Allahtan herşeyin hayırlısını istemek...
Bir gün Hz. İsa as cahil biriyle yol arkadaşı olmuş.
Bunlar giderken yolda kemikler görmüşler. Hz. İsa'nın ism-i azam duasıyla ölüleri dirilttiğini bilen o cahil kişi: Ne olur bildiğin ism-i azam duasını bana da öğret de şu kemikleri diriltip kaldırayım, diye yalvarmış.
Hz. İsa as : Sus, bu iş senin haddin değil.
Bunun üzerine o kişi: Madem bende bu kabiliyet yok. O halde bari o kemiklere sen oku da dirildiğini görebileyim.
Hz. İsa as bu işe şaştı ve: Ya Rabbi bu işin hikmeti nedir?
Ne kadar şaşılacak şey ki birçok kimse tıpkı bu kişi gibi kendi kalbinin ıslahını unutur da nefsinin hevesine düşer. Hz. İsa as gibi bir mürşit bulmuşken bu altın fırsatı nefsani isteklerle harcar. Kimisi böyle bir fırsatı hiç bulamaz ama her bulan da ondan istifade etmeyi bilmez.
Hasılı adamın ısrarı üzerine Hz. İsa as kemiklere ism-i azam duasını okudu. Kemiklerden siyah bir Arslan dirildi ve bir pençede o adamı öldürüp beynini yere döktü. Meğer adam kendi eceline susamış da ısrarla onu çağırmakta imiş. Mevlâna hz. bu benzetmeden hepimizi kapsayacak bir netice çıkarıyor: Bu Aslan nedir? O senin kendi nefsindir. O halde uyanık ol! Nefis köpeğinin diriltilmesini isteme. Çünkü ilk avı yine sen olursun. .
|