Yakın zamana kadar bazı sözde "din adamı" diye geçinenler, Peygamberimiz için:
"O da bizim gibi bir insandır, vazifesini yaptı gitti" dediler ve O'nu sıradanlaştırmaya gayret gösterdiler. Ayrıca "Hadislerin bir çoğu uydurmadır. Zira peygamberin vefatından yaklaşık 200 yıl sonra toplandı."gibi ifadeleriyle bu insanlar, insanlarımızı Hadis-sünnet bağlamından koparmaya çalışıp hep sözde "Kur'an Dini" dediler ve DEİZMİ çağrıştırdılar.
Şimdi de Mustafa Öztürk denilen sözde bir profesör: "Kur'anda; kaba ve bazı küfürlü sözler var, bu sözler ilah olan bir varlığın sözleri olamaz."diyerek Kur'anın insan tarafından uydurma bir söz olduğu iddasında bulunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınladığı reddiye yazısı ile bu hadsize haddini bildirmiştir. Lakin her birimiz iyi bilmeliyiz ki, şer odakları bu ve benzeri yaklaşımları ile insanımızı dininden soğutmaya çalışmaktadır.
Bu hak ve batıl mücadelesinin tezahürüdür. Batılın temsilcisi kafirler usanmadan vazifesini yaparken, ey Müslüman kardeşim! Sen dinini ne kadar biliyorsun ve o dini ne derece yaşıyorsun?
"Size iki şey bıraktım, onlara sımsıkı sarilırsanız asla dalalete sapmazsınız. Onlar; Allah'ın kelamı Kur'an ve benim sünnetimdir." (Hadisi Şerif Meâli)
Dün hadisleri reddedenler, bu gün Kur'anın ilahî bir kitap olduğunu reddediyor. Oyun çok büyük akıllı ol nefsine ve nesline sahip çık ey Müslüman.