Ve Allah'ın şu kavli: "Hâlbuki onlar Allah'a, O'nun dininde ihlâs erbabı muvahhidler olarak ibâdet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekâtı vermelerinden başkasıyle emrolunmamışlardı. En doğru dîn de bu idi" (el-Beyyine: 98/5)
39-.......Bana Mâlik ibn Enes, amucası Ebû Süheyl ibn Mâlik'ten, o da babası Mâlik ibn Ebî Âmir'den tahdîs etti ki, o, Talha ibn Ubeydillah(R)'dan şöyle derken işitmiştir: Necd ahâlîsinden saçı darmadığınık (fakîr) bir kimse Rasûlullah'a geldi. Uzaktan sesini kar*makarışık duyuyor, fakat ne söylediğini anlayamıyorduk. Nihayet yaklaştı; meğer İslâm'ın ne olduğunu soruyormuş. Bu suâle karşı Rasûlullah(S):
- Bir gün bir gece içinde beş namaz, buyurdu. O zât:
- Üzerimde bu namazlardan başkası da olacak mı? diye sordu.
- Hayır, meğer ki kendiliğinden kılasın, buyurdu. Ondan sonra Rasûlullah:
- Bir de ramazân orucu, buyurdu. O zât:
- Üzerimde bundan başkası da olacak mı? diye sordu. O da:
- Hayır, meğer ki kendiliğinden tutasın, cevâbını verdi. Talha der ki: Rasûlullah, zekâtı da ona söyledi. O zât yine:
- Üzerimde bundan başkası da olacak mı? diye sordu. Yine Rasûlullah:
- Hayır, meğer ki kendiliğinden veresin, cevâbını verdi. Bunun üzerine (o Necdli fakîr zât):
- Vallahi bundan ne artık, ne eksik bir şey yapacak değilim, diyerek arkasını dönüp gitti. Bunu duyunca Rasûlullah:
- Eğer doğru söylüyorsa felah buldu gitti, buyurdu
buhari iman 34
|