Günümüzden 1400 yıl önce Yüce Rabbimiz’in Peygamber Efendimiz (sav)’e indirdiği Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan pek çok mucizevi özelliği vardır. Bu özelliklerden biri, ancak 20. ve 21. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz bazı bilimsel gerçeklerin 1400 yıl önce Kuran‘da bildirilmiş olmasıdır. Ses teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, karıncaların kendi aralarında konuştuğunun bilim adamları tarafından keşfedilmesi de bunlardan biridir. Karıncaların bu özelliğine dikkat çekilen Kuran ayeti şöyledir:
“Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin.” (Neml Suresi, 18)
Yapılan araştırmada minyatür hoparlör ve mikrofonlar yerleştirilen karınca yuvasında, bilim adamları ayette bildirildiği gibi kraliçe karıncanın işçi karıncalara konuşarak talimat verdiğini gözlemledi. Yıllar önce yapılan araştırmalarda, karıncaların sesleri kullanarak imdat çağrıları yapabildikleri fark edilmişti. Ancak bu araştırma ile söz konusu seslerin, imdat çağrısından ve ses çıkarmaktan daha fazlası olduğu ve karıncaların kendi aralarında gerçek anlamda “konuşabildikleri” keşfedildi. Kraliçe karıncanın sesi kaydedilip yuvaya dinletildiğinde, tüm karıncaların antenlerini dikip hareket etmeden “hazır ol”da beklediği gözlemlendi.
Ayrıca sadece karıncaların konuşabildiği değil; aynı zamanda da bazı böceklerin işçi karıncaları esir alabilmek için kraliçe karıncayı taklit ettikleri fark edildi. Aynı şekilde karıncalarla bir tür parazit ilişkisi içinde olan büyük mavi kelebeğin de, kraliçe karıncanın hem sesini hem de kullandığı kimyasal sinyalleri taklit edebildiği bulundu.