Alıntı:
Erzurum Nickli Üyeden Alıntı
Duvara yaslanıp konuşunca mesele çözülüyor elbet. Şimdi bu öfkenizi anlayamıyorum ve takılmayacam da fakat bunlara delil göstermezseniz havada kalır..
Seneti sağlam olmayan konuşmalar yanlıştır. Seçip şunlar şunlar yanlıştır diye yazmak istediğim çok ama o kadar zaman da yok. Fakat...
Hz. Nuh nebidir. Evliya değil.
Müşrikler putlara meleklerin isimlerini vermiş Allah'a aracı koymuşlardı. Ve cinlere de inananlar vardı. Allah inancı ve melek inancı da vardı. Üç beş kitap bitirmediysekde kuran hangi ortamda indirildi biliyoruz. Bilgi kirliliği yapmayın.
Ashabı suffa'dan Birtane senedi sağlam bir hadis ile rabıtaya örnek gösterirmisiniz?
Kuran Azimüşşan'da geçen kıssa lara dpğru sorular sorulursa doğru cvplar alınır.
Senedi delili olan meseleleri biz esas alırız..
|
Eğer benim dediklerimde öfke algıladıysan, dediklerimden hiçbirşey anlamamışsın demektir.
Ashab-ı Suffa ile ilgili ayet dahi vardır. Bakara Suresi 7.Ayet der ki;
"Sadakalar, kendilerini Allah yolunda hizmete adamış fakirler içindir ki, onlar yeryüzünde dolaşıp hayatlarını kazanmaya fırsat bulamazlar. Onların hallerini bilmeyen kimse, istemekten çekindikleri için, onları zengin sanır. Ey Habibim, sen onları yüzlerinden tanırsın. Yoksa onlar insanlardan ısrarla bir şey istemezler. Ve siz her ne bağışta bulunursanız, şüphesiz Allah onu hakkıyla bilir."
Hadi diyelim ki bu da sizi kesmedi; Sahih Buhari ve Sahih Tirmizi'de sabit olan bir hadis-i şerif;
"Açlıktan yüzü koyun yatıyordum. Bazen de karnıma taş bağlıyordum. Bir gün halkın gelip geçtiği bir yol üzerinde oturdum. O sırada oradan Resûlullah geçiyordu. Vaziyetimi anladı ve
'Ey Ebû Hüreyre,' diye seslendi.
'Buyur, yâ Resûlâllah,' dedim.
'Haydi gel,' buyurdu.
"Beraber gittik. Eve girdi. Ben de girmek için izin istedim. Müsaade ettiler. Ben de girdim. Bir kapta süt buldu.
'Bu süt nereden geldi?' diye sordu.
'Falâncalar hediye olarak getirdiler' diye cevap verdiler. Sonra da,
'Ey Ebû Hüreyre, Ehl-i Suffaya git, onları bana çağır!' diye emretti.
"Ehl-i Suffa, İslâm'ın misafirleriydi. Ne âileleri ne de mal mülkleri vardı. Resûlullah'a bir hediye geldiği zaman hem kendisine ayırır hem de onlara gönderirdi. Kendisine, ehline verilmesi için gönderilen sadakaların tamamını onlara gönderir, katiyen kendisine bir pay ayırmazdı."
"Resûlullahın Ehl-i Suffayı daveti beni üzdü. Ben, bu kaptaki sütü tek başıma içer de, bununla epeyce bir müddet idare ederim, diye umuyordum. Kendi kendime, 'Ben elçiyim. Suffa ehli gelince onlara sütü ben taksim ederim' dedim. Bu durumda sütten bana hiçbir şey kalmayacağını biliyordum. Fakat, Allah Resûlunün emrini yerine getirmekten başka çare de yoktu.
"Gidip, onları çağırdım. Geldiler. Müsâade isteyip oturdular. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)
'Ebû Hüreyre, kabı al ve onlara süt ikrâm et' buyurdular.
"Süt kabını alıp, dağıtmaya başladım. Herbiri kabı alıyor, doyuncaya kadar içiyor, sonra arkadaşına veriyordu. Suffa ehlinin sonuncusu da içtikten sonra, kabı Resûlullaha verdim. Aldı. İçinde sadece azıcık süt kalmıştı. Başını kaldırarak bana bakıp gülümsedi ve
'Ebû Hüreyre,' dedi.
'Buyur, yâ Resûlallah,' dedim.
'Süt içmeyen ikimiz kaldık,' buyurdu.
'Evet, yâ Resûlallah' dedim.
'Otur sen de iç' buyurdular. Oturup içtim.
'Biraz daha iç', dedi. İçtim. Yine içmem için ısrar etti. 'Daha daha,' diyordu. Nihayet,
'Seni hak din ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, içecek yerim kalmadı' dedim.
'O halde bardağı bana ver' buyurdu. Verdim. Allah'a hamdü senalar etti. Sonra Besmele çekerek geri kalanını da kendisi içti."
Benim daha ilgincime giden, hadis ve ayetler konusunda hassas olduğunuzu söylediğiniz halde hadisleri bilmemeniz.
Bu hadis, buhari ve tirmizi teyidi ile sahihtir. Kesinlikle sek ve şüphe yoktur. Eğer inkar etmek isterseniz siz bilirsiniz, ama bu hadisi inkar ettiğinizde ne olacağınızı varın siz düşünün.
Size de benden küçük bir tavsiye; Halis bayuncuk ve ebu haris gibi sapıkları pek fazla dinlemeyin. Onların, kemalist sapıklardan bir farkı olmadığını bilin.