İmanın altı esasından birisi kadere imandır. O yüzden sizce bence diye bişey olmaz. Elllah ve Resulu ne dediyse odur. Kadere iman, her şeyin Cenâb-ı Hakk’ın bizzat ilmiyle ve takdiriyle vücuda geldiğine inanmaktır.
Kader ikidir. Ilki bazi sartlara bağlı okarak vucuda geken mevcudat ve hadisati tanzim eder. O şartlar vucuda gelmezse netice de değişir ki bu kafer levhi mahfuzdaki esbana bağlı kaderdir hadisin ihbarı ile dua ve sadaka ile tebdil ve tağyire uğrar. Ehlullahin çoğu buna muttali okur da dedikleri herzaman çıkmaz. Ittılaı aklın inkidafina mutevakkiftır. Kincisi değişmeyen sabit kaderdir o da levhi ezelide mahfuzdur nadiren maxar ora çıkabilir Mahfuz ve ezel levhaları atasinda dua sadaka ile esbabin tasarrufunda meydana gelen dwisokik oynar.
Cenabi Hakkin kaonatta 3 buyuk kanunu var . Ata kaxa kader.
Mesnevi-yi Nuriyeden dinleyekim
Cenab-ı Hakk'ın atâ, kaza, kader namında üç kanunu vardır. Atâ, kaza kanununu bozar. Kaza da kader kanununu bozar.
Meselâ: Bir şey hakkında verilen karar, kader demektir. O kararın infazı, kaza demektir. O kararı ibtal edip hükmü kazadan affetmek, atâ demektir. Evet yumuşak bir otun köklerindeki damarları katı taşı deldiği gibi, atâ da kaza kanununun kat'iyyetini deler. Kaza da ok gibi kader kanununun kararlarını deler. Demek atânın kazaya nisbeti, kazanın kadere nisbeti gibidir. Atâ, kaza kanununun şümulünden ihraçtır. Kaza da kader kanununun külliyetinden ihracdır. Bu hakikate vâkıf olan ârif:
Mabudu olan Halık’ına "Ya İlahî! Hasenatım senin atâ'ndandır. Seyyiatım da senin kaza'ndandır. Eğer atâ'n olmasa idi, helâk olurdum." der.[1]
|