Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Evet arkadaşlar gece saat 4 gibi yattım akşam saat 6 gibi uyanmıştım ama ne uyanma. Sanki hiç uyumamış gibiydim. Her tarafı ağrıyor, kafam zonkluyor gözüm yanıyor kulakların acayip çınlıyordu. Sanki bu süre zarfında hiç durmadan dayak atmışlar gibiydim. Farkı sadece kanayan ve moralan bir yerim yoktu. Evde sersem gibi 1-2 saat dolaştım kendimde değildim. Sadece anneme üzerime okumasını istediğimi biliyorum. Yemek yedim mi yemedim mi onu bile bilemiyorum. Annem üzerime 10-15 dakika kadar okudu. Bu okuma esnasında ilk anlarda çok kötü hissettim. Genirmeler gözlerden ağlarcasına göz yaşı, esnemeler müthiş derecedeydi. Ayrıca okumanın ilk zamanında sanki birileri hep sırtıma, koluma, bacaklarıma sürekli dürtüyordu. Çok hızlı şekilde bir şeyler geçiyor gibiydi. Annemin okuması bitimine doğru biraz rahatlamıştım.
Bu arada annemin bana okuması sırasında epeyi göz yaşı aktı. Annem, oğlum bu neyin nesi nazar filan değil dedi. Ben de, anne bilmiyorum. Belki gece okumalardan dolayı olmuştur diyebildim. Annem ben bir istihareye yatayım 2-3 güne kadar ne olduğunu anlarız dedi. Bende meseleyi uzatmamak için ben bir duşa gireyim deyip annemin yanından kalktım. Annem duşa girerken mutlaka 3 kere ALLAH’ım yarattığın tüm mahlukatın gözlerinden ve şerlerinden sana sığınırım diye söyle öyle gir diye tembih etti.
Bende aynen annemin dediği gibi dua edip girdim. Sıcak suyun altında epeyi durdum. Ama şunu fark ettim bir şeyler gelip gidiyordu sanki beni arıyor, ama bulamıyorlar gibi geliyordu. Bazı fısıltılar gelmeye geliyordu. İlk başlarda anlamıyordum. Ama bu fısıltılar sanki beni arıyorlardı. Yaklaşık 2 saat banyo da kaldım. Kendime gelmiştim. Banyodan çıktım. Bizimkiler akşam çayı içiyorlardı. Yemeği ne zaman yediklerini sordum. Kardeşim, ooo lan oğlum sen iyi misin? Banyoya girmeden önce oturduk seni çağırdık sen banyoya gireceğim dedin ya. Sen harbi uçmuşsun. Ne kullanıyorsun söyle bende arada sırada kullanayım fena olmaz deyip güldü. Neyse oturdum TV seyretmeye başladım. Bu arada sağolsun annem ekmek arası bir şeyler yapmış tepsi ile getirdi. Çayla güzelce yedim.
Yine okuma saati geldi. Okumaya devam edip etmeme konusunda artık şüpheler oluşmaya başladı. Ama bir taraftan da ya bu olanlar güneşin doğmasına yakın olan zifiri karanlıksa diye düşünüp okumaya devam etmeye karar verdim.
Her zaman ki gibi salona geçip tekli koltuğa oturdum. Ama bu sefer her zaman ki gibi paşalar gibi kurulmadım. Ayaklarımı toplayıp oturdum. Okumaya başladım. 100 kadar ayetel kürsü okudum ama dürtmeler, etrafımda gölgeler o kadar çoktu ki işin garibi artık okumaları korkarak yapmaya başladım. Bir taraftan kulağıma ara sıra gelen anlamadığım fısıltılar, bir taraftan da evin dışında yüksek sesle 4-5 kişinin konuşmaları…
Yine de okumayı bırakmadım. Devam ettim ama sanki enerjim gram gram çekiliyordu. Bu da yetmezmiş gibi bir güç beni oturduğum koltuğa resmen çivilenmiş gibi hissediyordum. Hareket etme kabiliyetin neredeyse sıfıra indiği gibi bende hareket etmek istemiyordum. Resmen bağlanmıştım. O arada karşımdan yavaş yavaş bir şeyin üstüme üstüme geldiğini hissediyordum. Kaçmak istiyordum ama hareket edemiyordum. Bağırmak istiyordum bağıramıyordum. Çok tuhaf bir duyguydu. O an aklıma, annemin banyoya girerken etmemi söylediği “ALLAH’ım yarattığın tüm mahlukatın gözlerinden ve şerlerinden sana sığınırım†duası geldi. Hemen o duayı okudum. O an bir çığlık duydum ki bu zamana kadar böyle bir çığlığı hayatımda duymamıştım. Bir anda rahatlamıştım. Ama kan ter içinde zar zor okumamı bitirmiştim ama yine de içimde bir ürperti vardı.
Hemen kalkıp salondan çıktım. O kadar çok terlemiştim ki sırılsıklam su gibiydim. O yorgunluk ve bitkinlikle zar zor üzerimi değiştirdim. Yattığım odayı bulmakta zorlandım. Sanki bir labirentin içindeydim. O an aklıma acaba beklediğim geldi mi diye düşünmeye başladım. Bu şekilde olduğuna göre gelmiş olmalıydı ama böyle olmamalıydı. Biraz bu düşünceler sayesinde cesaretlendim. Bu düşünceler içindeyken bu arada odama girmeyi başarmıştım. Biraz olanları düşünmek istedim ama öyle bir yorgundum ki düşünmeyi yarına bırakmak zorunda kaldım. İçimde gelenlere yarın sizinle ilgilenirim deyip yattım. Salak sanki ne yapacaksam onu da bilmiyorum ya ama bu yorgunlukla uyuya kalmışım.
Arkadaşlar bugünlük bu kadar yeter devamı inşallah yarına…
|