Konumuz insan !
Enerji sarfiyatı en fazla gözlerden gerçekleşir, hasılayı olduğu gibi boşaltır, bakış anında beyin faaliyetini bilinçli olarak denetimi neredeyse yok gibidir, ”Gözler, bakışlar asla yalan söyleyemez” iyi, kötü, güzel, çirkin ne varsa duygu, düşünce olduğu gibi boşaltır, fütursuzca yaşanır tüm bunlar. Bu sebeple güzel bir şey gördüğümüzde beyin faaliyetimize Maşaallah diyerek pozitif bir güç katar mercekleriz. Aksi halde gözlerden çıkan dalga yapı yıkıcı bir güç olur.
Manyetik sahamıza güdümlemiş, eleştirilerin odağındaki düşük algılı zihni bir enerjinin bizlere verebileceği zararı bir düşünelim? Jilet gibi yırtabilirler manyetik elbisemizi, bu manevi elbisenin dikimi, onarımı, pozitif yükü tekrar kazanması, şarj olması kolay değildir.
İkincisi ses içindeki moleküler yapıdır, ses çok ince bir enerji, kişinin duygusu vede düşüncesi buradan süzülür,sızar, iyi bir kulağınız varsa algı duyum eşik değeriniz yüksek ise ne söylendiğine bakılmaksızın kişinin mertebesini okur, niyetini sezersiniz ve hatta sesin içindeki “tınıdan” karakter analizi yapabilmeniz dahi mümkündür.
Üçüncüsü hepimizin bildiği manyetik saha “aura” manyetik elbisemiz beyin dalgalarının etrafımızda halkalandığını bilmeyeniniz yoktur: buradan açığa çıkan hasıla 7 boyutludur, gözün genişliği içinde her şey bilinç altının vizyonlarıyla görülebilir. Örneğin: kişinin üzerinde nazar vardır, manyetik Sahası’nda bir göz imgesel görüntü belirir, kafası karışıktır yumak gibi görüntüler gelir göz perdenize.
Tavsiyem İnsanları eleştiri yaparak incelemeyin, bakın fakat görmeyin, aksi halde yoğunlaştığınız,üzerinde konuştuğunuz kişinin enerji alanıyla dolanık olur, benzer olanlar, tepkili olduğunuz,direndiğiniz duygu ve düşünce replikleri form olur enerji sahanıza yerleşirler ve sonra birden ölüm korkusu, obsesyon, vehim, vesvese gibi düşük duygular şuurunuza askıntı olur, kaynağı size alt olmayan bu enerjetik doğalı canlıların kendilerine ait bilinçleri vardır, toprak, su, ateş ve de hava tabiatlıdırlar, olumsuz olanlar silik renkli, iyi, olumlu olanlar canlı ve de parlak renklere sahiptirler. Çok ilginç değil mi?Solduğumuz havanın içinde bizim “O” anki beyin faaliyetimize uygun olan düşünce formalarını soluduğumuzu unutmayalm, Öfkeli anlarda beta dalgası yayını yapan beyin faaliyetimiz bu seviyedeki canlıları çekecek ve onunla muhatap olacağız.
Kalabalık sokak vede caddelerde yürürken kas vede kemik yapınıza dikkat edin, ! Hafif bir ağırlık hissi gelir,sanki bir enerji havuzunun içinde yüzüyor gibisiniz, bacaklarınız ağır, kollarınızın üzerinde hafif bir basınç vardır, sakin bir yerde yürürken bu kadar cefa çekmez İnsan!
Evet, o mahalde soyut gözünüz açılmış olsa milyonlarca enerji paketini müşahade edecek, içlerinden nasıl geçtiğimizi hayretle müşahade edecektiniz. Hava zerreciklerinin içinde yapılanmış, uygun manyetik alanlara tutunma için nasıl bir devinim yaptıklarını ve evrimleşme (güçlenmek, büyük form haline gelmek) sürecine varmak adına adeta can attıklarını sezerdiniz, bu hadise gerçekten ürperticidir.
Allah’ım Sübhansın, böyle bir alemlerinde varmış diyesi geliyor İnsanın.
Bir hocamız, meyhanelerin, günahın ve de isyanın odağından geçerken mümkünse, gücünüz yettiği kadar nefesinizi tutup (düşük seviyeliler nefesin içinden kana, böbrek üstü bezlere, omurgaya sıralanarak duruş bozukluğu veriyor, bedenlerde toksit etki yapıyorlar) içinizden Estağfirullah şeklinde zikredin ve uzaklaşın tavsiyesinde bulunmuştu.
Toparlayacak olursak; Gözlerden yayılan düşünce formaları, manyetik elbisemizin katmanlarında oluşan ve sonra taşan, yayılan enerjileri, sesin içindeki katmanlarda form bulmuş enerjiler (sesin içinde 7 mertebe vardır, tıpkı manyetik alanda olduğu gibi nefesin içinden süzülen formlarıda (nefesin içindede 7 boyut mevcut)öğrenmiş olduk. Ütopik gelmesin, bilen, bilir, bilmiyorsanız en azından şartlanarak düğüm atmayalım beynimize, olabilirliği üzerinde düşünebilirseniz açık kapı bırakmış olursunuz, aksi halde yanlış bir kabullenimin telafisi kolay olmaz.
Ya Bâki Entel Bâki.
|