Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Korona ciğere indiyse ne yapılır
Tekil Mesaj gösterimi
  #3  
Alt 23.11.20, 00:05
arcan arcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Acemi
 
Üyelik tarihi: 21.02.16
Mesajlar: 8
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Böyle bir dönemde belki birilerine faydası olur diye tecrübelerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kıymetli dostlar, iki hafta önce covid-19'a yakalanan annemin ilk tetkikleri yapıldığında, akciğerlerde tutulum olduğu tespit edilmişti. D-dimer (kan pıhtılaşması) değeri 2020, CRP değeri de 33, yani çok yüksek çıktığı için yatırılması gerektiğini söylemişlerdi...
2 hafta önce hastanelerdeki yoğunluk bu kadar fazla değildi...

Alternatif tedaviler uygulayabilmek için, ayrıca ablamın kızının hemşire olması nedeniyle, tedaviyi evde yapacağımızı söyledik ve hastaneye yatırmadık...

İlk 10 gün çok zordu. En büyük sorun yüksek ateş, mide bulantısı ve iştahsızlıktı. Ağızdan ve damar yoluyla ateş düşürücü ve bulantı ilacı verildi. Bulantısı çok olduğunda bulantı için iğne de yapıldı... C vitamini, Çinko, D vitaminleri verildi... yine ilk hafta damar yoluyla veya deri altına (iğne) günde iki defa kan sulandırıcı verildi. Hastaneden verilen antibiyotik ve diğer ilaçları da kullandık. Mumkün olduğunca sıvı gıdalar vermeye çalıştık.

Bunlar standart uygulamalar. Ben özellikle uyguladığımız alternatif tedaviler hakkında bilgi vermek istiyorum...

Akciğerlerde tutulum olduğu için buna çok önem verdik. Solunumunda sorun olmasa da akciğer tutulumu tespit edilmişti.
Akciğerler için günde iki defa 30'ar damla UMCA solisyon (eczanelerden bulabilirsiniz) kullandık. Ayrıca günde iki defa yarım kahve fincanı 10-15 ppm gümüş suyu (bunu kendim üretiyorum. Çok sayıda imalatçı var ancak bazı eczalerde de dahili kullanım için satıldığını bugün öğrendim) içirdik. En önemlisi ise günde iki üç defa nebulozatör (bu cihazı eczalerden, medikalcilerden ve internetten alabilirsiniz. Ben internetten 200 liraya almıştım, aslında her evde bulunması gereken bir cihaz) ile gümüş suyu solunumu yaptırdık...

İlk hafta sonunda yapılan tahlillerde, d-dimer değeri 700'e düşmüş ama CRP değeri 41'e çıkmıştı. Doktorunun tavsiyesiyle kan sulandırıcıyı günde iki dozdan bir doza düşürdük. Antibiyotiğe devam ettik.

Hastalığın başından itibaren sürekli olarak kan oksijen değerlerini ölçtük. Bunun için parmağa takılan saturasyon cihazı kullandık. Bu cihazı eczaneden 135 liraya almıştık, internette 65 ile 200 lira arasında farklı markaların fiyatlarını gördüm. İlk hafta bu değerlerde sorun yokken ikinci hafta bu değer çok düşmeye başladı. Normalde kan saturasyon (kandaki oksijen miktarı) değerinin 90 ile 100 arasında olması gerekiyor. Bu değer 86'nın altına düştüğünde oksijen takviyesi yapılması gerekiyor, bu nedenle de hastaneye yatırılmalı diyorlar...

Annemin kan saturasyon değerinin 78'e kadar düştüğü oldu. Bu durumda yine hastaneye yatırmak yerine eve oksijen tüpü seti aldık...
Panik halinde tüp araştırırken, o arada yine nebulizatörle gümüş suyu solunumu yaptırdık, bu solunumu yaparken kan saturasyon değerinin kısa bir sürede 90'ın üzerine çıktığını gördük. Yani gümüş suyunun etkisini bizzat test ederek görmüş olduk. Oysa akciğerleri rahatlatmak için nebulizatörle verdiğimiz Ventolin gibi ilaçların böyle bir tesirini görmedik. Zaten o nedenle de bu ilaçları solutmaktansa mümkün olduğunca gümüş suyu solunumu yaptırdık. Fakat saturasyonu yükseltmek için oksijen verilmesi daha uzun süreli sonuç veriyor. Kan saturasyonunu yükseltmek için değil, özellikle virüsle mücadele için gümüş suyu kullanımı çok önemli...

Oksijeni başta 2 seviyesinde verdik ancak çok etkili olmadı. Yine doktor tavsiyesiyle 4 seviyesinde vermek çok etkili oldu. Bazen günde bir defa, bazen günde iki defa, bir saat oksijen vererek saturasyon değerini 90'ın üzerinde tutmayı başardık...

Yine protein ihtitacını da karşılamak için, yiyebildiği kadarıyla, daha çok, tavuk suyuna, et suyuna çorbalar ve paça çorbası verdik... odasında kaynayan suya kekik yağı damlatarak ve ozon cihazıyla ozonlama yaparak (bu cihaz Türkiye'de çok pahalı, ben Çin'den çok ucuza getirtmiştim) odanın dezenfeksiyonunu da yaptık...

İkinci haftanın sonuna doğru annemde gözle görülür iyileşme oldu. Zorla birşeyler yedirmeye çalışırken artık kendisi acıktığını söyleyip yemek istemeye başladı. Bulantı ve ateş sorunumuz neredeyse tamamen ortadan kalktı.

Dün tahlillerinin yapılması için tekrar hastaneye götürüldü. CRP değeri 41'den 4'e düştü. Ancak 2020'den 700'e düşen d-dimer değeri tekrar yükselmiş ve 2600'e çıkmış. O nedenle kan sulandırıcı kullanımını yine günde iki doza çıkardık. İşte o nedenle bu sinsi değer konusunda daha önce de uyarılar yaptım. Bu hastalığı atlatanlar mutlaka bir süre daha d-dimer değerlerini ölçtürmeli, bunu yapmasalar da bir süre daha coraspin kullanmalıdırlar...

Hastalık kapma riski taşıyanlarda koruyucu önlemler almalıdırlar. Aslında bulunduğumuz süreçte neredeyse herkes hastalık riski ile karşı karşıya...

Ağız ve burnumuzda olabilecek virüsleri temizlemek için gümüş suyu spreyi yapmanızı, akciğerlere inmiş olabileceği ihtimaline karşı da gümüş suyu solunumu veya kekik yağı buharı solunumunu tavsiye ediyorum. Ayrıca Umca gibi bağışıklık ve akcigerler için faydalı takviyeler alınabilir... zencefil, bal gibi herkesin söylediği, herkesin bildiği konulara girmeye gerek duymadım...


Sağlıcakla...

.
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147