25.07.20, 21:49
|
|
|
Üyelik tarihi: 24.07.20
Bulunduğu yer: Denizli
Mesajlar: 134
Etiketlendiği Mesaj: 13 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
ebu ubeyde bin cerrah Nickli Üyeden Alıntı
bir insanın kendi ismi üzerinden Allah’ın bir ismini bulup okuması ve bunun üzerinden manevi mertebeler katetmesine dair düşüncenin doğru olmadığına inanıyoruz.
Çünkü, şu dünya imtihanı böyle basit formüllerle geçiştirilemeyecek kadar ciddi ve önemlidir.
Farz edin, bir kişinin ismi Allah’ın Rahim ismine tevafuk ediyor, diğerinin ismi Allah’ın Muntekim ismine tevafuk ediyor; bunu nasıl yorumlayabiliriz?
- Bazı isimlerin kaderden -zahir bir tarzda göründüğünden- bir cilvesi olduğunu düşünmek yanlış değildir. Bazı hadislerden bunu anlayabiliyoruz. Fakat karşılığında cennet gibi bir hayatı kazanmak veya kaybetmek olan bir imtihanı bir isme bağlamak asla isabetli olmaz.
- Selef-i salihinden olan kimselerin farklı Esmaya mazhariyetleri, isimlerinden dolayı değil, vardıkları mertebeye olan tevafukları sebebiyledir. Örneğin, kuvvetli iman ve salih amelle ilahi aşk mertebesine ulaşan bir kimse, “Vedud” ismini zikreder ve ona mazhar olur. Yoksa, iman ve amel bakımından o mertebeye ulaşmamış bir kimse, sittin sene bu ismi zikretse, o mertebeye ulaşamaz.
- Ayet ve hadislerde hakkında bir beyanın olmadığı bu gibi düşüncelerle vakti zayi etmek yanlıştır. “Allah katında en değerliniz En çok takvalı olanınız/Allah’a karşı gelmekten en çok sakınanızdır” mealindeki ayette imtihanın nasıl kazanılacağına dair çok veciz bir formül sunulmuştur.
Takva. “Allah’ın emirlerine uymak ve yasaklarından da sakınmak” anlamına gelir.
İlgimizi, bilgimiz, çabamızı hep bu konuya tahsis edelim. Manevi makamlara uçanların hepsi bu iki kanatla uçmuştur..
|
Ya vedudu hep celp icin cekiyor herkes
|