Yakın akraba evliliğinin dinen sakıncası var mıdır?
Yüce Kitabımız Kur'ân-ı Kerim yakınlık cihetiyle evlenilmesi haram olan kadınları açıklamıştır. Bunlar, kızkardeş, hala, teyze gibi yakın akrabalardır. Bunların dışında kalan amca, dayı, hala ve teyze kızlarıyla evlenmeye ruhsat vermiştir. Peygamber Efendimiz de bu ruhsatı kendisi ve yakınları üzerinde de kullanmıştır. Bilindiği gibi, Peygamberimizin hanımlarından Zeyneb binti Cahş,halasının kızıydı. Ayrıca kendi kızı Hz. Fâtıma'yı amcası oğlu Hz. Ali'ye nikahlamıştı.
Dinimizde her ne kadar böyle bir ruhsat mevcutsa da, birtakım irsî ve sıhhî mahzurlarından dolayı bazı hadislerde yakın akraba ile evliliğin tavsiye edilmediğini görmekteyiz.
İmam-ı Gazali Hazretleri,sünnet ölçüleri içinde evlenecek eşlerde aranan vasıfları sayarken, cinsî duygunun zayıf olacağından dolayı kızın yakın akrabalardan olmamasını da zikreder. "Pek yakınınız olan bir kadınla evlenmeyin; çünkü çocuk zayıf, çelimsiz olur"(1) hadis-i şerifine yer verir.
İşte bu mahzur göz önüne alınarak, çok yakın akraba ile evlenilmesi tavsiye edilmemektedir.Yine bu hususta, "Yabancılarla evlenin, yakınlarınızla evlenmeyin"(2) mealindeki hadis de bu hikmetleri nazara vermektedir.
Bu meselede ehemmiyetli bir mahzur da, zamanla eşler arasında bir geçimsizlik olduğu takdirde, akrabalar arasında devam etmesi gereken manevî bağların zayıflamaya yüz tutmasıdır. Hadis îmamlarından Deylemî'nin bir rivayetinde, akraba ile evliliğin sıla-i rahim
bağlarının kopmasına sebep olacağı bildirilmektedir.
Bütün evliliklerde olduğu gibi bilhassa akraba ile olan bir evlilikte kan uyuşmazlığının tespit edilmesinin sıhhî bir tedbir olarak düşünülmesinde büyük fayda vardır.
Başta da söylediğimiz gibi yakın akraba ile evlilikte esas itibariyle dinî bir yasaklama yoktur. Sözü edilen sıhhî mahzurlar da muhakkak surette olacak diye bir durum da mevcut değildir. Ancak, çocukta görülebilecek sakatlık ve benzeri hususlar, yabancı kadınla olan evliliğe nispetle akraba evliliklerinde belli bir ölçüde daha fazla müşahede edilmektedir.
1. Terbiyetü'l-Evlâd, 1: 39; ihya, 2: 42.
2. Kadı Beydâvî. Gâyetü'l-Gusâ, 2: 721.
|