Anneden gelin olan kızına Nasihatler
Anneden gelin olan kızına Nasihatler
Atalarımız “kenarına bak bezini al, annesine bakıp kızını al” demişler ama çok ta doğru demişler. “Ana” gibi bir anne kızına da her türlü iyiliği anlatır, öğretir. “Ana” lığı Beceremeyen bir annede “kendini ezdirme, altta kalma, bir derlerse beş de sen köle değilsin” diye öğüt verir. Yapılan bir araştırmada annenin genleriyle beraber kötü ahlakının da kızına geçtiği tespit edilmiş. Evdeki kız çocuğu annesini, oğlanda babasını örnek alır. Bunun için ebeveyn her hali ile evlatlarına örnek olmalıdırlar. İşte bütün genç kızlarımıza, çok büyük bir örnek olarak çok yıllar önce yaşamış “ana” gibi bir annenin yani bir “yürek ana”nın Ümame Hanım’ın gelin giden kızına nasihatlerini birlikte dinleyelim.
“Sevgili Kızım!
Bir kızın, annesi ve babası zengin, asil diye evlenmeye ihtiyacı olmasaydı, senin ve benim hiçbir zaman evlenmeye ihtiyacımız olmazdı. Fakat, durum böyle değildir.
Yavrum!
Şimdi sana kırk yıllık evliliğimin tecrübelerine dayanarak bazı tavsiyelerde bulunacağım. Bu tavsiyelerimi iyice öğrenip gerektiği şekilde hareket edersen, hayatın boyunca rahat edersin. Kocanla aranız hiç bir zaman bozulmaz. Bu dünyada mutlu bir ömür geçirdiğin gibi ahirette de ebedi saadete ulaşırsın.
1- Kanaat sahibi ol! Yani, kocan tarafından getirilen yiyecek ve giyecek her şeyi memnuni-yetle, severek kabul et. Çünkü, kanaat, kalbi huzura kavuşturur.
2- Söylenenleri daima iyi dinle ve her zaman kocanın meşru sözlerine, isteklerine itaat üzere bulun. Kocana itiraz etme, karşı gelme. Onunla kaynaşmaya gayret göster. Bu şekilde hareketlerin aynı zamanda, Cenab-ı Hakkın rızasına da uygun olur.
3- Kocanın göreceği her yere, itina ve ihtimam göster. Gözüne çirkin bir şeyin ilişmesinden sakın. Dış görünüş içe, kalbe de tesir eder. Evin her zaman temiz, bakımlı ve güzel kokulu olsun.
4- Eşinin yemek saati ile uyku saatine dikkat etmelisin. Yemeğini adeti nasılsa ona göre hazırlamalısın. Vaktinde uyuması için işlerini zamanında bitir. Çünkü açlık insanı huysuz eder. Uykusuzluk ise, öfkelenmeye sebep olur.
5- Evinin mallarını ve eşyasını iyi koru. Mal ve eşyayı koruman senin iyi iş bildiğini gösterir. Yaptığın işleri, iyilikleri başına kakma! Başa kakarsan, iyilik fayda yerine zarar getirir.
6- Eşinin yakınlarına iyi davranışta bulun. Güzel davranışta bulun ki, o da senin yakınlarına iyi davransın. Gülü seven dikenine de katlanmalıdır. Zaten dünyada ni'metler ve sıkıntılar beraber bulunur. Kocanın evde, çocuklarına, yakınlarına karşı otoritesini sarsacak, onu küçük düşürecek söz ve hareketlerde sakın bulunma!
7- Kocanın sırlarını hiç kimseye söyleme. Eğer sırlarını etrafa yayacak olursan, sana darılır. Vefasızlık etmeyeceğinden bile emin olmaz. Sevgide azalma olur.
8- Eşine hürmette, isteklerini yerine getirmede kusur etmemelisin. Sözlerinin aksini söyleyerek, ona karşı gelmemelisin. Eğer karşı gelir, isyan edersen, kızıp öfkelenmesine, hatta düşmanca hareket etmesine sebep olursun. Eşinin, üzüntülü ve kederli zamanlarında sen de öyle görün! Onun üzüntüsünü onunla paylaş. O neşeli ise sen de neşeli görünmeye çalış.
9- Kocana ne kadar hürmet ve tazimde bulunursan, kendini ona o kadar çok sevdirirsin. Rızasına ne derece uygun hareket edersen, o nispette sevgisini kazanırsın.
10- Kocandan, almakta zorlanacağı, gücünün yetmeyeceği şeyleri isteme! Bu hem senin, hem de onun helakına sebep olur. Nitekim sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Bir zaman gelir ki, adamın helakı, hanımının, ana- babasının ve çocuğunun elinden olur. Onu fakirlikle ayıplarlar, gücünün yetmediği tekliflerde, isteklerde bulunurlar. Böylece o kimse, bu istekleri temin için dininin gideceği yollara sapar ve helak olur."
11- Kadının güzel huylusu, saliha olanı, eşine Cennet nimetidir. Kötüsü, şerlisi de Cehennem azabından sayılır. Sen kocana Cennet ni'meti ol! Azab çektirme!
Bunları yapabilmen ancak, onun isteklerini kendi isteklerine, onun rızasını kendi arzularına tercih etmenle mümkün olabilir. Hep kendi istek ve arzularını ön plana çıkartırsan, bu nasihatleri tutabilmen mümkün olmaz.”
Bu gün sokakta tanışıp sokakta ayrılan, evliliklerin artık aylara düştüğü bir zamanda evinin hanımı, kocasının sevgilisi, göz bebeği, kalbinin sultanı olmak isteyen olmak bu annenin verdiği nasihatleri kendine düstur edinir. Eskilerin yaşadığı gibi nice kırk yıl mutlu yaşanır, arkalarından ağıtlar yakılır, hatıralarına saygı duyulur bir eş olur. Erkeğinin iş yerinde, patronunu memnun etmek için çalıştığını iş huzurunun buna bağlı olduğunu düşünerek kadın da, kendi rahatı huzuru için evinde bütün gücü ile kocasını memnun etmek için çalışması lazımdır. Kocasının, memnun olması rahat olması aynı zamanda evin cennet gibi olmasını, kendisinin de hanımefendi makamında bulunmasını sağlar.
|