Cenab-ı Peygamber'in (s.a.s) alem-i cemali teşriflerinden sonra zatı-ı şeriflerine ait Ukab isimli Sancak-ı Şerifleri sıra ile dört halifenin emanetinde olarak harplerde ordunun önünde taşındı. Daha sonra da Emevi ve Abbasi halifelerine intikal etti. Bağdat'ın Moğollar tarafından işgalinden sonra Abbasi halife tarafından Mısıra getirilen Ukab Mısır'ın Yavuz Sultan Selim tarafından fethinden sonra Osmanlılar'a geçti. Osmanlıda Ukab Sancak-ı Şerif, Alem-i Nebevi, Alem-i Şerif, Liva-i Saadet, Liva-i Şerif, Liva-i Nebevi isimleri ile anıldı.
Ordunun sahraya çıkmadan kırk gün önce Sancak-ı Şerif'in sandığından çıkarılıp gönderine takılması kanundu.
Sancak-ı Şerif'in son ihracı 1.Dünya Harbi sırasında oldu 24 Kasım 1914'te Sancak-ı Şerif çıkartılarak cihad-ı ekber ilan edildi.
Hazret-i Peygamber'in yadigarı Ukab isimli siyah sancak zamanla yıpranıp adeta toz haline geldiği için, yeşil atlastan torba içinde muhafaza edilmektedir.
Osmanlılar tarafından yeniden yaptırılan Sancak-ı Şerif yeşil atlastan hazırlanan sancağın üzerine aplike edilen kırmızı parçalarla sırma ile ayetler ve Aşere-i Mübeşşere'nin isimleri işlenmiştir.
Kaynak : Hırka-i saadet dairesi ve mukaddes emanetler Hilmi Aydın