Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Gece ibadetlerinin önemi
Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 12.02.16, 19:16
Lokman Lokman isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 23.03.15
Mesajlar: 282
Etiketlendiği Mesaj: 50 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Gecenin İhyası:
Kur'ân-ı Kerim yer yer müminlerin sıfatlarını da zikretmiştir. Furkan sûresinde mü'minlerin en belirgin vasıfları sayılırken, gece ibadetine de dikkat çekilerek şöyle buyurulmaktadır. "Rahmânın kulları ki yeryüzünde mütevazi olarak yürürler, cahiller kendilerine laf atarsa "selâm" derler. Onlar ki, gecelerini Rablerine secde ederek (O'nun huzurunda) ayakta durarak geçirirler. Onlar ki, "Rabbimiz! Cehennem azabını bizden öteye çevirir, doğrusu onun azabı sürekli bir azaptır" derler. Orası ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makamdır. Ve onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik ederler.(Harcamaları) bu ikisinin arasında dengeli olur. Ve onlar ki, Allah ile beraber başka ilaha yalvarmazlar. Allah'ın haram ettiği canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları, yaparsa günahının cezasını) bulur. (22)
Adili Mutlak başka bir yerde, gece ibadeti yapan şahıs ile, bolluk zamanında Rabbini unutan gafil kişiyi kıyas ederek, onları şu şekilde tavsif eder.
"İnsana bir zarar dokundu mu hemen içtenlikle Rabbine yönelerek O'na duâ eder. Sonra (Allah) ona kendisinden bir nimet verdi mi, önceden O'na yalvarmakta olduğunu unutur da O'nun yolunda saptırmak için Allah'a eşler koşmağa başlar. De ki "Küfründe azıcık yaşa, sen ateş halkındansın". Yoksa o (inkâr eden), gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir? Doğrusu ancak aklıselim sahipleri öğüt ahr.(23)
Görüldüğü gibi gece kâim olan kişi, âlim ve akl-î selim sahibi olarak tavsif edilirken, Rabbini unutan gâfil de cahil olarak zikredilmiştir.
Secde sûresinde ise şu ifadeler yer almaktadır: "Bizim âyetlerimize o kimseler inanırlar ki, onlar, kendilerine hatırlatıldığı zaman derhal secdeye kapanırlar. Rablerini överek tesbih ederler, büyüklük taslamazlar. Yanları yataklardan uzaklaşır (gece ibadet-ü taat için döşekleri terkederler). Korkarak ve umarak Rablerine duâ ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için ne gözler aydınlatıcı (nimetlerin) saklandığını hiç kimse bilmez. Hiç inanan kimse, fasık (imandan çıkan) gibi olur mu? Bunlar elbette bir olmazlar. (24)
Burada da gece kaim olanın derecâtı, fasığın ise sukûtu zikredilmiştir.

Cennet Ehlinin Sıfatı Olarak Gece Kıyamı:
Rahim-i Mutlak, kişiyi cennete ehil kılan bazı sıfatları şu şekilde zikretmektedir: "(Allah'ın azabından) korkanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak, cennette, çeşme başlarındadırlar. Çünkü onlar pek az uyurlardı. Seherlerde istiğfar ederlerdi. Mallarında dilenci ve yoksul için bir hak vardı." (25)
Son olarak Ehl-i Kitaptan müslüman olanlar hakkında nail olduğu rivayet edilen(26) şu âyeti zikredelim: "..Ehl-i Kitap arasında, gece saatlerinde ayakta durup Allah'ın âyetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardır. Onlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler. İşte onlar iyilerdendir. (27)

NETİCE
Gerek Kur'ân-ı Kerim ve gerekse Hadis-i şeriflerde üzerinde önemle durulan ve teşvik edilen gece ibadeti aynı zamanda bir rûh safvetinin de ifadesidir. Âyetten anlaşılacağı gibi, Vahy-i semavîye açılacak olan bir kalbin hazırlanması, tasaffi etmesi âdeta bununla temin ediliyor. Alemin gece zulmetiyle karardığı bir zamanda rûhların Kur'an nuruyla tenevvür etmesi, feyz-i akdesten gelen ilahî esintilere sinelerin açık tutulması ve umumiyetle herkesin hissiyatının durulduğu ve letâifin tatil edildiği o feyizli ve bereketli gece saatlerinde, dostun dost ile halvette kalarak, yalnız O'ndan istemesi, yalnız O'na istiğfar etmesi ve yalnız O'na kul olduğunu ilan etmesi elbette büyük bir fırsattır. Bunun fevt edilmesi ise telafisi imkânsız olan bir zarardır.
Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra uyanık kalmayı bile bir fazilet saymış ehl-i irfan. Her gece kullarını yoklayan, kimin uyanık, kimin gaflette olduğunu temaşa eden Rabbın rahmeti, bereketi, ihsanı, afvı, atası, hadis-i kudsînın ifadesiyle uyanık olanlara va'd edilmişdir. Hatta her gece kalbine nüzûl edecek olan misafirin geliş saatleridir o zamanlar. Nitekim Erzurumlu İbrahim Hakkı ne güzel söylemiş:
Dil beyt-i hudâdır anı pâk eyle sivâdan
Kasrına nüzul eyler o Sultân gecelerde!
Bütün geceyi gafletle geçirmenin yanında dünyanın hayata yeniden gözlerini açtığı ve kalkınması farz olan sabah namazının vaktini dahi gaflet ve husran uykusunda geçirmek, ne kadar azim bir günah olduğunu her akl-i selim anlamalıdır.
Nitekim bizden önceki kavimlerin birçoğunun helâki, gece gaflet içinde uyurlarken veya sabaha karşı vuku bulmuştur (28)
(*) Ezdad: Birbirine zıt iki mânâyı ifade eden kelime.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147