MİRAÇ GECESİ OLAYI VE ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'in mi'râc gecesinde önüne bir engel gelip orayı aşabilmek için yardıma ihtiyacı olduğunu Hazreti Pir Abdulkadir Geylani'nin maneviyatının o anda orada bulunup Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e boynunu eğdiğini Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) O'nun boynuna basıp o engeli aştığı Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Allahu Teâlâ'ya soruyor:
- O engeli aşmak için bana bir adam boynunu eğdi, onun boynuna basıp engeli aştım. O kimdi yâ Rabbi? Cenâb-ı Hakk Teâlâ Hazretleri:
- O senin neslinden gelecek Abdulkadir kulumdur. Kıyamete kadar, çağıranlara çok seri yardımı yetişip kurtaracaktır. Sana onu gözünle gösterebilmek ve seni müjdelemek için o engeli çıkarttım. Onun ruhaniyeti geldi, onun boynuna bastın, orayı aştın buyurdu.[1]
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem): “O bana boynunu bastırdı, O'nun ayağıda bütün evliyâların başının üstünde olsun,” dedi. Hazreti Pir kendi zamanında “Hazihi kademeni külli veliyyullah” yani; benim bu ayağım bütün evliyâların başının (veya omuzunun) üstündedir, dedi. O zamanda yeryüzünde dörtyüz evliyâ vardı. Onların hepsine bu ses duyuldu. Hepsi boynunu eğdi. Bir tek Şeyhi San'a eğmedi. Onun başından çok büyük iptilâlar geçip Hazreti Pir'in seri yardımı ile kıl payı imanını kurtardı.
(Bak. c.1, s.464)
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) mi'râctan geldikten sonra Hazreti Pir'in bu kendisine olan yardımını ümmetine anlattı. Ve O'nun ayağı bütün Evliyâların başının üstündedir, buyurdu. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu):
- Ya Rasûlullah! Bütün evliyâların diyorsun, bunların içinde ben de dahil miyim? dedi.
- Evet ya Ali! Sen de dahilsin, buyurdu.
- Nasıl olur ya Rasûlullah! Hem benim neslimden gelecek hem de ayağı benim başımın (veya omuzumun) üstünde olacak, dedi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Ya Ali! Şu kitabı ver dedi. Hazreti Ali uzandı, yetişemedi. O sırada sekiz, on yaşlarında bir çocuk içerde görüldü. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu) çocuğu omuzuna bastırdı. Çocuk kitabı aldı, kendine verdi. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu)'de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e verdi, çocuk kayboldu. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Ya Ali! O çocuk kimdi? dedi. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu):
- Bilmiyorum ya Rasûlullah! Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- O Abdulkadir Geylanî'nin ruhaniyeti idi, sana da yardım etti, buyurdu. Bunu ben bizzat babamdan duydum.
“Benim bu ayağım bütün Evliyâların başının, omuzunun üstündedir.” dediğine Hz. Ali (Radiyallahu anhu)'ye de Hazreti Pir'in maneviyatının yardım ettiğini ve Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) bunu vaaz olarak Hazreti Ali (Radiyallahu anhu)'ye söylediğine göre bu mirâc'ta ki boynuna basma meseleside doğrudur. Hazreti Pir'in gösterdiği kerâmetin hepsi de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'dendir. Hem ana hem de baba tarafından iki taraflı evlad-ı Rasûldür. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Benim ümmetimin Uleması (evliyâsı) Ben-i İsrail Peygamberi gibidir, demedi mi? O Peygamberlere tek tek uğruyor, görüşüyor, konuşuyor. Abdulkadir Geylani Hazretleri de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'den yediyüz sene sonra dünyaya geldi. Onu Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e müjdelemek için neden olmasın?
Haşa, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'in orayı Hazreti Pir'in yardımı olmadan geçemeyeceği manasına değildir. Cenâb-ı Hakk Teâlâ Hazretleri, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e ümmetinde bu kadar seri yardım edenin var olduğunu gözü ile göstermesi bizzat müjdelemesidir. Peygamberler ashâbtan, ashâb tabîinlerden, tabîinler tabîin olmayanlardan çok çok üstündür. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'de diğer peygamberlerin hepsinden çok çok üstündür.
[1]- Abdulkadir Geylâni'nin menkibeleri, s.68-77.
[2]- Berîka, Cild 1, s.58.
.
|