İbn Abbas (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.) bir gün Mescid-i Nebî’den dışarı çıkarken kapıda şeytanla karşılaştı. Hz. Peygamber sordu:
“Seni buraya getiren sebep nedir?” Şeytan:
“Beni buraya Allah gönderdi.” dedi. Efendimiz:
“Niçin?” diye sorunca şu karşılığı verdi:
“İstediğin soruyu bana sorman için.” İbn Abbas’ın rivâyetine göre Rasûlullah (s.a.)’ın ilk sorduğu şey namazla ilgili oldu:
“Ey mel’ûn, ümmetimi cemaatle namazdan niye men ediyorsun?” Şeytan şöyle cevap verdi:
“Ya Muhammed (s.a.v.) ümmetin cemaatla namaz için evlerinden çıktığında beni sanki ateşli bir humma tutuyor ve onlar camiden dağılmadıkça bu hastalığım geçmiyor.”
“Peki ümmetimi ilim ve duâ ile meşgul olmaktan niye alıkoyuyorsun?”
“Çünkü onlar duaya başlayınca, bitirinceye kadar sanki gözlerim kör, kulaklarım sağır oluyor.”
“Ümmetimi Kuran okumaktan niye alıkoyuyorsun?”
“Çünkü onlar Kuran okuduklarında ben kurşunun ateşte erimesi gibi eriyorum.”
“Ümmetimi cihattan niye alıkoyuyorsun?”
“Onlar cihât için evlerinden çıkınca, dönünceye kadar adeta benim iki ayağım bağlanıyor, hacc için çıktıklarında da sanki zincire vuruluyorum. Sadaka verecekleri zaman da âdetâ başımın üzerine bir testere konularak bir tahta gibi başım parçalanıyor.” (Aclûnî, Keşfu’l-hafâ, I, 537)
Şeytan, insan tabiatına oburca yemek içmek sûretiyle musallat olur. İnsan, yeme içmeyi azaltıp oburluğu bıraktığı takdirde, midesinin ve nefsinin şehvetini önlemiş olur. O zaman şeytan ona nüfuz imkanı bulamaz. Onu etkileyemez.
Nefsin ıslahı beş vakit namazla olur. Çünkü beş vakit namaz, nefsin ıslahı için farz kılınmıştır. Nefs terbiyesi namazda Yüce yaratıcının huzurunda el bağlamak, rükû ve secdeye varmak sûretiyle gerçekleşir. Zira nefsin ıslahı; huşû, tevâzu ve mahviyyet ile olur.
|