isteklerine kendisini kaptırmış kimselerdeki hayvani nefsi) yok eder ve insanı ulviyet mertebesine yükseltir. Böylece kalbindeki şehevâni duygular yavaş yavaş sönmeye başlar ve dili Allah’ı zikrederken kalbide şeytanî şeylerle meşgul olmaz. Özü ve sözü bir olur. Fikri ne ise zikri de öyledir. Yani sadece kuru kuruya Lâ ilâhe illallah kelimesini tekrarlamak yeterli değildir. Önemli bir hususta Kelime-i Tevhitte Allahı zikrederken onun Rasûlü’nü de şüphesiz tastik ediyoruz. Nitekim Allahu Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de: "Rasûlullah size ne getirdiyse onu alınız, kabul ediniz. Size neyi de yasaklıyorsa, onu yapmaktan vazgeçiniz" buyurmaktadır. (el-Haşr, 59/7)
Hal böyle olunca da Lâ ilâhe illallah kelimesinin ifade ettiği manayı hayatının her sahasında yaşamalı ve ayet ve hadislerin mantığınca, iyiliği emredip kötülüklerdende hayatının her anında sakınılmalıdır. (‘emri bir ma’rûf ve nehyi anil münker’)
Yüce Allah (c.c.), Kur'ân-ı Kerîm'de ihlas ve tevhidden uzaklaşıp nefsi emmare ile hareket eden kimseler için: "And olsun ki, cin ve insanların çoğu cehennemliktir. Onların kalpleri vardır ki fehm edemezler (anlayamazlar) ve onların gözleri vardır, ama gerçeği göremezler ve onların kulakları vardır, gerçeği anlayıp (dinleyip) idrâk edemezler. İşte onlar aşağılıktır. Belki de onlar, hayvandan daha aşağı mertebededirler. Onlar gaflet uykusundadırlar" buyurur. (Araf Suresi Ayet 179)
Bunu, bir de Şeyhü'l Ekber Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri'nin şu güzel ve zengin sözleriyle açıklayalım:
Evvel tevhîd ile mürşid ilminden
Kurtulasın emmârenin elinden
Hemen durma tevhîd getir dilinden
Erişir canına feyz-i Hûda'nın
Sabır;
Yaptığımız zikirde sabır çok önemlidir. Zikir çektikten bir müddet sonra bir sıkıntı ile karşılaştığımızda zikir bize fayda vermedi diye düşünmemeliyiz. Zikri Allahı sevip ona bağlılığımızın bir ifadesi olarak düşünmeli ve Eyüp A.S’ın sabrını kendimize şiar edinmeliyiz. (Eyüp peygamberin vücudunu kurtlar istila etmişlerdi de Eyüp A.S hep bu Yüce Mevla’mın bir imtihanıdır deyip sabırla ibadetine devam etmişti. Tâki kurtlardan birisi kalbine yaklaşınca Allah’ü Teâlâ Eyüp A.S’a Yâ Eyüp şikayetçimisin diye sorunca; Yarabbi şikayetçi değilim ama bir kurt kalbime yaklaştı. Eğer o kurt kalbimi parçalarsa ben nasıl sana ibadet edebilirim. Nasıl seninle (mana âminde) muhabbet edebilirim? bu durumdan endişe duyuyorum’ demişti.)
Temizlik;
Mesela; bir devlet büyüğünü evimize davet edeceğimiz zaman evimizi güzelce pırıl pırıl temizler, çeki düzen veririz. Öyleyse Yüce Mevlayı’da zikirle davet ediyorsak; önce kalbimizi, beynimizi manevi kirlerden temizledikten sonra bedenimizi ve bulunduğumuz mekanı da tertemiz tutmalıyız. Çünkü biliyoruz ki Yüce Mevlâ ihtirama bir devlet büyüğünden çok daha fazla layıktır.
Alıntı[/QUOTE
değerli sin hocamızın paylaştığı değerli bir konu daha ALLAH CC RAZI OLSUN MAKAMIN ALİ OLSUN...okudukça bilgilerini seni ne kadar tanımak istediğim gerçeğini Alemlerin RABBİ CC olan Allaha cc arz ediyorum...
|