Bu sır aleminde Cemal-i Sübhani’den başka bir şey görülmez.Denizde boğulan bir insan denizden başka ne görebilir?Güneşâ€™e bakan insan güneşle gözü kamaştıktan sonra kendini görebilirmi?(yanan odun ateş olduktan sonra odun olduğu hali görebilirmi?)
İnsanın fena bulup (varlığından çıkıp) yanarak bu nurani çölde gördükleri karşısında hayretinden kendinden geçmesi ve nefsinin mahvolması sonucu zeneddin atarın (Allah ona rahmet etsin)dediği gibi kendini göremez olur. İsa aleyhisselam da :
“İnsan iki kez doğmadan göklerin melekutu olan bu sahraya ulaşamaz.orada yürüyemez nasıl ki kuş da ikikez doğar.†Demiştir.
Kuşun iki kez doğması önce yumurdaile sonra civciv olarak doğması ile yorumlanabilir.Buradaki doğum manevi ruhani doğumdur.İnsan kabiliyetinin hakikatinden neşâ€™et eden doğumdur.
Bilindiği gibi çocuk ancak erkek ve dişi iki tohumun birleşmesi ile olur.İnsan hakikatinin manevi doğumu da şeriat ilminin nuru ile hakikat ilminin nuru arasındaki birleşmenin sonucudur.
Niekim aşağıdaki ayet-i kerimede bu gerçeğe işaret edilmektedir.:
“Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık…†(İnsan :2)
Şeriat nuru ile hakikat nurundan neşâ€™et eden bu
manevi doğumdan sonra meserret (mutluluk)meydana gelir.
Bu manaya ulaştıktan sonra halk denizinde ümid derinliklerine geçitler açılır.
Bu mutluluk veren bir olaydır. Hatta diyebiliriz ki alem-i ruhun yanında diğer alemler ancak denizde bir damla gibi kalır ve ondsan sonra ruhani ledünni ilmin feyzi ve nuru harfsiz sessiz coşup aleme dağılmaya başlar.
.
|