Tanınmış Kimselerden Birisi, Cüzam Hastalığına Yakalandı. Doktorlar, “Bu Hastalık İyice Yerleşmiştir, İlâcı Yoktur.” Dediler. Hadîs-i Şerif Ehlinden Sa’dü’s-Sü’ûd İsminde Bir Âlim Onu Gördü. Hadîs-i Şeriflere Îmânı, Güveni Tam Olan Bu Zât, Hastaya, “Kendini Niçin Tedâvi Ettirmiyorsun?” Dedi. Hasta Olan, “Doktorlar Bu Hastalığın İlâcı Yoktur Dediler.” Dedi. Sa’dü’s-Sü’ûd, “Doktorlar Yalan Söylüyor! Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Onlardan Mütehassıstır. Çörekotunun Her Hastalığa Şifâ Olduğunu Buyurmuştur. Senin Hastalığın da Bu Cümledendir.” Dedi. Çörekotu ve Bal İstedi. Karıştırıp, Hastanın Bütün Vücûduna, Başına, Yüzüne, Ayaklarına Kadar Sürdü. Bir Saat Öyle Kaldı. Sonra Yıkandı. Derisi Soyuldu. Yerine Tâze Deri Çıktı. Dökülen Saçlarının Yerine Daha Gür Olarak Çıktı. Doktorlar ve İnsanlar, Bu Hadîs Âliminin, Hadîs-i Şeriflere Olan Îmânının Kuvvetine Hayret Ettiler. Ondan Sonra Habbetü’s-Sevdâ (Çörekotu) Her Hastalıkta Kullanıldı. Hattâ Gözü Ağrıyanların Gözüne Sürme Gibi Sürüldüğünde Ânında İyileşirdi.
[Muhyiddîn-i Arabî Rahmetullâhi Aleyh, Vesâyal-Fütûhât.]
|