Uzun zaman geçtiği halde neden kalp veya letaif zikrinde bir ilerleme olmaz?
NEDEN İLERLEME OLMAZ?
Bazı kişiler seneler geçtiği halde neden kalp veya letaif zikrinde bir ilerleme kaydedememekte, herhangi bir hal yaşamamaktadırlar? Kalp ve letaif noktalarında söylenen ‘Allah’ kelimesinin tesir etmesi, günahlara çokça içten tövbe etmekle mümkündür. Günahların ve onlara tövbe etmenin sonu sınırı ise yoktur. Bir de nefiste yer alan kötü ahlaklara çok dikkat etmek lazımdır. Onları içten çekilecek estağfirullahlarla her zaman temizleme yoluna gitmelidir. Bunlar kibir, ucup, haset, haksız yere öfke (kin), cimrilik, korkaklık, dünyaya ve şöhrete tutku düzeyinde bağlılık gibi şeylerdir. İnsan bunların belirtilerini, kıpırtılarını nefsinde hissettiği zaman zıtları ile hemen onların önünü tıkamalı ve pişmanlık hali ile estağfirullah çekmelidir. Bunlar nefs-i emmarenin huyları olduğu için kolay kolay temizlenemezler. Temizlendiği sanılsa bile mutlaka insan nefsinde izleri her zaman bulunur. İşte bu kötü huylar zikrin kalbe ve letaif noktalarına işlemesine çokça engel olurlar. Senelerce kalp zikri çekip de hiçbir hal yaşamamış kişilerin temel handikabı bu noktalardadır. Bu kötü huyları kalplerinden atamamalarıdır.
Aslında çekilen zikir ile bu kötü huylar eritilir. Ama bu kötü huyların giderilmesi için başka gayretlerin de olması gerekir. Yoksa zikrin kalbe tesiri çok gecikir. Çokça zaman alır.
Tabii günah sayılan her fiil de kalp ve letaif noktalarında çok olumsuz etkilerde bulunur. Bunların çalışmalarını engellerler. Ama sofiler genellikle açıkça yapılan günahlardan uzak yaşarlar, fakat nefislerindeki söz konusu ettiğimiz kötü huyları genellikle unuturlar. Bunların neden olduğu olumsuz etkiyi pek düşünmezler. Ayrıca ileri zikirlerde bulunup da manevi ilerlemesi yavaş olanların da temel eksikliği de bu noktadadır. Tasavvuf yolu daimi tövbe ve istiğfar halini gerekli kılmaktadır. Öyle ki, yapılan ibadetler bile bu cümleden kabul edilmeli, ibadetlerin arkalarından mutlaka Allah’ın (c.c.) şanına yakışmadığı için samimi bir şekilde tövbe ve istiğfar yapılmalıdır. Yoksa bu yolda ilerlemek, istenilen düzeye ulaşmak mümkün değildir.
__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
|