"ESKİ NORMAL" ... NORMAL MİYDİ ?
Sana Kanser konusunda 100 yıldır yalan söyleyenlerin sahte bir salgınla 1 yıl yalan söylemesi aslında şaşırtıcı olmamalı. Rahatlar çünkü tıp konusunda 100 yıllık yalan söyleme kabiliyetleri aşırı gelişmiş durumda.
Günümüzde artık "Haberim yoktu" mazereti pek anlamlı değil. Belki eskiden diyebilirdik ama şimdi internet gibi her an her bilgiye bir tuşla ulaşma imkanı var ve eğer buna rağmen yapılmıyorsa, araştırılmıyorsa demek ki o kişi kasıtlı olarak cehaleti seçiyordur veya sistemden bir çıkarı vardır ve konuşmak istemiyordur gerçeği.
Neyse ki son bir-iki yılda Otto Warburg ismini yaymaya çalışan araştırmacı insan sayısı hızla artıyor. 1931 yılında kanserin oluşum mekanizmasını çözerek Nobel ödülü alan Otto Warburg ismi, kanser konusunu bilinmezlikten çıkarıyor, kanserin oksijenle olan bağını açığa çıkararak doğal olarak da çözümünün gayet net ve anlaşılır olduğunu ortaya koyuyor. Hatta Warburg bu konuda çarpıcı bir cümleyle bu durumu ifade ediyor, aynen şöyle diyor :
"Bugün kimse kanserin ilk nedenini bilmediğini söyleyemez. Aksine, ilk nedeni bu kadar açık bilinen başka bir hastalık yoktur. Bu nedenle, cehalet, kanseri önlemek için harekete geçmemenin bahanesi olmaz."
Açıkça diyor ki; Kanserin nedeni belli, bu açığa çıktı ama çıkıp da "çözümünüz bilmiyoruz, sebebini araştırıyoruz" gibi sahtekarlıklara gerek yok, her şey ortada.
Modern Tıp, insanlara gerçeği anlatmak için organize edilmediği için, hastalıkları küreselci sistem içinde siyasi ve ekonomik ranta çevirmek için sistematik geliştirdiği için sadece kanser konusunda değil tüm hastalıklarda "sebebini bilmiyoruz, araştırıyoruz, tıp ilerledi" söylemleriyle 100 yıl idare etti çoğu insanın dikkatini bile çekmeden. Adeta çözümü gizlemek için organize olmuş bu devasa Modern Tıp organizasyonu hastalıklara çözüm üretemedikçe daha fazla alkış aldı toplumdan çünkü üniversiteler, ekranlar Modern Tıbbı pazarlama konusunda aşırı çaba harcadı, şovlarla, laf cambazlıklarıyla insanların tek çıkış yolu gibi gösterildi.
Hastalıklarda iyileşme değil, sadece hastalığın belirtilerini ilaçlarla baskılamayı mucizevi ilerleme olarak sununca, bir ilaç içip ağrısı kesilen hasta da bu duruma ikna oldu oysa ağrıya neden olan vücut ortamının riski devam ediyordu hasta için. Doğal olarak asıl hastalık ağrı kesilse bile içten içe devam ediyordu ama anlık çözüm bulmanın kendisi sanki gerçek çözüm gibi algılanıp başka da alternatif yaklaşım anlatmayan bir ortam olunca Modern tıbbın yalanları yıllarca yaşadı. Zaten sorgulayanlar taşlanıyor, tehdit ediliyor veya meslekten atılmakla tehdit ediliyordu. devasa bir rant kapısında birinin yalanları söylemesi pek çok çıkar odağını aynı anda harekete geçiriyordu ve linç kampanyası başlıyordu. İşte böyle böyle 2020'ye gelindi. "Eski Normale dönelim" diyenler aslında hiç de normal olmayan o eski günlerin bizi 2020'ye sürüklediğini fark edemeyenler. 2020'de sana maske ve aşı dayatıldığı için mi "Eski Normal"i istiyorsun ? İyi ama , o özlediğin "Eski Normal"de maske takan lösemili çocuklar doğru tıp bilgisinden mahrumdu, o "Eski Normal"de bugün senin istemediğin aşılar çocuklara dayatılıyordu. 2020'den önce de sözde virüsler konusunda yalan söyleniyordu ve 2020 öncesinde ödenen bedeller çok daha ağırdı 2020'ye göre. Şimdi senin peşinden PCR Testi, diye koşanlar 2020 öncesinde de kadınların peşinden "kontrole gelin, test yaptırın" deyip "kanser tedavisi" dedikleri o tehlikeli süreç için "vaka" arıyordu Otto Warburg isminden bahsetmeden. Tıpkı bugün D Vitamini'nden, C Vitamini'nden bahsetmeden aşı dayatanlar gibi. O eski Normal"de 550.000 otistik çocuk vardı ve bunun aşı kaynaklı olduğu artık bilimsel makalelerle kanıtlanmış durumda olduğu halde "otizmin nedeni farkındalığın artması, insan zihninin evriminin sonucu" gibi sahtekarca açıklamalar yer alıyordu "Eski Normal"de...
Bizi, "Eski Normal" bugüne getirdi, 2020 yılı, normal zannettiğimiz ama aslında normal olmayan yuvarlanışın sonucudur ve 2020 yılı, daha önceden yuvarlanmaya başladığımız çukura düştüğümüz yıldır. Bizim kurtulmamız gereken şey sadece 2020 anormalliği değil, 2020 öncesi anormallikleri de fak edip bize 2020'de aşı ve maske dayatan o küreselci çete elinin 2020'den önce de fazlasıyla aynı şeyi yapıp bugünlere getirdiğini ve hatta olayı daha da abartıp "Dijital Tıp" gibi bir ucubeyi hazırladığı gerçeğini fark etmektir. Eğer kurtulmamız gereken şeyi sadece "maske ve aşı" zanneden varsa, meseleyi anlamamış demektir. asıl kurtulmamız gereken o maske ve aşıyı, kemoterapiyi, sahte tıp bilgisini, sahte bilimini dayatan küreselci çetenin eski ve yeni ve de gelecekte planladığı tüm uygulamalardır.
Bize bugüne kadar tüm hastalıklar konusunda yalan söylendi. Bugün bilim, yıllardır yalanlarıyla üniversitelerin içine sızmış, politikacıları, iş adamlarını, gazetecileri, edebiyatçıları, sanatçıları kontrol eden küreselci çete tarafından manipüle edilmektedir. Söyledikleri yalanlar korona yalanının çok daha ötesindedir. Kanser konusunda, tansiyon konusunda, şeker konusunda, kolesterol konusunda söyledikleri yalanlarla doluydu bizim "Eski Normal"imiz. zaten bu nedenle 2020 yılında çok rahat yalan söylemeye devam edebildiler çünkü 2020'den önce tıp mantığını ele geçirmiş, kimsenin doğru düşünmesine fırsat vermeyecek ortamı sağlamışlardı. 2020 öncesi tam yeni yeni Modern tıp sorgulanmaya başlamışken, toplum uyanmaya başlamışken bir anda 2020 krizi planlandı adeta suç bastırır gibi, kendi krizini fırsata çevirip, korona sayesinde eski yaptıklarını unutturarak, her şeyi koronaya yıkarak "Dijital Tıbba" sıçramak istedi küreselci çete.
Tamam, onlar bunu planlıyor da biz ne istiyoruz ? Biz gerçek bilimi, gerçek normali istiyorsak ilk önce kanser konusunda söylenen büyük yalanları algılamalıyız, Otto Warburg'u araştırmalıyız, kanser çözümsüz olmadığını bilmeliyiz, kanser ve oksijen bağını anlamalıyız. İşte o zaman diğer tüm yalanlar kendiliğinde etkisiz kalacak ve küreselci çeteyle daha rahat mücadele edilecek.
Adolf Hitler, tüm Yahudileri Almanya'dan atarken Otto Warburg'un gitmesine izin vermedi çünkü kanserin mantığını çözdüğünü farketmişti. Otto Warburg 84 yaşına kadar Almanya'da yaşadı ve orada öldü. Bugün internette bu isim hakkında biraz araştırma yapan herkes kanserin sebebinin insanlıktan gizlendiğini, kanseri mutasyonla açıklamaya çalışanlar profesyonel bir çaba ile küreselci sistemin propagandasını yaptıklarını görürler. Tabi, gerçekten bu yalanlara inanan çokça da insan var ne yazık ki. Oysa kanserin mutasyon kaynaklı olmadığı da araştırmalarla ortaya kondu, asıl sebebin hücredeki oksijensiz kalma durumu olduğu artık biliniyor. Biliniyor ama ısrarla bu bilgi ekranlara yansıtılmıyor.