Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Kalbim mi mühürlendi? Şüphe halinden kurtulmak istiyorum
Tekil Mesaj gösterimi
  #33  
Alt 13.09.20, 21:32
Can Yener Can Yener isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 02.07.20
Bulunduğu yer: İnCe çİZgi'de
Mesajlar: 79
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Ex Nihilo Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm, herkese hayırlı geceler dilerim. Biraz iç dökme gibi bir konu olacak, belki de yanlış yere açmışımdır. Eğer öyle bir şey yaptıysam affola.

19 yaşındayım. Çok ufak yaşlardan beri aslında okült ilimlere ilgiliyim. Belki bir zandır, yani ben öyle sanıyorumdur belki de gerçektir bilemem ama hep bir koruyucu meleğim var diye düşünüyordum. Bulunduğum çevre gereği çok pis olayların da içine girdim, zor şeyler de yaşadım ama sürekli, bir şekilde sıyrıldım beladan. Benden daha az bu tür eylemlerde faaliyet gösteren arkadaşlarım, tanıdıklarım ağır bedeller ödedi. İnanmaya meyilliyim, ama çok acımasız bir rasyonalitem var. Aklıma çok güveniyordum, her şeyi, ama her şeyi sorguluyordum. Bir de obsesif kompulsif bozukluk rahatsızlığı olunca bunlara ek olarak az çok durumu tahmin edin.

Ufak yaşlardan beri felsefe, psikoloji, matematik vs. ile iç içeyim, çünkü hakikatin peşinndeyim. Platon, Aristo, Kant, Hegel, Nietzsche, Freud, Jung, Marx, Locke, Stirner vs. hepsinin çoğu eserini okumuşumdur. Ayriyeten sıkı bir genetik okuyucusuyum. Neyse, aslında bunları anlatma sebebim kesinlikle ego tatmini değil, lütfen beni yanlış anlamayın. Sadece durumumu net bir şekilde izah etmek, yorumlarınzı yazarken bunları göz önünde bulundurmanız maksadıyla yazıyorum. 16-17 yaşına kadar akla çok güveniyordum, hakikate onunla ulaşabileceğimi düşünüyordum. Sonra Gazali ile tanıştım, aslında ismen biliyordum ama okuma fırsatım olmamıştı hiç. İmam Gazali’nin yazdıkları beni etkiledi, onun sayesinde ve bilim felsefesi okumalarıyla maddesel temelin kökeninde bile bir inanç(aksiyom) olduğunu gördüm, hakikate bir tek akılla ulaşılamayacağını kavradım. Dini inancımı hiç kaybetmemiştim, oruçlarımı hiç aksatmadım, 18 yaşına kadar ağzıma ne sigara, ne de alkol sürdüm. 18 yaşımın sonlarına doğru ilk defa alkol kullandım. Sigara hala hiç içmedim, alkol içtigimde de ne bileyim içimden bir ses bu sen değilsin diyordu, yani evet etkisi güzeldi ama benimle taban tabana zıt bir şeydi. Kız arkadaşım da vardı, yani anlayacağınız sevgili büyüklerim, harama bulaşmıştım, Allah’dan uzaktım. Evet uzaktım, ibadetlerimi yapmıyordum, ama kaybetmemiştim inancımı. Bir zaman sonra hakikate felsefe ile ulaşamayacağımı anladım. Bakın ulaşılmaz demiyorum, yani ben ulaşamadım. Çünkü obsesyonum sebebiyle çok detaycıyım, sabah kalkar kalkmaz düsünmeye başlar, gece yatakta bile düşünürdüm. Bu da beni yorardı.

Derken keşişlere baktım, sufilere baktım, kısaca inançlı insanlara baktım. Çok mutluydular, ya mutluluk şöyle dursun, o olmasa da olur, çok huzurluydular. Ama benim içimde hep bir boşluk vardı, hayatımın anlamı yoktu, tek anlamım ailemdi, hala da öyle. Onlar için katlanıyordum yemin ederim. Rabbim yokluklarını göstermesin. Neyse, belki içimdeki bu boşlugu spiritüelizmle doldururum dedim. İlk önce saçmalık olarak nitelendirdiğim astrolojik doğum haritamı bir dostuma yorumlattım. Bana, “ Senin merkürün balıkta, bu işlere eğilimin çok yüksek” dedi, biraz cesaretlendim. Maceram tam da burada başlıyor esasında. Ama işte akıl gene devreye girdi, bir deneyim gerekliydi. İnanmaya evet çok meyilliyim, ama bir deneyim gerekli. Derken küçükken, elimde çıkan siğilleri anneannemin okuyarak yok etmesi geldi, komşularımıza yapılan ve etkisi görülen büyüler geldi. Bu biraz inancımı artırdı, mutlu olmuştum. Sonraki günlerde bir rüya gördüm, garip bir rüyaydı. Rahmani olduğunu düşünerekten anlatayım. Evin içinde yeşil bir yılan beni kovalıyordu, ondan kaçıyordum. En son beni sıkıştırdı, sokmaya başladı. Ama garip şekilde hiç hissetmiyordum bunu, sonra bedenimin etrafında mavi bir nasıl desem ışık belirdi, kalkan gibi. Beni o koruyordu. Sonra bir adam, böyle nur yüzlü beni ordan alıp yerdeki seccadeyi işaret etti, ve evimizin her yerinden o mavi ışık saçılmaya başladı. Sonraki zamanlarda yılda 3-4 kez yani ortalama 4-5 ayda bir elime kına yakılı uyanıyordum sabah vakti.

Yazı çok uzadı, hakkınızı helal edin. Benim sizden yardım istediğim konu şu: Söylemeye çekiniyorum ama içimden ibadet yapasım gelmiyor. Namaz, esmalar, zikirler vs. Sanki hiç ama hiç bir şey hissetmeyecekmişim ve haşa işe yaramazlarmış gibi geliyor. kalbim mi mühürlendi? Neden böyle hissediyorum sürekli? Sonra bunu aşmak için insanların tecrübelerine bakıyorum, işe yaradıgını söyleyenlere de içimden herkes yalancı diyorum. Kendim şuana kadar bir tek telepatiyi deneyimledim, onda bile acaba tesadüf mü diyorum hala ikna olmadım yani.. Bana ne önerirsiniz dostlar? Lütfen yardım edin. Bu şüphe halinden kurtulmak istiyorum, tecrübelerinizi de dinlerim hiç problem değil. Yeter ki yardımcı olun..
Kardeş o kadar da yazmışsın, yazık oldu, senin konu arada kaynadı. Ben boşuna demiyorum , kısa yazın akılda kalıcı olsun diye. Bu arada geçmiş olsun. Allah şifanı versin inşaAllah.

 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147