insan çelişkilerden bir muamma
İnsan çelişkilerden bir muamma!
Varoluş gayesini kendinden kovmuşsa bir de, kapılarını pencerelerini kilitlemişse, hep ham ve hep çiğ kalmaya mahkum!..
Duygularla yoğrulup durur insaniyet hamuru an be an. Duyguların, su misâli yatağı nedir peki?
Yağmur gibi rahmet olup kurak topraklara yağmak mı; başka hayatlara, bir ırmağa karışıp taştan taşa başını vura vura da olsa inadına akmak mı; her adımda çelmeler takılan bu hayatta, bir denize karışıp kaybolmak mı; uçsuz bucaksız bilinmezliklerde, bir çiğ tanesi olup sabahın seherinde bir yaprağın yanağına konmak mı; nazlı ve narince, bulaşık suyu olmak mı; doymaz iştahların tabak çanaklarına mahkum, yoksa mazgallardan evlerden kanalizasyona akmak mı; günahların necasetine bata çıka ve pis?..
Hangisidir duyguların hakettiği?
İnsaniyet hamurunu yoğuran, duyguları şekle sokan, sonra pişiren bir Usta'yı tefekkür etmek ve Ona tüm kapılarımızı açmaktan başka hangi çareye yaslanabilir insan?
Sorular cevaplanmadıkça yığılır dururlar üst üste. Umursamamak ve unutmaya çalışmak sadece ertelemenin gafletinde boğar insanı.
Sorulardan kaçarak kendi çıkarımlarımızla kurguladığımız bir hayatı tercih etmek, rüzgar estikçe savrulup duran bir yaprak gibi olmaktan başka nedir?..
|