Tarih boyunca müslümanlar hep hakaret gördü. Hor görüldü. İtildi. Ezildi. Öldürüldü. Sürgün edildi. Günümüz Türkiye'sinde ve dünyada durum eskisinden farklı değil.

İnançsızlar, müşrikler hiçbir sahip oldukları şeyleri paylaşmazlar. Servetlerini, güçlerini ve sahip oldukları konforü hiçbir zaman paylaşmak istemezler.

Daha garip bir şey söylemek istiyorum. Bunlar sahip oldukları inancı bile paylaşmak istemezler. Hazreti Nuh'a, Hazreti İbrahim'e, Hazreti Musa'ya, Hazreti Peygambere sürekli şunu dediler: Yanındaki şu zavallıları, fakirleri ve köleleri kov, sonra biz de inanalım. Yani biz Müslüman olursak onlarla bu dini, bu ilahı ve bu cenneti paylaşmak istemiyoruz.

Bizimle aynı ilahı paylaşmak istemeyen kişiler, bizimle aynı ülkeyi de paylaşmak istemez.

Bize, göbeğini kaşıyan millet diye hakaret ederler. Zira bizim ellerimiz göbeğimize gidebiliyor. Onlar gibi değiliz.

Bize bidon kafalı diyorlar. Zira biz onlar gibi mankafa, mankurt, haşhaşi, ayyaş, meyhaneci, lezbiyen ve gay değiliz.

Bize, akşam pazarında fiyatlar ucuz olduğu için gelenler diyorlar. Doğrudur. Helalinden kazandığımız para sezon başına değil, sezon sonuna ancak yetiyor. Kazandığımız para akşam pazarına ancak yetiyor. Biz, onlar gibi fahişelik yaparak para kazanmıyoruz. Biz onlar gibi her gelene veren bir toplum değiliz. Biz onlar gibi paraya muhtaç olduğumuz zaman "ahlaksız teklif"leri kabul etmiyoruz.

Bize makarnacı diyorlar. Evet, makarnayı çok seviyoruz. Paramız yıllanmış şaraba yetmez. Yetse de almayız zaten. Paramız havyara yetmez. Paramız Paris Restaurantlarında tüketecek kadar çok değil. Biz makarna severiz. Omlet severiz. Menemen severiz. Çiğköfte severiz. Soğanı, sarımsağı da severiz.

Bize kömürcü diyorlar. Evet önceleri tezek yakardık. Bizim doğalgazımız yoktu. Alttan, üstten ısıtmalı odalarımız yoktur. Bizim tek odada yatan, birbiri için atan yedi yüreğimiz vardı. Sizin gibi yazın yazlık, kışın kışlık evlerimiz yoktur. Biz ısınmak için kömür alırız. Ama siz daha rezil olmak için ultra villa evler alırsınız.

Bize "yüzde ellilik aptal" diyorlar. Biz diğer yüzdelerden olmamak için ant içtik. Biz hiçbir zaman siz olmayacağız.

Biliyoruz bizler sizlerin inancına sığmayacak kadarız, evlerinize sığmayacak kadarız. Ama siz, bizlerin inancına sığabilir, bizimle bir olabilirsiniz.

Sizler fakirleri evrim inancına bile almayacak kadar, fakirleri kendiniz gibi çağdaş görmeyecek kadar, yoksulları kendiniz gibi laik, medeni ve kemalist kabul etmeyecek kadar aşağılıksınız.

Zorunuza gidiyor değil mi?