Birçoğumuz kendi hayatını değil başkalarının istediği hayatı yaşıyoruz.
Bir ayakkabı bile alırken üç beş kişinin ortak talebini karşılıyoruz. Birisi bağcıklı seviyor diye bağcıklı, diğeri siyah seviyor diye siyah, diğeri plastik taban seviyor diye plastik tabanlı ayakkabı alıyoruz.
Gömlek öyle, eşarp öyle, pardesü öyle, mont, kaban öyle, motorsiklet, araba alırken hakeza...
Aldığımız eşya büyüdükçe katılımcılar da artıyor. Ev alırken en az yirmi kişinin talebine göre ev alıyoruz.
Dünyadır bu. Aldanmaya gelmez. Kimi zaman tecrübelerden istifade etsek de genelde tecrübe için değil beğendirmek, laf işitmemek, imrendirmek için bunu yapıyoruz.
Ama ahiretle ilgili konularda kimseye danışmıyoruz. Ev alırken yirmi kişiyle istişare ediyoruz. Ama faizli kredi çekerken kimseyi dinlemiyoruz.
Yaşadığınız hayat sizin mi yoksa başkasının mı?