Selamlar herkese,
bu forumdaki ilk yazımı bu başlığın altına yazmak nasipmiş. öncelikle bu birlikteliğin tüm paydaşlarımıza hayırlı uğurlu olmasını gönülden diliyorum.
konuya gelince, kendi deneyimlediğimden değil; ancak, araştırma, biraz tefekkür, az biraz da işin ehilleriyle istişarelerimden çıkardığım sonuç şudur ki; hüddamlar yüksek ışık varlıklar. yani internetteki birçok bilginin yanlış ve manipülatif olabileceğini düşünüyorum bu noktada.
hüddam kullanabilmek, belli bir kalp ve ayrıca beyin temizliği gerektiriyor. bu aslında yaratılış matrisinin belki de doğal bir sonucu. yani aklımızla vicdanımızı ortak noktada birleştirebilirsek, zaten iman seviyesi denen yüksek bir mertebeye ulaşıyoruz.
konuya ben de çakralar üzerinden yaklaşmak istiyorum. eminim ki bu forumda birçok forum yazarının da malumudur, vücudumuzda yedi tane çakra var. nitekim Tarık suresinde "biz insanın üzerinde yedi yol yarattık." ifadesinin de bununla ilgili olduğunu düşünüyorum. her bir çakra gerek cisim alemi gerek ruhsal alemle nispeten değişen oranlarda bir bağlantı noktası.
kalp ve beyin temizliği demişken; aslında 4. ve 6. çakraların temizliğinden bahsediyorum. ancak burada bu çakra akışları birbirine nasıl bağlanacak? pek tabi ki 5. çakra aracılığıyla. olayı şöyle bir örnekle açıklayalım: Hz. Musa, ilahi bir görev olarak fikir birliğini aşılamıştır. Görev ve öğretisinin karşılığı akıl ve 6. çakradır. Hz. İsa, ilahi bir görev olarak evrensel sevgiyi aşılamıştır. Görev ve öğretisinin karşılığı vicdan (evrensel sevgi) ve 4. çakradır. Hz. Muhammed ise akıl ile vicdanı birleştiren evrensel işletim sistemi diyebileceğimiz islamiyet'in nuzülüne vesile olmuştur. Görev ve öğretisinin (mecburen bu kelimeyi kullanmak durumunda kaldım) karşılığı "makul vicdan" olup 5. çakraya hitap eder. İlginçtir ki vücudumuz ile başımızı bağlayan boyun (5. çakra olan boğaz çakranın bulunduğu kısım) incedir. Yani bir nevi 5. çakra sırat köprüsü niteliğindedir.
Sözün özü, Musa'nın "aklını kullan"; İsa'nın "kalbini kullan" öğütlerini Muhammed peygamber "aklınla vicdanını birlikte kullan" olarak Allah'ın lütfuyla güncellemiştir diyebiliriz. Yani Hz. Muhammed'in yolu -evrensel işletim sistemi- bizi sırat köprüsünden geçiren noktadır. Kişinin son şeytanını yendiği noktadır. Kimileri vardır, iyi düşünür ama kalbi karadır, düşündüğünü eyleme geçiremez. Kimi vardır, kalbi temizdir ama aklıyla o kalbi iyi yönetemez. İşte 5. çakra bilincini aştığımız, Hz. Muhammed'in öğretisini -ilahi yaratım sistemini- düzgün işletebildiğimizde, artık sırat köprüsünü geçmeyi dünyada hak etmişizdir demektir. Tabi bunlar hemen olacak şeyler değildir. Yoğun pratik, çalışma, adanmışlık vb. gerektirir.
Bu bilgileri düşününce, hüddam edinmek için tabir-i caizse 5. çakra bilincinde belli bir aşamaya gelmiş olmak gerekir. Ayrıca gönlü arş-ı alaya çıkarmak da lazım gelir, zaten kulluk vazifemizdir. Özel çalışmalarla hadim edinilebilir, ancak bunun için zaten dediğim gibi belirli bir iman seviyesini elde etmiş olmak, ruhu huzura doyurmak, Allah nezdinde yüce mertebelere erişmiş olmak bir nevi ön şarttır. Şart derken, aslında bunların gerçekleşmesinin sonucu olarak hüddam elde edilebilir.
Tabi burada çok kısıtlı bir anlatımda bulunduk. Eksiğimiz hatamız varsa affola. Elbet bilemediğimiz başkaca usuller ve esaslar da varittir. Lakin asıl maksat Yüce Yaradan'ın rızasını kazanmak; dünyada ibadet edip cenneti beklemek değil, bilakis cenneti dünyaya indirmeye çalışmak, buna vesile olmak olmalıdır kanaatindeyim.
|