Bu ilahi vahiy üzerine Hz. Nuh (Dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkımda bilgim olmayan) yani: Meydana gelmesinin bir hikmet olduğunu bilmediğim veya doğru olduğuna bilgim bulunmayan veyahut doğru olup olmadığına muttali bulunmadığım (bir şey senden sormaktan) böyle bir sualde bulunmaktan (şüphe yok ki, ben sana sığınırım) beni öyle bir sualden koru. (Ve eğer benim için mağfiret etmez) benden sadır olan yersiz bir sualden dolayı beni bağışlamaz 8ve beni esirgemez isen) yani: Tövbemi ve özrümü kabul etmek suretiyle bana merhamette bulunmaz isen (ben ziyana düşenlerden zarar ve ziyana , manevi mesuliyete uğrayanlardan olurum) bu ayeti kerime, bütün insanlık için bir uyanma dersi vermektedir. Şöyle ki. Masum her yönüyle Allah’ın lütfuna kavuşmuş olan Yüce bir peygamber, zelle kabilinden olan yersiz bir sualinden dolayı böyle Cenab-ı Hakka sığınarak ondan bağış ve rahmet niyazında bulunursa artık günahkar olan biz insanlar, birçok kusurlarımızdan dolayı ne kadar pişmanlıkta bulunmalıyız ne kadar tevbe edip af dileyerek Allah Teâlâ’nın af ve bağışına sığınmalıyız. Artık bunu düşünmeli, buna göre hareketimizi, ıslaha ve tanzime çalışmalıyız. Ve Başarı Allah’tandır ‘’Hud süresi 47.ayet’’
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|